Bazı kelimeler vardır ki olduğundan fazla anlamlar yüklenebilirler. Son dönemde siyasi hayatımızın merkezine oturan "ittifak" da bunlardan birisi.
15 Temmuz direnişi ve Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş ile "ittifak kurma ve sürdürme" siyasetimizi belirleyen en önemli olgu haline geldi. Buna bağlı olarak da ülkemizin gidişatına dair siyasi rekabet ve farklılaşma "ittifak" kelimesinin önüne ya da arkasına koyulan eklerle anlatılıyor:
Cumhur İttifakı, Millet İttifakı ve Türkiye İttifakı.
***
AK Parti ve
MHP,
"Cumhur İttifakı" kavramlaştırmasıyla
"beka meselesini" ve
"mücadele azmini" öne çıkarıyor. İdeolojik anlamda tutarlı bir mahiyet sergiliyor. Güvenlik, dış politika ve ekonomi konularında bu iki parti tabanında geniş bir uzlaşma var. Son yıllarda ülkemizin karşılaştığı saldırılara (
PKK ve
FETÖ terörü) milletçe hep birlikte karşı koymayı öneriyor. Dış müdahaleye karşı vatan müdafaasında birleşmeye çağırıyor.
"Millet İttifakı" ise daha parçalı ve tepkisel bir yerden hareket ediyor.
CHP, İP ve SP'den oluşmakla birlikte
HDP ile de işbirliği yürütüyor. İdeolojik anlamda Cumhur İttifakı'na karşı olmaktan besleniyor. Açık ya da örtülü Erdoğan karşıtlığına dayanıyor. Kendi ideolojik çelişkilerini
seçim dönemi taktikleriyle şimdilik örtüyor. CHP ve İP'nin Türk milliyetçiliği ile HDP'nin Kürt milliyetçiliğinin yaman çelişkisi konuşulmuyor. SP'nin İslamcı hassasiyetleri ile CHP ve HDP'deki seküler, solcu yön geçiştiriliyor.
***
Büyükşehirlerde başa baş geçen 31 Mart seçimleri gösterdi ki iki konu daha da önem kazanacak: İttifak içi ilişkileri koruma ve karşı ittifakı çökertme. İkisi de hayli zorlu konular. İttifaktan kimin daha çok kazandığı ve yeni oylar alabilmek için ne yapmak gerektiği tartışmaları ittifak içi gerilimlere sebep olabilir. Ya da ittifakın bileşenlerinin seslendireceği yeni söylemler yakın müzakereyi ve iletişimi zorunlu kılmakta. AK Parti'nin
"Türkiye İttifakı" söylemine MHP'nin kuşkulu yaklaşımı buna bir örnek.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim sürecinde kızan demiri soğutmak için bu açıklamayı yaptıysa da kimi çevreler MHP cenahını rahatsız edecek iddialarda bulundu. Türkiye İttifakı diğer partilerle, tıpkı Cumhur İttifakı gibi, bir yeni ittifak arayışı olarak sunuldu. Bu ortamda Cumhur İttifakı'nın çökeceği ve erken seçimin geldiği gibi spekülasyonlar üretildi. Sonrasında Erdoğan ve Bahçeli'nin açıklamalarıyla Türkiye İttifakı'nın Cumhur İttifakı'nın
"farklı bir versiyonu" olduğu anlaşıldı. Bu tartışmadan hareketle önümüzdeki dört yıllık dönemde mevcut iki ittifakın da çeşitli gelişmelerle sınanacağını düşünüyorum. Ekonominin toparlanması, ABD ile gerilimler, PKK ve
YPG ile mücadele gibi konular ittifak içinde sıkıntılar üretebilir. Ayrıca iki ittifak karşı tarafı çökertmek için çaba sarf edecek. Hangi ittifakın ortak değerleri savunduğuna ve merkezde olduğuna dair yarışacak. Erdoğan'ın Türkiye İttifakı, aslında Cumhur İttifakı'nın tabanını genişletme hamlesi. Seçim dönemindeki sert söylemlerin negatif etkisini gidermeye yönelik bir kucaklama. Cumhur İttifakı için
"ideolojik benzeşme", Millet İttifakı için
"ideolojik çelişki" yeni tartışmaların gündemi olacak.
"AK Parti'nin MHP'lileştiği" ilkine,
"CHP'nin PKK'ya teslim olduğu" da ikincisine örnek. İttifaklarda ortak zeminin genişliği değerliyse de farklılıklar korunmalı. AK Parti'nin klasik MHP ideolojisiyle özdeşlemesi beklenemez. Cumhur İttifakı ilk testi geçti, sıra diğer ittifakta.