Anayasa değişikliğinin 2. tur oylamaları yapılıyor. Bu satırlar yazıldığında 7 madde, 340'ın üzerinde oyla kabul edilmişti. Anlaşılan, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişle ilgili 18 maddelik değişikliğin Meclis ayağı bugün tamamlanarak referandum sürecine yürüyeceğiz.
Tartışma "sistem mi rejim mi değişiyor" ikilemesine sıkışmış durumda. Bir yanda yönetimde çift başlılığa ve bürokratik vesayete son verme tezi. Öte yanda "Meclis'in iradesinin tek kişiye teslim edildiği" iddiası.
Tarafların "vatanın geleceğine dair" bütün argümanlarını, kaygılarını sonuna kadar kullandığı mücadelede ilginç bir uzlaşma belirdi: beka meselesi.
***
Ülkenin zor bir dönemden geçtiği ve "
beka sorunu" ile karşı karşıya olduğu tezi farklı sebeplerle ortak kabul gördü. CHP için cumhurbaşkanlığı sistemi "
tek parti devletine, diktatörlüğe gidiş" ve sonu "
felaket." AK Parti- MHP kanadı için ise Türkiye, FETÖ, Deaş ve PKK teröründen komşu ülkelerde "
devletin çöküşü" olgusuna kadar çok sayıda tehditle yüz yüze. Çıkış ise devlet iktidarının konsolidasyonunu netleştirecek, tamamlayacak bir sistem değişikliğinde.
1 Kasım 2015 seçimlerine kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sert şekilde eleştiren MHP lideri Bahçeli'nin "
fiili duruma son verme" inisiyatifinde bulunması bu farkındalığın ürünü. 15 Temmuz darbe girişimi Bahçeli için "
parti çıkarlarının bittiği" noktaydı.
***
İşte bu sebeple Bahçeli, CHP'nin Meclis'i tıkama girişimlerine AK Parti'den daha sert eleştirilerde bulunuyor. Bahçeli'nin "
CHP'nin milli iradeye çıkan yolları tıkamak ve hatta kullanılamaz hale getirmek için bir 'kaos ittifakı
' ile hareket ettiği" cümlesinin CHP'li siyasetçilerde alarm zillerini çalması gerekir.
MHP'nin milliyetçi söylemi CHP tabanında zannedilenden fazla tahribat yapma potansiyeline sahip. Ve nitekim CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Bahçeli ile görüşmesi bu gerginliği azaltmaya yönelik bir çaba.
Görüşmede Bahçeli'nin "
Ana muhalefet olarak sorumluluk üstlenmediniz" eleştirisi
siyasetsizliği tercih eden CHP'nin içine
düştüğü zor duruma işaret ediyor. Dahası,
Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz'un Hükümet
bilgisindeki "
kontrollü bir darbe" olduğu
iddiası oluşan geniş meşruiyet tabanını sarsabilecek
bir argüman değil. Aksine CHP'yi
marjinalleştiriyor. Hatta referandum sürecinde
"
beka meselesi" üzerinden yürüyecek tartışma
CHP'nin siyaset yapma alanını kaçınılmaz
şekilde daraltacak.
AK Parti-MHP yakınlaşması yüzde 65-70'lik bir bloğu pekiştirirken CHP, HDP ile yüzde 30'luk bir blok bile kurmakta zorlanacak.
Zira Kürt milliyetçilerine sempati klasik CHP tabanını bölecektir.
***
İlginçtir, siyaset kurumunun "
beka" tartışması değişimci-statükocu ayrımına geldi, dayandı. Bazı liberal çevreler AK Parti- MHP'nin "
ülkenin tehlike altında olduğu" tespitinde birleşmesini "
statükonun zaferi" olarak görüyor.
Halbuki PKK'nın Suriye'deki kanton hırsı ile çözüm sürecini bitirmesinin Kürtler arasında bile büyük rahatsızlık yarattığı bir ortamda bu yorumun bir karşılığı yok. Aksine AK Parti- MHP bloğunun sistemi değiştirerek tehditleri aşmayı istediğini; CHP'nin ise statükoyu korumaya yöneldiğini söylemek daha mümkün.
Yine, "
AK Parti mi MHP'nin çizgisine geldi" ya da "
AK Parti mi terörle mücadele sayesinde MHP'yi işbirliğine zorladı"
soruları da önemini yitirdi.
ABD'nin yeni başkanı Trump'ın Avrupa, Çin ve Rusya denklemine getireceği kaotik dinamizm bölgemizi de derinden etkileyecek.
"
Beka meselesi" gündemden düşse bile "
güçlü devlet" arayışı yeni bölgesel ve küresel trend durumunda.