28 Mayıs ikinci tur seçimleri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın istisnai liderliğinin yeni bir zaferi ile sonuçlandı. Ülkemize hayırlı olsun. Dile kolay...
Erdoğan, 1994 Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine ek olarak 2002'den itibaren peş peşe (referandumlar dahil) 16 seçim kazandı. 21 yıllık kesintisiz iktidarından sonra hem Cumhur İttifakı ile Meclis'in çoğunluğunu ele geçirdi hem de yeni bir 5 yıllık görev onayı aldı. 2014, 2018 ve 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortalama yüzde 52 oy almayı başardı. Bu siyasi başarı, siyasi hayatımızda öncesi olmayan, yanına bile yaklaşılamayan ve sadece kendisi ile yarışan bir rekor.
"Seçimlerde siyasetçiler yarışır ancak hep Erdoğan kazanır" dedirten bir zafer. Dünya siyasetinde de benzeri bulunmuyor. Bazı ülkelerde hegemonik partilerin uzun süreli iktidarları var ancak çok sayıda krizden çıkabilen ve seçimleri alabilen bir siyasetçinin kesintisiz zaferi yok. Dünya liderlerinin çok hızlı şekilde tebrik göndererek ya mutluluğunu ifade etmesi ya da birlikte çalışmayı gözlüyoruz mesajı vermesi Erdoğan'ın Türkiye'yi uluslararası düzlemde yükselttiği etkin aktörlükle yakından ilgiliydi.
Dahası, Türkiye'ye yakınlık hisseden birçok başkentte kalabalıkların Türkiye'deki gibi sevinç gösterilerinde bulunması Erdoğan'ın halklar nezdinde oluşturduğu duygudaşlıkla irtibatlıydı.
***
Kılıçdaroğlu'nun yüzde 48'e yakın oy almasının da belirleyicisi aslında Erdoğan faktörü. Yani kampanya dönemlerinde birçok ideolojik tartışma yaşansa bile sandıkta seçimler Erdoğan'ı destekleyenler ile karşıtları arasındaki yarışa dönüşüyor. Hiçbir aday Erdoğan'ın çizdiği siyasi rekabet çerçevesinin dışında bir performans gösteremiyor. Elbette Kılıçdaroğlu CHP'nin başında kalmak için yüzde 48'i başarı olarak pazarlayacak. Ancak gerçeklik böyle değil. "Erdoğan karşıtlığı" sermayesini kullanarak bazı sağ partileri ve HDP'yi yanına alan Kılıçdaroğlu, 2018'deki muhalefet oyunun benzerini alabildi. O kadar, daha fazlası değil. Bu sonuç muhalefetin hem güçlü hem zayıf yanı artık. Kılıçdaroğlu yine yenildi, ancak "Buradayım, mücadeleye devam ediyorum" diyebilecek bir oy aldı.
Dahası, muhalefetin değişime ve yeni bir liderliğe ulaşmasının önündeki yaman bir çelişkiyi, aslında engeli temsil ediyor artık. Muhalefeti toparlama başarısı gösteren Kılıçdaroğlu, aynı zamanda yenilginin de teminatı. Bence Erdoğan'ın, Kılıçdaroğlu'nun muhalefetin liderliğini yapmasından rahatsız olması beklenemez.
***
Seçim sonuçları ile muhalefet partilerinde istifa, özeleştiri ve değişim bekleyenler yanılır. Seçimlerden ders alma konusu abartılmamalı. CHP'nin "kurucu ayarlarına geri dönmesi" de olası değil. Bu öngörümün sebebi 2024 yerel seçimlerine 9 ay kalması, muhalefetin adayının yüzde 48 oy alması ile İstanbul ve Ankara'da daha çok oy alması. Önümüzdeki yerel seçimlerde birbirlerine ihtiyacı olduğunu bilen Millet İttifakı bileşenleri bazı tartışmalı açıklamalar yapsalar da bir arada kalmaktan başka çareleri olmadığını düşünecektir. "Pirus zaferi", "Adil seçim değildi" ve "Ekonomide zor günler geliyor" söylemleri ile muhalefet seçmenindeki tepkiyi toparlarlar. Kılıçdaroğlu CHP'nin delege yapısına güvenerek rahatlıkla genel başkanlık koltuğunu koruyacaktır.
***
Muhalefetin geleceğinde en kritik isim İyi Parti Genel Başkanı Akşener. "Kazanacak aday" ısrarını hatırlatıp 6'lı Masa'da Kılıçdaroğlu dahil herkese çok iyi sitem edebilir, kapris yapabilir. Akşener'in önünde iki seçenek var:
1- İsterse ittifakı dağıtabilir ve üçüncü yol olabilecek bir yeni siyasete yönelir. Bu, Cumhur İttifakı oylarından kendisine kayışı mümkün kılabilir.
2- Millet İttifakı içerisindeki pazarlık payını yükseltir.
Küçük sağ partilerin Kılıçdaroğlu'ndan koparabildiği milletvekili sayısı Akşener'in 2024 seçimlerinde büyükşehir başkanlığı müzakerelerinde ilham verici olacaktır. Millet İttifakı içindeki kapışma yerel seçim sonrasına ertelenir. Ezcümle, demokrasimizin ne kadar canlı ve güçlü olduğunu dünyaya gösteren Mayıs 2023 seçim sonuçlarının tekrardan milletimize hayırlı olmasını diler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı tebrik ederim.