Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERHAN AFYONCU

Gazze’nin mutlu yılları

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Gazze 400 yıl Osmanlı hakimiyetinde kaldı. Bu yıllar Gazze’nin huzurlu yılları idi. 374 yıl önce 1649’da Gazze’yi ziyaret eden Evliya Çelebi ‘Gayet mamur şenlikli yerdir, büyük âlim ve salihleri, çok sayıda muhteşem sipahileri, tüccarları ve sanat sahipleri vardır’ şeklinde tasvir eder

Yavuz Sultan Selim, Memlük hükümdarı Kansu Gavri'yi 1516'da Mercidabık meydan Muharebesi'nde mağlup edince, Suriye ve Filistin Osmanlı topraklarına katıldı. Gazze, Şam Beylerbeyliği'ne bağlı bir sancak hâlinde teşkilatlandırıldı. Osmanlı düzeni bölgeye hakim oldu. Osmanlılar, Gazze'de 400 yıl hüküm sürdüler. Müslümanlar, Yahudiler ve Hristiyanlar Gazze'de Türk bayrağı altındayken huzur ve adalet içerisinde yaşadılar.


Gazze

374 YIL ÖNCE GAZZE
1649 yılında Gazze'yi ziyaret eden Evliya Çelebi, bölgeyi şöyle anlatır: 'Bu Gazze evliyâ ve enbiya nazargâhı olduğundan hâlâ mamurdur. Nice yüz devletten devlete geçmiştir. Sonunda Osmanlılardan I. Selim Han, Mısır meliklerinden ve Çerkeslerden Sultan Gavrî elinden 1516 tarihinde fethetmiştir. Şam Eyaleti'nde sancakbeyi tahtıdır. Sancakbeyinin padişah tarafından hassı 508.338 akçedir. Zeamet 7 ve timar 107'dir. Kanun üzere cebelüleri ile toplam 1150 asker olup paşası ve alaybeyisi sancağı altında sefer giderler.
300 akçelik kazadır. Bakımlı ve şenlikli köylerinden her sene adalet üzere kadıya 4 bin kuruş ve paşasına 80 bin kuruş hasıl olur. Adı geçen sancak gayetle mamur şenlikli vilâyettir. Dört mezhepten bütün ilimleri öğrenmiş şeyhülislâmları, nakibüleşrafı, şehrinin ileri gelenleri, büyük âlim ve salihleri, bol ve muhteşem sipahi taifesi, ticaret ehli, zengin ehli hizmetleri ve sanat sahipleri vardır.


Evliya Çelebi

Şehir naibi, şehir subaşısı, şehir muhtesibi ve şehir bacdarı vardır. Zira bu şehir kaydı hayat kaydı ile Hüseyin Paşa'nın, Selim Han'dan beri miras mülk ocaklıkları olduğundan bütün muhtesib bacdarının gelirleri paşanın hassıdır.
Gazze Kalesi'nin şekli: Eski zamanda yapılan kalesini Buhtunnasr harap etmiştir. Deniz kıyısından doğuya doğru bir saat uzaklıkta kumluk içinde dörtgen şekilli bir küçücük taş bina güzel bir kaledir. Duvarının boyu 20 mimar arşınıdır. Burçları ve kıbleye doğru açılan bir demir kapısı vardır.
Bu kalenin dizdarı ve kale neferatları daima mevcut olup bekçilik ederler. Zira gayet tehlikeli Çöl Arapları serhaddi olduğundan düşmanı çoktur. Kale içinde bütün Gazze âyanının ve köylerin halkının değerli eşyaları saklanır.


Osmanlı döneminde bir kervan.

Kale içinde hepsi temiz toprak ile örtülü bağsız ve bahçesiz ufak tefek neferat haneleri vardır. Bir camii, buğday ambarları, cebehane mahzenleri, yetecek kadar cebehanesi ve çok güzel şahî topları vardır. Bu kalenin kıblesi tarafında şehrin varoşu vardır. Kale kapısı önünde yol aşırı bir mescidi var, üç vakit namaz kılınır ve kalabalık cemaatli mescittir.
Gazze Şehri'nin anlatılması: Düz geniş bir ovada toplam 6 mahalle ve tamamı 1.300 haneli şehirdir. Bütün yapıları kârgir taş bina ve yüzeyleri tamamen toprak, kireç ve cibiz ile örtülü büyük saraylar ve evler ile bezenmiş, çeşit çeşit yapılar ile süslenmiş bağlı ve bahçeli eski bir şehir ve büyük yerleşim yeridir.
Evvela Hüseyin Paşa Sarayı'nın övülmesinde dil yetersiz kalır ki her gece 100-200 atlı konuk eksik değildir.


