Hafter'in Moskova'da masayı terk etmesinden sonra Libya'da ateşkes anlaşması imzalanması ümidi, 19 Ocak'taki Berlin Zirvesine ertelendi. BAE'nin zoruyla masadan kalkan Hafter, aslında Putin'in diplomatik bir başarı sergilenmesini engelledi. Bu nedenle de Moskova'da hayal kırıklığı ve kızgınlık yarattı. Libya krizinin çözüm yoluna girme kararının Moskova'da alınmasını istemeyenlerin arasında Fransa ve ABD'nin olma ihtimali de yüksek. Hafter diğer patronlarına daha bağımlı olduğunu görerek, Wagner olmadan da ayakta kalabileceğini hesapladı. Kızgın Moskova'nın yine de Wagner'i sahadan çekmesini bekleyemeyiz. Putin, Berlin'deki masada etkili olmak için Hafter'i terk etmeyecektir. Suriye-Doğu Akdeniz-Libya hattındaki jeopolitik çıkarlarını korumak için rasyonel davranacaktır. Ancak Hafter üzerindeki etkisinin sınırını gören Putin, Serrac tarafıyla da ilişkilerini geliştirmeyi tercih edebilir. Ateşkes anlaşmasının Berlin'e ertelenmesi kanaatimce Ankara için ciddi bir sorun değil.
Ankara'nın Pozisyonu
27 Kasım 2019'da Ulusal Mutabakat Hükümeti ile iki mutabakat imzalayarak Libya dosyasına ağırlığını koyan Ankara ister Moskova'da ister Berlin'de olsun masanın önde gelen etkili aktörü durumunda. Öncelikle Başbakan Serrac'ın mutabakatı imzalaması Ankara'nın sözünü tutabildiğini gösterdi. Yara alan Moskova'nın itibarı oldu. Sonuç açısından bakıldığında Türk-Rus ateşkes inisiyatifi genişleyerek Berlin'de devam edecek. Moskova'yı yüzüstü bırakan Hafter bu arada bir kazanım elde edemedi. Berlin davetini de kabul etmek zorunda kaldı. Ankara için asıl olan ateşkesin sağlanmasıdır. Bunun Berlin'de sağlanması Avrupa'nın denkleme dahil olması anlamına gelir. Mülteci ve terör boyutlarıyla Libya krizinde Türkiye'nin Almanya ve İtalya ile çıkarları ortak. Elbette Moskova ile ortak bir garantörlükle süreç daha hızlı yürütülebilirdi. Ancak Libya'da kalıcı bir ateşkes ve yeniden yapılanma için AB ve ABD'nin sürece dahil edilmesi gerekliydi. Şimdi bir adım öne çıkan Almanya oldu. Bu ilk zirvede tarafların tam bir uzlaşmaya varması beklenmemeli. Zirvelerin ikincisi, üçüncüsü yapılacak bir Berlin Sürecine hazır olalım. Zira hem Libya krizine müdahil ülkelerin uzlaşması kolay değil. Hem de Serrac ve Hafter tarafında "savaşarak galip gelebiliriz" görüşünde olanların ikna edilmesi zaman alacak.
Masada Ne var?
Peki Berlin masasında ne olacak? İşin teknik tarafı hiç de zor değil. Zirveye hazırlık toplantılarına ve Moskova'daki mutabakata bakılırsa ateşkes ve silah ambargosunun yanı sıra, iki taraftan 5+5 askeri komisyon ve 40 kişilik siyasi diyalog komisyonu kurulması görüşülecek. İtalya'nın BM barış gücü gönderme önerisi de müzakere edilebilir. Ancak Libya'ya müdahil ülkelerin bu ülkenin geleceği hakkında uzlaşması oldukça zorlu bir mesele. Katılımcılardan Almanya ve İngiltere'nin nispeten tarafsız kalması, Türkiye, İtalya ve Cezayir'in ise farklı tonlarda olsa da Serrac'ı desteklemesi bekleniyor. ABD ve Çin'in alt düzey temsil ile süreci izleyeceği, Fransa, BAE ve Rusya'nın ise Hafter yanında yer alacağı görülüyor. Hafter'in yaşattığı itibar kaybına Rusya'nın masada nasıl tepki vereceği de merak konusu. Rusya'nın Berlin masasını domine etmesini istemeyen ABD'nin Fransa ve BAE üzerinden sürpriz hamlelerde bulunması da olası.