Cuma günü Cumhurbaşkanımız Erdoğan tarafından açılan Aydos Kalesi, İstanbul'da fethedilen ilk yerlerden birisidir. Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin'in 12 yıl süren büyük gayretleri neticesinde halkın ve tarihçilerin istifadesine sunulmuştur.
OSMAN GAZİ DÖNEMİ
Osman Gazi, 1302'deki Bapheus (Koyunhisar) ve 1303'teki Dimbos zaferlerinden sonra 1304'te Sakarya üzerindeki Bizans kalelerine karşı bir sefer düzenledi. Bu sefer sırasında Moğollar, Karacahisar'ı yağma ettiler. Bu yüzden sefer dönüşü Osman Gazi, Karacahisar'da kalarak oğlu Orhan Bey ile Köse Mihal, Akça Koca, Konur Alp ve Gazi Rahman'ı 1305'te Kara Çepüş ve Kara Tigin kalelerini fethe gönderdi.
Osman Gazi, fethedilen kaleleri komutanlarının idaresine vermişti. Kara Çepiş Kalesi'nin idaresi verilen Konur Alp, Akyazı ve Tuz Pazarı'nı da ele geçirdi. Daha sonra da Orhan Gazi devrinde Akyazı, Konurapa, Bolu ve Mudurnu'yu fethetti. Halil İnalcık Hocamızın araştırmalarıyla Osman Gazi dönemi ana hatlarıyla ortaya çıkmıştır.
2023'te Aydos Kalesi
TÜRKLER SAMANDIRA'DA
Osman Gazi, 1324'te bir devlet kurucusu olarak vefat etti. Beyliğin başına geçen oğlu Orhan Gazi zamanında da fetihler devam etti. Konur Alp, Akyazı, Konurapa ili, Bolu ve Mudurnu bölgelerinde yer edindikten sonra Kara Çepiş'e ve Absuyu'na gelip, Gazi Rahman'ı orada bırakarak tekrar fütuhata gitti. Akça Koca'yı da Kandıra üzerine gönderdi.
Osmanlı akıncıları gittikçe İstanbul'a yaklaşıyorlardı. Gazilerin amacı Samandıra Kalesi'ydi. İstanbul sınırlarında Hıristiyanlarla bazen savaş bazen barışla gün geçirir olmuşlardı. Gaziler bir gün Samandıra tekfurunun oğlunun öldüğünü ve çevredeki kalelerden cenaze için toplanıldığını haber aldılar. Düşmanın meşguliyetinden istifade ederek, Hıristiyanlara kale önünde baskın verip Samandıra'yı fethettiler. Bizanslılar asker gönderdiler, ancak gaziler düşmanı karşılayıp mağlup ettiler.
Gazilerin mücadelesi sürerken Akça Koca gelip Samandıra'ya yerleşti. İstanbul'da bulunan Bizanslılar ve Aydos tekfuru ile savaştı. Akça Koca ile gaziler at sırtından inmeden fetihlerde bulunuyorlardı. Civardaki köyleri de itaat altına almışlardı. Bizanslılar ise Türkleri buradan çıkarmak istiyorlardı.
2010'da Aydos Kalesi
TEKFURUN KIZININ RÜYASI
Gaziler, Aydos'u çetin bir kale olduğundan alamamışlardı. İki taraf arasındaki çatışmalar sürerken, ilginç bir hadise meydana geldi. Kale tekfurunun kızı, bir gece Hazreti Peygamber'i rüyasında gördü. Tekfurun kızı rüyasında kendisini bir çukurda görmüş, nur yüzlü bir kişi ise gelip kızı çukurdan çıkarmış, daha sonra kızın giyeceklerini çıkarıp vücudunu yıkadıktan sonra yeni ipek elbiseler giydirmişti.
Bu rüyadan sonra uyanan tekfurun kızı gördüğü kişinin hayalini düşünüp durdu. Gece ve gündüz rüyasındaki kişinin hayali gözünden ve gönlünden gitmedi. Tekfurun kızı bu rüyayı gördükten sonra kendi kendine, "Benim hâlim ne oldu ki beni bu çukurdan çıkardı. Başka giyecekler giydirdi ve durduğum yerden gitti. Öyle anlaşılıyor ki benim hâlim başka bir türlüye dönse gerek" deyip durdu.
Gece gündüz rüyasını düşünürken gaziler gelip kaleyi kuşattılar. Aydos'takiler kaleyi vermemek için canla başla mücadele ederlerken, tekfurun kızı "Ben de varayım, savaşayım" diyerek surların üzerine çıktı. Ancak surlardan baktığında rüyasında kendisini çukurdan çıkaran kişinin Osmanlı askerlerinin başı olduğunu gördü. Tekfurun kızı, "Hey! Bildim, hâl ne imiş" dedikten sonra, surlardan ayrılıp bir mektup yazdı. Mektubunda rüyasını anlattıktan sonra, "Kalkın. Bu hisarın üzerinden gidin. Sonra şu gün inandığınız kimselerden birkaç kişi gönderin. Ben hisarı size vereyim" dedi. Mektubu bir taşa sarıp, savaşır gibi yaparak aşağıdaki gazilere attı.
