Nostaljiden vazgeçemiyoruz. Yaş gereği midir nedir: Müzikte, sinemada, kente ve çevreye bakışımızda hep eskiyi anmak, eskinin daha güzel, daha soylu olduğuna, onu anmak ve yaşatmak gereğine inanmak... Ama insanoğlu zaten böylesine 'balık hafızalı' olmasaydı... Beyoğlu'nun eski salonları, Boğaz'ın yalıları, eski kentlerin ahşap evleri, ülkenin ormanları, kıyıların doğal çizgileri, göllerin balıkları ve başka şeyler korunabilseydi... Böylesine acılı yazılar yazar mıydık?
Ama bugünlük, gelin müzikte nostaljiden söz edelim. En azından o korunuyor. Eski sanatçılar, şarkılar ve plaklar, birer-ikişer CD'lerde karşımıza geliyor. O alandaki eskilere eninde-sonunda erişme olasılığı hep var.
Öncelikle Tony Bennett'in Duets-2'si. İki yıl önce açıkhava tiyatrosunda dinleme şansını bulduğumuz, bugün tamıtamına 85 yaşında olan sanatçının bu yaşta böylesine bir performans göstermesine şaşılmaz mı? O artık Amerikan klasik popunun en iyi temsilcisidir. Porter, Gershwin, Berlin, Weill, Arlen, Rodgers ve Hart, Mercer gibi şarkı ustalarının en güzel parçaları, ancak onun yorumuyla gerçek değerini bulur.
Ve o bu düetleriyle şunu bir kez daha kanıtlar: ister rock, ister pop yapsınlar, tüm sanatçılar günün birinde o The Great American Song Book'a gelirler. Yalnızca Rod Stewart gibi bir has rock'çunun şimdilerde beşi bulan albümünü bu müziğe adamasıyla değil. Düetlerin bu yeni ürününde yer alan sanatçılar da bunu kanıtlar. Lady Gaga'dan Amy Winehouse'a, k. d. lang'dan Mariah Carey'e, Aretha Franklin'den Norah Jones'a, Andrea Bocelli'den Alejandro Sanz'a çok farklı disiplinlerden gelen sanatçılar, bu Amerikan klasiklerine yeni bir hayat verirler: The Lady is A Tramp'den Body and Soul'a, Blue Velvet'den Stranger in Paradise'a, Speak Low'dan The Way You Look Tonight'a... Onları toplayan, elbette Tony'nin eşsiz cazibesidir. Üstelik bir radyo programında 11 Eylül'den söz ederken "Biz onları bombalıyorduk, onlar da bize durmamızı söyledi" diyecek kadar da radikaldir!...
Ama bizim ulusal nostaljimiz de var. Böylece Münir Nurettin'in (bana söylendiğine göre) eski tarihli bir kasette kalmış sekiz şarkısı Leyla Bir Özgecandır albümüyle hayata döner. Aralarında Çıkar Yücelerden, Ölürsem Yazıktır, Aşk Yolunda Bağrı Yanık gibi şarkılar da bulunan. (Coşkun Plak)
Gözdelerimden Nesrin Sipahi'nin yalnızca Osman Nihat Akın bestelerini söylediği albümü de harika. (Coşkun Plak). Ki aralarında Bir İhtimal Daha Var'dan Yine Bu Yıl Ada Sensiz'e, Güzel Bir Göz Beni Attı'dan Cevrin Yeter Artık Olma Sitemkar'a, Girdim Yarin Bahçesine'den Körfezdeki Dalgın Suya Bir Bak'a, Göze Mi Geldim'den Yaşlı Gözlerimi Kuruttum Bu Gece'ye birçok şarkı, beni kişisel geçmişime doğru enfes bir yolculuğa çıkarmıştır.
Nostalji vitrinindeki anacağım son ürün, Selami Şahin'in Mahzen albümü. (Esen). Meslekteki 45. yılı anısına imiş. Ben de 45. yılımda olduğum için, hemen ona yakınlık duydum. Yoksa tanışmayız bile... Şarkılarının kimilerini ilk kez dinledim. Özellikle de Islak Mendil, Ya Seninle Ya Sensiz ve vaktiyle Tanju Okan'dan dinlediğimiz Dostlarım (İçkim ve Sigaram)'a bayıldım. Nice yıllara, Selami...