Liderlik, birbiriyle etkileşim halindeki çok sayıda katmanı aynı anda yönetmeyi gerektiriyor. Çelişen ihtiyaç ve talepleri de birbirine çarptırmadan eş zamanlı olarak karşılamayı mecbur kılıyor. Zamanlamayı ve sıralamayı iyi yapmak ise olmazsa olmaz önemde. Yapılması gerekenlerin dengesini de elde tutmak çok önemli. Muhasebe yaparken kontrolü kaybetmemek ya da ihtilafları çoğaltmamak gerekir. Bu da ezberlere mahkum olarak değil, onları bozarak yapılabilir. Bu cümleleri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 31 Mart seçimlerinden yürüttüğü siyaseti anlamlandırmak için sarf ediyorum.
***
Yerel seçimlerin partilere doğru dersleri çıkarma ve gereğini yapma ödevi verdiğini sıklıkla konuştuk. Buradan hareketle, bazı çevreler
AK Parti'nin ısrarla kendi muhasebesini yüksek sesle yapması gerektiğini öne çıkarıyor. 17 yıllık bir iktidarın her daim muhasebe ve yenilenme içerisinde olması gerektiği doğru.
Ve aslında AK Parti muhasebesini ve yenilenmesini 2015'ten bu yana parça parça yapıyor. Sorunlar da çözümler de parti çevrelerinde biliniyor. Ancak bu muhasebenin Cumhur İttifakı'na ve parti içi dayanışmaya zarar vermeyecek şekilde yapılması elzem. Bunun için mücadele etme boyutu göz ardı edilmemeli.
AK Parti birçok saldırıya karşı koyma bilincini de zayıflatmamalı. Muhasebenin partiyi güçsüz, moralsiz bırakacağı bir minvalde yapılması sıkıntı üretir.
***
İşte Erdoğan'ın liderliği burada öne çıkıyor. Yenilenmenin içeride çekişme ve kapışma üretmeden yapılabilmesi için gayret gösteriyor. Özellikle de bu yerel seçimlerden sonra... İyi de bu defa farklı olan ne derseniz, ittifakların siyasetin doğasını değiştirmesi derim. Artık kasabadaki tek oyun boks maçı değil.
Yani rakiplerini sert eleştirilerle baskı altında tutmak kazanmak için yeterli değil. Tabiri caizse rakibinin gücünden ve taktiklerinden yeni usullerle istifade etme zamanı. Partiler ve liderler klasik yöntemlerinin öğrenildiğini fark ederek çoklu taktik ve söylemleri seferber etmek durumunda.
Tabanını ve seçmenini de buna göre yönlendirebilmek ihtiyacı ortada. Bu da muhasebe, yenilenme ve mücadele azmi arasındaki denge ile sağlanabilir. Bir boyutu eksik bırakmak ya da abartmak durumunda parti ya da ittifak içinde tartışma kazanı kaynatılmaya başlanır.
***
Kızılcahamam toplantısında Erdoğan'ın verdiği mesajlar tam da tecrübeli bir liderin dengeyi tutma yaklaşımını örnekliyor. Özellikle İstanbul seçimlerinin netleşmediği bir ortamda muhasebeyi ve yenilenmeyi zamana yayması çok isabetli. Kendi zamanlamasını kollarken mücadeleye vurgusu da makul.
Değişim ve yenilenmeyi dava hissiyatını hatırlama ile harmanlaması bununla irtibatlı. Türkiye İttifakı çağrısı ile muhalefete yönelttiği eleştirileri bir araya getirmesi bir dengeyi gözetmesinden... İç ve dış politikanın iç içe geçtiği bir dönemde, S-400'lerden
İran yaptırımlarına dış politikanın ısındığı bir ortamda sadece özeleştiri yapmak naif bir tutum olurdu. Elbette muhasebe yapılmadan olmaz. Eksikleri görmek, milletin verdiği ödevleri yerine getirmek kaçınılmayacak bir zorunluluk. Ancak liderin zamanlaması ve sıralaması ile olursa, sağlıklı sonuç verir. Size fayda sağlar, rakiplerinize değil.