Muhalefet, 23 Haziran seçimlerinin sonuçlarına dayanarak sistem tartışması başlattı. Bu tartışma erken seçim önerisine hazırlık amacı taşımakta.
2014'ten bu yana sekizinci seçimin yapıldığı ülkemizde hemen bir erken seçim istemek riskli. Zira bunu seslendiren seçim yorgunu milletten tepki görür.
İşte Kılıçdaroğlu da ileride yapılacak bir erken seçim talebinin altlığını hazırlamak için cumhurbaşkanının tarafsızlığı (partililiği) konusunu gündeme getirdi.
Bu gündemin aynı zamanda Cumhur İttifakı ve AK Parti içinde çatlak oluşturmaya matuf olduğu açık. Hatta partileşme arayışında olduğu bahsedilen isimlerin de katılacağı yeni bir muhalefet alanı oluşturma hamlesi olduğu söylenebilir.
***
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Başkan Erdoğan'ın G-20 Zirvesi için
Japonya'da olduğu bir dönemde yoğunlaşan sistem tartışmasına karşı çıktı. Seçim sonuçlarına bakarak "restorasyon başladı demeyi art niyetlilik" olarak niteledi. Anlaşılan, önümüzdeki dönemde cumhurbaşkanlığı sistemini tartışmak ya da parlamenter sisteme dönme söylemi muhalefetin dilinden eksik olmayacak. İktidar birçok alanda bu tartışma etrafında eleştirilecek.
"Tek adam Erdoğan" eleştirisinin tutmadığı görülerek mesele şahıstan sistem eleştirisine çekilecek. Böylece AK Parti içinde sistem değişikliğinden memnun olmayanlar üretilmeye çalışılacak. Yine Erdoğan'dan bahsetmeden Erdoğan hedef alınacak. Konsolide edilen CHP-İP-HDP cenahına bazı AK Partililer de ilhak edilecek.
Hesap bu...
***
Siyasal sistem değişikliği bir ülkenin uzun dönemli yönetim tecrübesinin sonucunda gerçekleştirilir. Krizleri çözmek, ihtiyaçları gidermek için yapılır.
Kurulma ve yerleşme sürecinde güncellemeler yapılabilir. Koordinasyon sorunları çıkarsa giderilir. Nitekim bir yıla yaklaşan cumhurbaşkanlığı sistemini değerlendirme AK Parti'nin de gündeminde. "Kurullar nasıl çalışıyor?" "Parti-bakanlık ilişkileri ne durumda?" "Yasama ve yürütme dengesi ne durumda?" gibi önemli soruların "performans" cevabı aranır. Eksikler giderilir, gerekli görülen düzenlemeler yapılır. Ancak bu değerlendirme radikal değişiklikleri içermemeli.
Yeni sistemde ısrar gerekli. Zira yeterince tecrübe etmeden ciddi değişikliğe gitmek kurumsallaşmayı engeller. Bu sebeple geçilen sistem majör değişiklikler yapılmadan önce en az bir ya da iki seçim dönemi denenmeli.
***
Henüz bir yıl yeni dolarken siyasal aktörlerin yaklaşımları oturmadan acele değerlendirme ile karar almak daha da içinde çıkılamaz sorunlar üretir. İttifaklar, siyasi parti-aday ilişkileri, bürokrasinin yapılanması ve siyasi kültürdeki değişim görülmeden radikal müdahale türbülans demek.
Bir örnek olarak partili cumhurbaşkanlığı meselesine bakalım. Henüz partilerimiz cumhurbaşkanlığı sistemine göre yapılanmadı.
Cumhurbaşkanını partisinden ya da parti bakanlığından ayırmak yeni krizlere kapı aralamak demek. Parlamenter sistem döneminin çift başlılığı "cumhurbaşkanı ve parti başkanı arasındaki gerilim" olarak hızla geri dönebilir. Bu da Nebi Miş'in ifadesiyle "bürokrasi karşısında seçilmişlerin kırılganlığını artırır... parti başkanı zamanla parti içinde cumhurbaşkanından daha etkili bir konuma gelebilir. Hatta bir anlaşmazlık yaşadığında, cumhurbaşkanını partisinden ihraç etmeyi bile gündeme getirebilir." Bugün meselemiz yeni sistemi kurumsallaştırmak olmalı. İttifakların seçtiği cumhurbaşkanı ve büyükşehir belediye başkanları uygulamasını deneme dönemindeyiz