Fransa 1798'de Mısır'ı işgal edince İngiltere ve Rusya kendi çıkarları için Osmanlı'ya destek oldular. Aralık 1798'de yapılan bir antlaşmayla Rusya ve Osmanlı arasında barış tesis edildi. Bu sırada Rusya ile İran savaş halindeydi. Savaş esnasında Of'ta ilginç bir hadise yaşandı. III. Selim dönemi tarihçilerinden Câbi Ömer Efendi, bu ilginç olayı bizzat hadiselere karışan bir Ofludan dinleyip tarihine almıştır.
19. yüzyılda Trabzon.
RUSLAR, İRAN YOLUNDA
Rusya, İran'a geçmek üzere 6 kalyon cinsi gemiyle 15 bin kadar askerini Of İskelesi'ne gönderdi. Ofluların engel olacakları tahmin edildiğinden sahte bir ferman hazırlandı. Fermanda Rusya'nın İran ile düşman olduğu, Dağıstan ve başka yerlerdeki iskelelere asker çıkarırlarsa buna mâni olunmaması gerektiği emrediliyordu.
Ellerindeki sahte fermanlarla çıkarma yapmak istedikleri limanlardan biri de Of'tu. Yaklaşık 15 bin Rus askeri, 1798'de Of Limanı'na geldi. Rusya sahte fermanla askerini karaya çıkardı. Fermanın sahte olduğu anlaşılamadığı için Oflular, Rus askerlerinin karaya çıkmasına engel olmadılar. Böylece iki gün içinde yaklaşık 15 bin Rus askeri, Of Limanı'ndan karaya çıktı ve İran tarafına doğru harekete geçti.
I. Dünya Savaşında esir olan Rus askerleri.
Bu sırada Of uleması, "Bu ne demek olur? İran Müslüman memleketi olup din düşmanlarının Müslümanlar üzerine gitmesine nasıl izin verilir? Bu ferman fetvaya muhaliftir. Buna amel olunmaz ve ferman dahi sahte olmalıdır" diyerek 20 bin kadar adamla Rusların peşine düştü. İki gün sonra Rus askerlerini büyük bir dağda yakaladılar.
Oflular ile Rus askerleri arasında şiddetli bir çatışma çıktı. Çatışmada Rus askerinin büyük bir kısmı öldürüldü. 130 kadar asker ve birlik komutanının yanında getirdiği karısı, eski ve harap vaziyetteki bir kaleye sığındılar. Kaleye sığınan Rus askeri ile Oflular arasındaki çatışma 15-20 gün devam etti. Bu süre sonunda kaledekiler de Oflular tarafından öldürüldüler.
Trabzonlu balıkçılar.
KARAYA ÇIKAMADILAR
Câbi Ömer'in anlattığına göre bu hadiseden iki ay sonra Rusya, 5-6 kalyon cinsi gemiyle Of'a yine binlerce asker sevk etti. Yine sahte ferman hazırlamışlar ve bununla halkı kandıracaklarını düşünüyorlardı. Bu defa Of uleması, "Ferman fetvaya mutabık olmadıkça ona itaat lazım gelmez" dedi.
Yaklaşan Rus savaş gemilerini limana yaklaştırmadılar. Oflular ise bu durumdan rahatsız oldular. Ulemaya gelerek, "Siz mâni oldunuz. Bizler bundan evvel 15 bin din düşmanını idam ederek top ve mühimmatını hazineleriyle ele geçirdik. Bu defa dahi ele geçirirdik. Güya bir iş gördünüz" dediler.
Rus donanması.
Ulema böyle karar vermelerinin sebebinin Rusya'nın Osmanlı Devleti ile barış halinde olması olduğunu söylediler. Fakat verdikleri fetvanın da yanlış olduğunu kabul ettiler. Çünkü İran, Müslüman bir ülkeydi ve Rusların ellerinde ferman bile olsa bir Müslüman beldeye saldırmaları dinen caiz değildi. Bu yüzden ikinci defa gelen Rus birliğinin de katledilmesine izin verilmesi gerektiğini belirttiler. Fetva vererek Rus askerlerinin öldürülmesine engel oldukları için de yanlış yaptıklarını kabul ettiler.
Böylece ulemanın fetvası sayesinde ilk çıkarmada Rusya'nın oyunu engellendi ve binlerce Rus askeri Oflular tarafından öldürüldü. İkinci çıkarma teşebbüsünden ise ulemanın erken itirazıyla vazgeçildi ve Rusya ikinci defa binlerce askerinin öldürülmesinden kurtulmuş oldu.
Câbi Ömer Efendi bu bilgileri İstanbul'da iki Oflu gizlice konuşurken duymuştu. Ömer Efendi, hadiselere karışan Ofluya, "Bu konu duyulur ise Rusya ile Osmanlı'nın düşmanlığına sebep olacak bir şey olur" dedi. Oflu ise "Bizler küffarın bir köpeğini sağ koyar mıyız? Sonra gelsin bizi vursun?" cevabını vermişti.
Rus ordusu bir törende.
OSMANLI DÖNEMİNDE OF
Fatih Sultan Mehmed, 15 Ağustos 1461'de Trabzon'u fethetti. Of da bu sırada Trabzon Sancağı'na bağlı bir kaza olarak teşkilatlandırıldı. Fetihten sonra bölgeye başta Karaman topraklarından olmak üzere ciddi sayıda Müslüman Türk nüfusu yerleştirildi. Bölgedeki Hıristiyanların bir kısmı da başta Rumeli ve İstanbul olmak üzere imparatorluğun muhtelif yerlerinde iskân edildi. Trabzon tarihiyle ilgili çok önemli çalışmalara imza atan Hanefi Bostan Hocamızın Of tarihi üzerine önemli araştırmaları vardır.
1486'da Of kazası merkez ve 27 köyden müteşekkildi. 1515'te merkez ve 28 köy, 1520'de merkez ve 29 köy, 1554'te 31 köy, 1583'te 43 köyden oluşuyordu. 1681 yılına gelindiğinde ise kazaya bağlı köy sayısı 87'ye kadar çıktı. 15, 16 ve 17. yüzyıllarda Of kazası, bugünkü Çaykara, Dernekpazarı, Hayrat ve Of ilçelerinin sınırları dâhilinde yer almaktaydı ve Trabzon sancağının önemli yerleşim yerlerinden biriydi.
Of
Fetihten önce Of, Hayrat, Çaykara ve Dernekpazarı çevresinde Müslümanlığı kabul etmemiş Türk nüfusun (Kimmerler, Peçenekler, Kumanlar, İskitler, Bulgarlar vs.) bulunduğunda dair ciddi deliller vardır. Çepni Türkleri, henüz 1290'ların sonunda Trabzon'a büyük bir akın düzenlemişlerdi. Bu tarihten sonra bölgeye yerleşen ciddi sayıdaki Çepni nüfusu, zaman zaman Trabzon'a karşı kurulan ittifaklarda yer aldılar. 15. yüzyılda ise Kürtün, Eynesil, Dereli, Giresun gibi çok geniş bir alana hâkim oldular. Bu sırada Of kazasına kadar ilerlediler.
1501'de Şah İsmail'in Tebriz'i ele geçirmesi üzerine Akkoyunlular'dan pek çok ailenin Of, Hayrat, Çaykara ve Dernekpazarı'na geldikleri bilinmektedir. Hatta günümüzde bu yerlerde ailelerin izlerine rastlamak da mümkündür. Dulkadiroğulları Beyliği 1515'te Osmanlı'ya ilhak edilince, bazı aileler Trabzon sancağına getirilip yerleştirildi.
Of kazasında yaşayan halk tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktaydı. 15. yüzyılın son çeyreğinde Of kazası sınırları dâhilinde bulunan 27 iskân biriminden Kabahor'a bağlı bir nefs ve iki köy hariç geriye kalan 24 iskân biriminin tamamında darı ve kapçıklı buğday gibi hububat ürünlerinin ekimi yapılmaktaydı. Yine Of kazasında oldukça fazla üzüm, ceviz, fındık, kestane gibi çeşitli meyveler bol miktarda yetiştirilirken arıcılık da önemli üretim faaliyetlerinden biriydi. Of İskelesi de ticaret açısından son derece önemliydi.