Osmanlı'nın son döneminde çöken devlete çare bulmak için yönetim şeklinin değişmesi yönünde fikirler ortaya çıktı. Bunlar arasında meşrutiyet en kabul edileniydi. Subaylar, üniversite öğrencileri yaptıkları toplantılarda meşrutiyet idaresini İkinci Abdülhamid'e nasıl kabul ettireceklerini tartışıyorlardı.
O dönemde genç bir subay olan Mustafa Kemal, 1906'da Beyrut'ta arkadaşlarıyla birlikte yaptığı toplantılardan birinde "Dava yıkılmak üzere bulunan bir imparatorluktan bir Türk devleti çıkarmaktır" demişti. İttihad Terakki Cemiyeti'nin meşrutiyetin ilanını için Rumeli'de uğraştığı günlerde 1907'de Karaferye'de görüştüğü sınıf arkadaşı Ali Fuat Cebesoy'a ise fikirlerini şöyle ifade etmişti: "Meşrutiyet köhneleşmiş insicamını kaybetmiş olan Osmanlı İmparatorluğu'nun gövdesi üzerine değil, aksine Türk çoğunluğunun yaşadığı kısım üzerine oturtulmak, düşmanlarının, yani büyük devletlerin yapacağı bir tasfiye yerine ihtilal idaresi kendi başına bir Türk devleti kurmalıdır."
ATATÜRK 1919'DA KARAR VERDİ
İttihad Terakki Cemiyeti, 1908'de meşruti yönetimi tekrar yürürlüğe soktu. 1909'da İkinci Abdülhamid'i tahttan indirdi. Yönetimi ele aldıklarında imparatorluk 5 milyon kilometrekareden fazlaydı. İttihadçılar, vatanseverdiler, iyi niyetliydiler. Çöken imparatorluğu kurtarmak istiyorlardı. Ancak genç ve tecrübesizdiler. Bu yüzden 10 yıl olmadan imparatorluk toprakları inanılmayacak ölçüde küçüldü.
İttihad Terakki Cemiyeti, 1908'de meşruti yönetimi tekrar yürürlüğe soktu. 1909'da İkinci Abdülhamid'i tahttan indirdi. Yönetimi ele aldıklarında imparatorluk 5 milyon kilometrekareden fazlaydı. İttihadçılar, vatanseverdiler, iyi niyetliydiler. Çöken imparatorluğu kurtarmak istiyorlardı. Ancak genç ve tecrübesizdiler. Bu yüzden 10 yıl olmadan imparatorluk toprakları inanılmayacak ölçüde küçüldü.
Milli Mücadele'nin başarıya ulaşmasından sonra 1 Kasım 1922'de saltanat kaldırıldı. Devleti Meclis yönetiyordu, ancak hükümet şekli tartışılmaya başlamıştı. Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet'in ilanından çok önce Cumhuriyet fikrini benimsemişti. Nitekim Erzurum Kongresi'nden üç gün önce 20 Temmuz 1919'da yanında bulunan Mazhar Müfit'in (Kansu), "Milli Mücadele'nin muvaffakiyete ulaştığı takdirde hükümet şekli olarak ne düşünüyorsunuz?" şeklindeki sorusuna, "Şekl-i hükümet zamanı geldiğinde Cumhuriyet olacaktır" cevabını vermişti. Ancak Milli Mücadele'nin yeni başladığı bir dönemde bu fikrini açıkça ifade etmesinin sıkıntı yaratacağını bildiğinden dolayı Mazhar Müfit'e konuştuklarından kimseye bahsetmemesini söylemişti. Mazhar Müfit, Atatürk'le aralarındaki bu konuşmayı "Erzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Beraber" isimli eserinde anlatır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonu'nun Anayasa'nın 6 maddesinin değişmesi maksadıyla hazırladığı tasarı, 29 Ekim 1923 Pazartesi günü Meclis'te kabul edildi. Anayasa'nın birinci maddesi, "Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. İdare şekli halkın kaderini bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayalıdır. Türkiye Devleti'nin yönetim şekli Cumhuriyet'tir" şeklinde değiştirilmişti. Bu kararla yeni bir devlet kurulmamış, mevcut devletin idare biçimi değiştirilmişti. Nitekim 1071'den sonra Anadolu'da kurulan Türkiye Selçukluları, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti birbirlerinin değişerek devamıdır. Anadolu'da kurduğumuz devletin adı Türkiye Devleti'dir.
Anayasa değişikliği oylamasının ardından reisicumhur, yani cumhurbaşkanı seçimine geçildi. Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk reisicumhuru oldu.
CUMHURİYET'İN BELGESİ
TEŞKILÂT-I Esasiye Kanunu'nun Bazı Maddelerinin Düzenlenmesine Dair Kanun Birinci Madde: Hâkimiyet, kayıtsız şartsız milletindir. İdare usulü halkın kendi kaderini bizzat kendisinin idare etmesi esasına dayanır. Türkiye Devleti'nin hükümet şekli cumhuriyettir.
İkinci Madde: Türkiye Devleti'nin dini İslam'dır. Resmî dili Türkçe'dir.
Üçüncü Madde: Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare edilir. Meclis, hükümetin bölümlere ayırdığı idare şubelerini icra vekilleri vasıtasıyla idare eder.
Dördüncü Madde: Türkiye reisicumhuru Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ve kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilir. Reislik görevi yeni reisicumhurun seçilmesine kadar devam eder. Tekrar seçilebilmesi mümkündür.
Beşinci Madde: Türkiye reisicumhuru devletin reisidir. Bu sıfatla gerek gördükçe Meclis'e ve bakanlar kuruluna başkanlık eder.
Altıncı Madde: Başvekil, reisicumhur tarafından Meclis'in onayına sunulur. Meclis toplantı halinde değil ise bu onayın gerçekleşmesi için Meclis'in toplanması beklenir. 29 Ekim 1923.
(Murat Bardakçı, Osmanlı İmparatorluğu'nun Çöküş ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluş Belgeleri)