31 Mart yerel seçimlerinin ittifak yapısı şekillendi. Bir yanda kendisini 15 Temmuz direnişine dayayan Cumhur İttifakı var. AK Parti ve MHP'nin yeni sistemi yerleştirme ve Türkiye'yi tökezletmek isteyenlere karşı durma bilincini paylaşan bir ortaklık... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tanımıyla "azami müştereklerin" oluşturduğu, stratejik bir ittifak. Diğer yanda ise CHP Genel Başkanı "Kılıçdaroğlu ve müttefiklerinin" oluşturduğu taktik bir ittifak bulunuyor. Temelinde ortak bir Türkiye geleceği perspektif bulunmuyor. AK Parti iktidarını değiştirmeyi ve Erdoğan'ı devirmeyi hedef alıyor. Bunun için de birbirine karşıt ideolojik (ulusalcı, Kürtçü ve solcu) tarafları seçim hesaplarıyla bir araya getiriyor.
***
"
Kılıçdaroğlu ve müttefikleri" sadece CHP ve İYİ parti arasında adı konulmuş bir birliktelik değil.
HDP, şimdilik İstanbul, İzmir ve Adana'nın da aralarında bulunduğu 7 yerde aday çıkarmayarak CHP'yi destekleyeceğini açıkladı. Yani CHP, HDP ile açık bir güç birliği yapıyor. Böylece HDP ile 24 Haziran seçimlerinde yapılan üstü örtülü işbirliği bir adım öteye taşınmış durumda.
Kılıçdaroğlu, taktik girişimlerine ÖDP'yi dahil etmekle kalmadı, Saadet Partisi ile de Adıyaman'da uzlaşmaya çalışıyor. Muhalefet cenahındaki bu oluşum Kılıçdaroğlu'nun seçim mühendisliğinin sonucu. Bunun için bu birlikteliğe "
millet ittifakı" yerine "
Kılıçdaroğlu ve müttefikleri" diyorum.
***
Erdoğan karşısında 8 seçim kaybeden Kılıçdaroğlu, bir türlü CHP'yi iktidara taşıyamıyor. Ancak maharetli olduğu iki husus var. İlki, tüm yenilgilere rağmen CHP'de sürekli gücünü artırarak genel başkan kalmayı becerdi. Muharrem İnce krizini de atlattı. Partideki farklı gruplara karşı "
zamana yayma" taktiğini kullanarak İstanbul,
Ankara ve İzmir'de istediği adayları
belirledi. Olası bir seçim başarısızlığı
durumunda bile kendine sorun çıkarmayacak
adayları belediye başkanı yapmış
olacak. Önündeki dört yılın sorunsuz
olmasını garanti edecek.
***
Kılıçdaroğlu'nun taktik maharetini gösterdiği ikinci husus seçim ittifakları. 24 Haziran seçimlerindeki gibi bu yerel seçimlerde de inisiyatif onda. Bu defa HDP'yi marjinallikten kurtarmayı hem CHP'ye, hem de İYİ Parti ve SP'ye daha açıktan dayatıyor. HDP'nin marjinallikten kurtulmasının neresi sorun diye sorulabilir?
PKK'nın 2015 Temmuz'da teröre başladığı ve Güneydoğu'nun ilçelerini açtığı hendeklerle savaş alanına çevirdiğinde HDP, terörle arasına mesafe koyamadı. Bu sebeple Selahattin Demirtaş dahil çok sayıda HDP'li yargılanıyor. HDP yasal bir parti ise de bahsettiğim sorunlu geçmişten kendisini sıyıracak hiç bir gayrette bulunmadı. Teröre bulaşmasa bile etnik-ayrılıkçı hareketlerin ne kadar sert bir muamele ile karşılaştığını İspanya (Katalonya) örneğinden biliyoruz. HDP çok riskli bir çizgide yürüyor... İşte bu yüzden Erdoğan, "
HDP eşittir PKK, eşittir YPG/PYD... Bunu zaten başlarındaki kişiler söylüyorlar. İYİ Parti ve Saadetlilerin bunlarla bir araya gelmesinin izahı yok" değerlendirmesinde bulunuyor.
***
Kılıçdaroğlu, seçim hesapları ile HDP'ye açıktan destek veriyor. CHP ve İYİ Parti'nin milliyetçi seçmeninin ideolojik zemininin zayıflamasını umursamıyor. Parti elitleri arasındaki parçalanmışlığa kimlik şizofrenisi ekliyor. Taktik başarılarla stratejik bir yenilgiyi de garantiliyor. Müttefiklerinin yenilgisi ise Kılıçdaroğlu'nunkinden daha büyük olacak.