Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BURHANETTİN DURAN

Astana’da Gazze ile dertlenmek

Türk Devletleri Teşkilatı'nın (TDT) 10. Zirvesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın heyetiyle birlikte Astana'dayız. Dün Macaristan Başbakanı Orban ve Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov ile görüşen Erdoğan, bugün önce Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile bir araya gelecek, sonra TDT Devlet Başkanları Konseyi'ne katılacak. Erdoğan, Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev ile görüşme sonrası İstanbul'a dönecek. Uluslararası sistemde büyük güç rekabetinin hızlandığı, yeni krizlerin çıktığı ve Gazze'deki İsrail katliamının devam ettiği bir dönemde gerçekleşen TDT Zirvesi, Türk dünyasının entegrasyonu için elbette çok önemli. Azerbaycan'ın Karabağ zaferine destek veren Erdoğan, Türkiye'nin Kafkaslar ve Orta Asya ile daha yakın işbirlikleri yapmasının önünü açan bir lider. Bu entegrasyonun Rusya, ABD, Çin ve AB gibi güçlerin rekabet ettiği bir bölgede istikrar ve barış içerisinde yürüyebilmesi için sürekli yeni hamlelere ve fikirlere ihtiyaç var. 1990'ların aksine Türkiye bugün savunmadan diplomasiye kadar geliştirdiği çok boyutlu kapasite ile Türk dünyasına daha çok katkı verebilecek noktada. Astana'da bir yandan Türk dünyasının nasıl daha başarılı ve hızlı bir entegrasyon içerisinde olabileceğine dair değerlendirmelerde bulunurken diğer yandan zihnimiz Gazze'de...

***

Dün İsrail ordusu Cibaliye Mülteci Kampı'nı üçüncü kez vurarak yeni bir sivil katliam daha gerçekleştirdi. Batılı liderler hâlâ İsrail'e insani yardım için bile ateşkes çağrısında bulunmuyor. Başkan Biden Minneapolis'teki bir bağış toplama etkinliği sırasında yapılan protesto karşısında ancak titrek şekilde "rehineler için insani aradan" bahsedebildi. Halbuki ABD ve Avrupa şehirlerinde İsrail'e ve onu destekleyen Batılı siyasetçilere karşı tepki giderek büyüyor. Batı medyasındaki İsrail taraftarlığı da hastanelerin, okulların, kiliselerin, camilerin, fırınların, pazaryerlerinin ve mülteci kamplarının bombalanmasının "savaş suçu" olduğu gerçeğini örtemiyor. Holokost söylemi ile İsrail'in saldırganlığının, Gazze'deki sivil katliamının örtülemeyeceği fikri yaygınlaşıyor. İsrail'in "soykırım yaptığı" algısı dünya kamuoyunda yerleşiyor.
Nitekim BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Direktörü Craig Mokhiber, İsrail'in Gazze'de Filistinli sivillere yönelik uyguladığı "soykırım"a karşı BM'nin başarısız kaldığını söyleyerek görevinden istifa etti. Yine ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Senato'da kanlı ellerle protesto edildi. Batı şehirlerindeki ve kampüslerindeki artan protestolar uluslararası toplumun vicdanının harekete geçtiğini gösteriyor. Ancak Batı medyası ilginç şekilde Filistinlilere sahip çıkan bu insani protestoları kriminalize ediyor. Önde gelen medya mecralarındaki yorumlar Batı vicdanındaki bu kıpırdanmayı iki yönlü bir kampanya ile bastırmaya çabalıyor. Bir yandan 2. Dünya Savaşı'nda Yahudilere yapılanları hatırlatarak toplumlarından İsrail ordusunun sivilleri katletmesini görmezden gelmesini istiyor. Diğer yandan ise bu protestoların Avrupa'yı karıştıracağı, Arap ve Müslümanların Avrupa toplumları için "tehlike" oluşturduğu fikrini işliyor. "Avrupa sokaklarının Arap sokaklarına dönüştüğü" argümanıyla Avrupa solunu, çok kültürlülüğünü ve göç politikasını mahkûm ediyor. Halbuki Batı şehirlerindeki protestolar Batılı devletlerin İsrail katliamını desteklemesi utancını bir nebze hafifletiyor.

***

Batılı siyasetçilerin büyük çoğunluğu Netanyahu hükümetinin Gazze'deki Filistinlileri topluca cezalandırmaya/öldürmeye devam etmesinin aynı zamanda Batı medeniyetinin krizini derinleştirdiğini görmek istemiyor. Dünyanın dört bir tarafındaki protestolar değil İsrail ordusunun her 10 dakikada bir çocuk öldürmesine güçlü ülkelerin ses çıkarmaması Batı ve Yahudi karşıtlığını besliyor. Rusya ve Çin ise Batı'nın İsrail'e dair yaşadığı akıl tutulmasını her geçen gün daha etkili şekilde kullanıyor. İşte Astana'da Gazze'de olanlarla dertlenirken Gazze'deki katliama en yüksek sesle karşı çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dönüş uçağında yeni mesajlarının neler olacağını merak ediyoruz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA