Washington-Ankara hattında soğutulan operasyon gerilimi yeniden ısınıyor.
ABD tarafı Suriye'nin kuzeydoğusunda Güvenli Bölge kurulmasıyla ilgili 7 Ağustos tarihli mutabakatın hayata geçirilmesini oyalama eğiliminde. Yani, sahada Başkan Trump'ın 20 millik sözünü önemsemeyen, meseleyi Münbiç'e çevirmeye çalışan CENTCOM komutanlarının yaklaşımı hakim. Türkiye'nin uyarılarına rağmen YPG'ye gelen silahların ardı arkası kesilmiyor. "Mekanizma işliyor", "YPG tahkimatını kaldırmaya başladı" veya "yedi tane ortak hava devriyesi yapıldı" cümleleri hiçbir şekilde yeterli görülmüyor. "ABD zaman kazanmak için mutabakatı kullanıyor" algısı her geçen gün pekişiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis açılışında "Bir gün daha sabredemeyiz" açıklamasıyla "bir gece ansızın girebiliriz" mesajını verdi. Bu mesajın Zeytin Dalı Harekatı öncesinde söyledikleriyle benzerliği ise aşikar. Ne yazık ki, Amerikan ve Türk savunma bakanlarının yaptıkları telefon görüşmesi de gerilimi dindirmiş görünmüyor.
***
"Trump'ın azli" tartışmalarına boğulan Washington'un anlaması gereken şey, Ankara'nın sabrının kalmadığı. Ve tek taraflı müdahale için son hazırlıklarını tamamlayarak düğmeye basmayı ciddi ciddi müzakere ettiği. Dar ya da geniş kapsamlı operasyon seçenekleri masada. Washington'dan nitelikli bir yeni adım gelmezse operasyon çok yakın.***
Bildiğimiz gibi, Suriyeli mülteciler konusunda tek çözüm önerisi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ait. Erdoğan'ın BM Genel Kurulu'nda da seslendirdiği 1 ila 2 milyon mülteciyi mutabakatı yapılan bölgeye yerleştirme fikri Türk kamuoyu tarafından benimsendi.***
Bu sebeple, YPG'den bahsetmeden Suriye Konferansı bildirisi yayımlayabilen CHP ve Kılıçdaroğlu, giderek daha fazla kamuoyu baskısına uğrayabilir.