Bayramınızı kutlarım, sevgili okurlar. Ve bu güzel bayram gününde, isterseniz sinemamızla ilgili iki güzel haberi konuşalım.
Önce bir kitap. Sevgili dostum Agâh Özgüç'ün son eseri, dev bir kaynakkitap: Türk Filmleri Sözlüğü. Kaç kez söylemişimdir: Agâh olmasaydı eski filmlerimizi nasıl hatırlayacak, haklarında nasıl bilgi sahibi olacaktık...
Agâh bu kez eskiden yayınladığı ilk dört cildi bir araya getirmiş.
Arkasına yeni yazdığı ve 2003'ten günümüze (2012 Mayıs ayının sonuna) dek uzanan son cildi eklemiş. Olmuş size tam 4.5 kiloluk dev bir cilt... Bol (ve kaliteli) fotoğraf destekli kitapta her dönem için bir genel sunuş yazısı, her filmin tam jeneriği, konusu ve önemliyse hakkında yazılmış eleştirilerden seçmeler, özellikle son bölümdeyse değerli istatistik bilgiler yer alıyor.
Birçok eski, klasik filmin görülemez olduğu, sinema gibi en popüler kültür alanı eserlerinin korunamadığı bu tuhaf toplumda, hiç olmazsa böyle bir kaynakkitap bir teselli olabilir. Horizon Yayınları'nın çıkardığı kitabın, bana gelen bilgiye göre D&R'larda ve Beyoğlu Mefisto'da satışta olduğunu da ekleyeyim.
Bir diğer haber, Danıştay'ın iki Kemal Sunal filmi için verdiği ve örnek olacak karardı. Buna göre, Sunal'ın Yoksul ve Düttürü Dünya filmlerinin yayınından pay almak için dava açan ailesi, haklı bulunmuş. Böylece o iki film elbette ardından tüm Kemal Sunal filmleri için, her TV yayınından pay alma hakkı doğmuş oluyor.
Karar önemli. Bu uygulamanın özellikle Kemal Sunal'la başlaması daha da önemli. Çünkü Sunal, filmleri en sık yayınlanan ve seyircimizin bıkıp usanmadan izlediği bir yıldızdır. Filmin konusu, diğer oyuncular, yönetmeni vb. şeyler onun için önem taşımaz. Seyirci sadece "bir Kemal Sunal filmi" arar ve bulunca da izler. Bu açıdan, aile haklıdır ve onlar hesabına sevindim.
Ancak bunu elbette diğer filmler ve katkıda bulunan diğer sanatçılar izleyecek. Danıştay'ın kararının arkasında bunu sağlayacak hukuksal bir altyapı yok. Bir an önce onu hazırlamak gerekecek. Belki bunun için Batı'daki hukuksal yapıların telif haklarına getirdiği düzenlemelere bakılmalı. Zor bir iş, kolay gelsin!..
Ayrıca bu dava nedeniyle, o iki filmin yapımcısı Şerafettin Gür dostumuzun adı gündeme geldi. Şerafettin Bey'in Yeşilçam'da kimi en güzel filmleri yapmış, sanat ve sanatçı dostu gerçek bir sinema adamı olduğunu hatırlatayım. Onun sadece iki Kemal Sunal filmi yanında (ki onun en iyi filmleri arasındadır), Sunal'a düzinelerle film yaptırmış şirketler var.
Bakalım onlar ne diyecek, ne yapacak!..