Abdurrahman Gazi, tekfur kızının uzattığı iple Aydos'a tırmanıyor.
KALE İÇTEN FETHEDİLDİ
Gazi Rahman, önüne düşen taşa bakınca bir mektubun sarılı olduğunu gördü. Mektubu Akça Koca'ya gönderdi. Rumca bilen birine mektup tercüme ettirildi. Mektuba inanan gaziler harekete geçmeye hazırlandılar. Akça Koca, "Gaziler! Bu yola kim başını koyarsa, Hak yolunda bir eser koymuş olur. Ben de onunla beraber olayım" dedi. Akça Koca'nın daveti üzerine Gazi Rahman ileri çıkıp, "Ben de hazırım" karşılığını verdi. Konur Alp ise düşmanı kandırmak için "Bir şey daha yapalım" dedi. "Ne yapalım?" diye sorulunca, "Oturduğumuz hisarı ateşe verelim" dedi.
Durum müzakere edildikten sonra gaziler kabul ettiler. Samandıra'yı ateşe verdikten sonra bölgeden çekildiler. Aydos Kalesi'ndekiler, zafer kazandıklarına inanarak eğlenip, yiyip içmeye başladılar. Kızın söz verdiği gün gelince, o gece Gazi Rahman, birkaç gaziyle kızın dediği yere geldi. Tekfurun kızı gazileri bekliyordu. Gazi Rahman'a kaleden bir ip sarkıttı. Gazi Rahman ipe yapışarak göz açıp açıncaya kadar kaleye çıktı. Kızla buluştuktan sonra kalenin kapısına vardı. Kapıda bekleyen askeri öldürdükten sonra kapıyı açtı. Dışarda pusuda bekleyen gaziler içeriye girdi. Tekfur, "Türkler gitti" diyerek eğlenmekten sarhoş olmuştu. Sabahleyin Akça Koca da gelip kale tamamen fethedildi.
EVLENİP ÇOCUKLARI OLDU
Gazi Rahman, tekfur ile kızını alıp Yenişehir'de bulunan Orhan Gazi'ye götürdü. Olup bitenleri anlattıktan sonra tekfuru, kızını ve malını Orhan Gazi'ye teslim etti. Orhan Gazi de kızı ve getirdiği ganimetin bir kısmını Gazi Rahman'a verdi. Gazi Rahman ile Aydos Kalesi Tekfuru'nun kızının evliliğinden Karaca Rahman doğdu. Karaca Rahman da babasının izinden giderek namlı bir gazi oldu. Onun zamanında İstanbul'da ağlayan çocukları, "Ağlama, Karaca Rahman geliyor" diye korkuturlardı.
Orhan Gazi
ÜSKÜDAR'DAN İSTANBUL'UN FETHİNE
Orhan Gazi, 1337'de İzmit üzerine yürüdü. Gazi Rahman, İzmit'in fethi için Orhan Gazi'yi teşvik etmiş ve yol göstermişti. Aydos'taki gaziler de Orhan Gazi'ye destek vermek için harekete geçtiler. İzmit kuşatılınca teslim oldu. Bölgenin en önemli kalelerinden biri olan İzmit'in fethiyle Osmanlılar, İstanbul önlerinde müstahkem bir üs ele geçirdiler. Aydos'ta oturan gazilerin tamamı da İzmit'e geldiler ve Aydos Kalesi terk edildi. Orhan Gazi döneminde 1350'li yıllarda Üsküdar'a kadar olan bölge tamamen ele geçirildi. Daha sonra 1453'te İstanbul'un fethiyle bölgenin fethi tamamlandı.
Aydos Kalesi
SULTANBEYLİ BELEDİYESİ'NİN BÜYÜK HİZMETİ
Rahmetli Halil İnalcık Hocamız, Aydos Kalesi'nin fethini İstanbul'un fethinin başladığı yer olarak tanımlar. Ancak Aydos Kalesi, 2009 öncesinde toprağa gömülmüş ve orman tarafından üzeri kaplanmış durumdaydı. Bölgede eskiden beri yaşayanlar tarafından bilinen ve "Keçi Kalesi" olarak adlandırılan Aydos Kalesi görünmüyordu. Ulaşmak mümkün değildi.
Hüseyin Keskin, 2009'da Sultanbeyli Belediye Başkanı olunca Aydos Kalesi'ni gündemine aldı. 2010'da Aydos'ta ilk çalışmalar başladı. Yüzey temizliği ve arkeolojik kazılar yapıldı. Kazı çalışmaları sonunda surlar, burçlar, merdivenler, kapılar, su yolları, sarnıçlar, kilise, yaşam alanları, tahıl deposu ortaya çıkarıldı. Kazılarda Osmanlı öncesi ve Osmanlı dönemine ait birçok kültür varlığına ulaşıldı. Adım adım süren çalışmalar 12 yıl sürdü. Çevre düzenlemelerinin yapılmasının ardından da Aydos Kalesi, 3 Şubat 2023'te halkın istifadesine açıldı.