Gazze'de bir sebil.

GAZZE'NİN HER YERİ ESERLERLE SÜSLÜYDÜ
Evliya Çelebi, Gazze'deki camileri, tekkeleri, sebilleri, hamamları, çarşıları şöyle anlatır:
'Gazze camilerinin anlatılması: Tamamı 70 mihraptır. 11'i Cuma namazı kılınır nur dolu camilerdir. Evvela çarşı içinde kalabalık cemaate sahiptir. Vilâyetin valisi Hüseyin Paşa Camii, yeni yapı güzel bir camidir. Bütün Mısır, Şam ve Kudüs mimarlarının birbirleriyle yarışıp ustalıklarını göstererek inşa ettikleri benzersiz bir camidir ki hendese ilmi sahibi olan kimseler insaf gözüyle baktıklarında ağızlarını kapatıp hayretler içinde kalırlar. Marifetli usta bu camiye 3 kat şerefeli uzun bir minare yapmış ki Mısır, Şam, Irakı Arap ve Irakı Acem'de benzeri yoktur. Sonra, Sinan Paşa Camii, Yemen Fatihi Sinan Paşa'nındır ama o kadar geniş değildir. Bu camilerden başka geri kalanı mescidlerdir.
Darülhadisler, Kur'an dârülkurraları ve sıbyan mektepleri vardır.


1839'da Gazze.

Derviş tekkelerinin anlatılması: Tamamı 7 tekkedir. Şehrin kıblesinde Şeyh Şâvân Tekkesi, cennet bağı gibi bir tekkedir. Şehrin ortasında Abdüllâzim Tekkesi. Ona yakın Ali Mergân Tekkesi, büyük ziyaret yeridir.
Tüccar hanları ve gelen-giden yolcuları ağırlayan kervansarayları vardır.
Susamışların sebillerinin anlatılması: Tamamı 200 sebilhanedir. Bu şehir çöllük yerde kurulduğundan akar ırmakları yoktur. Bir âbıhayat su kuyusu var, bütün askere yeter, şehir içindeki bütün sebillerin hayat suyunu develer ile bu kuyudan taşırlar.
Gönül alan hamamların anlatılması: Birçok hamamı vardır. Ama Paşa Hamamı ve Üşkür Hamamı ferah, hoş havalı ve güzel yapılı aydınlık bir hamamdır.
Bedesten çarşısının anlatılması: Tamamı 600 dükkândır. Gerçi işlek şehir değildir ama Sultan Çarşısı'nda bütün değerli şeyler kolayca bulunur. Saraçhanesi ve gazazhanesi mahbupları ile gayet süslü, dükkânları kârgir yapı güzellikler yurdudur.



Âyanı, ileri gelenleri samur, sof, çuka ferace ve atlas kabalar giyerler. Orta hâlli olanlar londura çuka ve beyaz sadeler giyerler. Sanat ehli ve fukaralarının hepsi alaca kereke aba giyerler. Suyunun ve havasının tatlılığından halkı gayet beyaz yüzlü, siyah kaşlı ve bazıları kara yağız, düzgün vücutlu, sağlıklı, cömert, kerem sahibi, garipleri sever, sakin yapılı yumuşak huylu insanlardır. Bütün halkı işleri ve kazançları ile geçinirler. Dördüncü iklimin ortasında olup havası ılımandır.
Beyaz deve dişi buğdayı, arpası, nohudu, pamuğu, ipeği vardır. Alaca sof kerekesi, Gazze yağlıkları, peşkirleri, peştamalları ve siyah poşuları güzel olur.
7 bin bağdır. Zeytini, dutu, limonu, turuncu, narı, inciri, sulu üzümü, kavunu, karpuzu ve hurması cihanı tutmuştur ama zeytinyağı Mısır'a nice bin deve yükü gidip Mısır'ı doyum eder, güzel yağdır'.
(Günümüzün Türkçesiyle Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi, 3. Kitap, haz. Seyit Ali Kahraman, Yeditepe Yayınevi, İstanbul 2022).

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA