Adalet Bakanlığı'nın 12 Haziran 2004 tarihli SABAH Posta Kutusu'nda Erol Zavar ile ilgili yayınlanan yazısına, Zavar'ın kayınbiraderi olarak açıklık getirmek istiyorum.
Erol Zavar, cezaevine girmeden önce 1999'da mesane kanseri nedeniyle ameliyat oldu. Bu süre içinde kontroller düzenli olarak yapılmaktaydı. Ocak ayında tutuklanmasıyla birlikte zorunlu tıbbi kontrolleri yapılmadığından ve içinde bulunduğumuz tutukluluk koşulları durumunu iyice ağırlaştırdı. Sağlığındaki kötüye gidiş nedeniyle CMUK'un 399. maddesi gereğince cezasının ertelenmesi için 2002'de Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu ve Tekirdağ Devlet Hastanesi'ne sevki yapıldı.
Erol Zavar, mesanesinde tümör yenilenmesi olup olmadığını gösterecek sistoskapinin yapılmasını ısrarla istemesine rağmen üç yıl içinde yapılmamıştır. Nihayet 2004 yılı başlarında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji bölümüne sevki yapıldı. Buradaki muayene sonucu mesanesinde tümör tespit edildi ve 17 Şubat 2004'de ameliyatla beş tane tümör alındı.
Erol Zavar, aylardır kendi günlük ihtiyaçlarını karşılayamadığı gibi dayanılmaz acılar çekti ve hala da çekmekte... Son zamanlarda hemen her gün diyazem-voltaren karıştırılarak kimi zaman saf diazem iğne yapıldı. Bir süre sonra bunlar da etki etmez oldu.
Adli Tıp Kurumu'nun Zavar hakkında, 'ameliyat gününden sayılmak üzere altı ay hastanede yatması uygundur' raporuna rağmen bu sürenin dört ayı cezaevi-hastane arasında geçmiştir.
Sağlığı ve yaşamı tehlikede olan insanlarımızın tutukluluk hallerine gecikmeksizin son verilmelidir.
CİHAT ÖZDEMİR (1. Nolu F Tipi Cezaevi) TEKİRDAĞ