ABD Başkan Yardımcısı Pence'in Ankara temasları 13 maddelik uzlaşma ile neticelendi.
Trump Yönetimi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın YPG'nin güvenli bölgeyi terk etmesi teklifini kabul etti.
Ankara 120 saatlik bir süre için harekata ara verirken Washington da YPG'yi bu sürede bölgeden çıkaracak.
YPG'nin ağır silahları toplanacak, mevziler ve tahkimatlar imha edilecek.
Böylece, Fırat'ın doğusunda, Irak sınırına kadar 444 kilometrelik uzunlukta, 32 kmlik derinlikte güvenli bölge tesis edilecek.
Yaptırımlar kaldırılırken, yenileri de olmayacak.
Her iki başkent Deaş'ın Suriye'nin kuzeydoğusunda tamamen yok edilmesinde fikir birliği içinde.
Şurası kesin, bu yeni uzlaşma Barış Pınarı Harekatının başarısıyla gerçekleşti.
YPG'nin çekilmesi 702 teröristinin etkisiz hale getirilmesinden sonra gündeme geldi.
Türkiye'nin ABD'ye rağmen terörle mücadelede kararlı olduğunun tüm dünyaya gösterilmesiyle mümkün oldu.
Bu Erdoğan'ın ABD dahil büyük güçlerle yürüttüğü çok boyutlu diplomasinin zaferidir.
***
Kuşkusuz iki
NATO Müttefikinin güvenli bölge konusunda skandal mektup ve yaptırımlar gerginliğini aşması çok olumlu bir gelişme.
Umarım, Erdoğan'ın işbirliğine verdiği ikinci şansın kıymetini Washington bilecektir.
Umarım, Kongre, Trump'ı Türkiye üzerinden sıkıştırma çabasından vazgeçerek tasarıları geri çeker.
Bu uzlaşmadan önce Washington'daki çevreler Trump'ı "ABD'nin düşmanları olan
Beşar Esad, İran ve
Rusya'nın işine yarayan" karar almakla suçluyordu.
Halbuki mesele tam zıddıydı.
Washington'ın Ankara ile "işbirliği yapmadan" ve "düzensiz" şekilde çekilmesi Rusya ve Esed güçlerine yarıyordu.
Kongre'nin Türkiye karşıtı tavrı Batı'nın düşmanlarının güçlenmesini durduramazdı.
Bunu önlemenin yolu şimdi olduğu gibi Ankara ile işbirliği yapmaktı.
Neyse ki Erdoğan'ın liderliği ve kararlılığı sayesinde Washington stratejik körlükten şimdilik kurtulmuş görünüyor.
Elbette uzlaşmaya uyulmaması durumunda Türkiye operasyona ara verdiği yerden devam edecektir.
***
Trump, Erdoğan'ın teklifini kabul ederek kendini rahatlattı.
Bu uzlaşmanın Pence'in temasları sayesinde olması Evanjalistleri de tatmin edeceğinden Trump, seçim sürecinde bir nefes alacaktır.
Kongre'nin kendisini Suriye'den çekilme üzerinden baskılamasından kurtulabilir.
Dahası, ABD'nin Ortadoğu'daki çıkarlarının daha fazla tehlikeye atılmasını önleyebilir.
Zira az kalsın, Obama dönemi Suriye politikasının mimarları, Kongre ve CENTCOMcular Trump'ın Suriye politikasını tam bir başarısızlık hikayesine çeviriyorlardı.
İki liderin tıkanıklıkları aşabilme iradesi ile Washington ikinci bir şansı yakaladı.
Erdoğan, Pence ve heyetine Washington'ın stratejik "hatalarını" toparlama imkanı sundu.
Eğer Trump, sözünü tutabilirse YPG gibi önemli bir sorunu ikili ilişkiler düzleminden çıkararak Türkiye'yi geri kazanma sürecini başlatabilir.
İki başkent arasında güven yeniden tesis edilebilir.
ABD, Suriye'den çekilirken siyasi geçiş masasında güçlü şekilde oturacak Türkiye ile işbirliğini genişletebilir.
Bu durum, hem Türkiye, hem de Batı ittifakının lehine olacaktır.
Ankara da Moskova ve Tahran ile daha rahat pazarlık yapabilecek.
İdlip'in geleceği ve güvenli bölgeye mültecilerin yerleştirilmesi konularında Batı başkentlerinden destek bulma ihtimali yükselecek.
Batı ittifakı liderlerinin Trump'dan hoşlanmadıklarını biliyorum.
Ancak Trump, Pence ve heyetini sonuç alma kararlılığıyla Ankara'ya göndererek kendinden beklenmeyen akıllı bir hamle yaptı.
Umarım, Washington "aptallık" yapmaz, Erdoğan'ın verdiği ikinci şansı iyi kullanır.