Mete Memiş... Belediye Başkanı... Bizi, Bayburtlu Zihni'nin şiiriyle karşıladı... Bestelenmiş ünlü şiir:
"Vardım ki yurdundan ayak göçürmüş
Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı
Camlar şikest olmuş meyler dökülmüş
Sakiler meclisten çekmiş ayağı."
Ardından... Bayburtlu Zihni'den yine bestelenmiş bir şiir daha.
Takıldık... "Konserler... Sanatçılara verilen paralar..."
Öyle ya... Bayburt Dede Korkut Şenlikleri var... Uluslararası... Harcanan para ne kadar?
Mete Memiş... "Biz ayağımızı yorganımıza göre uzatırız" dedi:
Şenliklere çeşitli ülkeden sanatçılar gelir... Halk oyunları... Aşık atışmaları... Cirit... Şiir gecesi... Sempozyum... Kendi yağımızla kavruluruz... Bizim, ünlü sanatçılara savrulacak milyonlarımız yok... Paramızı, konsere değil, şehrimize harcarız.
***
Ders olsun
Temel cinayet işlemiş... Yargılanmış... Mahkemenin kararı... Ölüm cezası.
İdam sehpasında, son sözü sorulmuş. Temel, son sözünü söylemiş:
"Ha bu bana ders olsun."
Konserlere harcanan uçuk paralar... Milyonlar, milyonlar... Toplumun tepkisi... Umarız, konser belediyeciliğine ders olur.
***
'Çoban' deyip geçmeyin
Bayburt Ovası... Akarsular... Dağlar... Bayburt'ta sanayi yok.
Çoruh Nehri'nin kollarının suladığı ovalar... Meralar... Yaylalar... Tarım ve hayvancılık önemli gelir kaynağı.
Devlet teşvik ediyor... Hayvancılık patlama yapacak... Fakat... Çoban yok... Çoban bulmak büyük sorun.
Süleyman Seyhan... Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı... Dedi ki:
Bizimkiler çobanlık yapmak istemiyorlar... Afgan çobana mahkûmsun... Ayda 80 bin liraya çoban bulamıyorsun... Yiyeceğini, giyeceğini veriyorsun yine de çoban yok.
***
İş arayanlar
Belediyedeyiz... Gelen giden çok... Başkan Mete Memiş'in kapısı açık... Kimseyi geri çevirmiyor.
Başkanın ifadesiyle... Gelenlerin... Yüzde 80'i iş istiyor. İşsizler... Sanki sözleşmiş gibiler:
Başkanım... Belediye olmuyorsa, başka bir devlet dairesinde iş.
***
İlle de devlette iş
İşsizlik... En büyük adaletsizlik. Ama... Fakat... Lakin... İşsize, iş beğendirmek zor.
Akşam yemeği... Aile Kasabı. Et lokantası... TSO Başkanı Süleyman Seyhan ve diğer dostlarla birlikteyiz.
Masamıza... İş isteyen bir genç geliyor... Üniversite mezunu... İsteği, belediyede... Devlette iş.
Süleyman Seyhan, "Herkes kapağı devlete atmak derdinde" diyor:
İnşaatta sıvacıya ihtiyaç var... 80-90 bin lira yevmiye... Sıvacı bulamıyorsun.
***
Nutukta atılır bu yalanlar
Nereye gitsek mutlaka bir fıkra dinliyoruz... Bayburt fıkraları meşhur.
Çoğu da gerçek... Yaşanmış.
21 Şubat... Bayburt'un düşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümü.
Seneler önce... Yine bir Kurtuluş Bayramı... Kürsüde Belediye Başkanı.
Düşmanı elimizdeki sopalarla, taşlarla kovaladık... Bayburt'u kurtardık. Yaşlı bir teyze sesini yükseltmiş:
Niye yalan söylüyorsun? O tarihte sen doğmamıştın. Belediye Başkanı, "Sus Behire Hala... Poh yeme" diye tepki göstermiş:
Bu nutuktur... Siyasettir... Gerçek olması şart değildir.
***
Çinili kale
Kalenin çevresi iki kilometrenin üzerinde... Surların yüksekliği otuz metre.
O kadar eski ki... Hangi dönemde, kimler tarafından yapıldığı bilinmiyor. Bizans İmparatoru Birinci Justinianus döneminde onarımı yapılmış. Gerisini, kalenin yaşını düşünün artık.
Kale... Türklerin Anadolu'da ilk ele geçirdikleri yerlerden. Osmanlı döneminde... Çin-i Maçin Kalesi adı verilmiş. Nedeni, kalenin dış yüzeyinde çinilerin olması... Yeşil, firuze ve mor renkli çiniler.
Kale... Yüzyılları geride bırakmış, muhteşem bir tarihi eser.
Bayburt Valisi Mustafa Eldivan'ın bize hediyesi... Aslına uygun, sonsuzluk temalı bir çini. Teşekkürler.
***
Yaşanacak şehir
Bayburt... Sakin... Huzurlu... Misafiri kucaklayan bir şehir.
Kadına şiddet... Sokak hayvanlarına kötü muamele... Belediye Başkanı Mete Memiş'in söylemiyle, "Ayıptır... Günahtır... İnsan olana yakışmaz... Allah'ın gücüne gider."
Temiz hava... Küresel ısınma diye bir sorunu yok... Yayla o kadar çok ki.
Çoruh Nehri manzaralı apartman daireleri... Yeni inşaat... 3+1... 140 veya 160 metrekare... Üç milyon liraya... Beş milyon liraya.
***
Yaz ekonomisi
İstanbul'a 1500 lira... Bursa'ya da aynı fiyat. Ankara'ya 1300 lira... Tekirdağ'a 1900 lira.
Yaz sezonunda otobüsler dolu... Sefer sayısı çok. Şimdi ise... Sefer sayısı azalmış. Bunları konuşuyorduk... Bayburtlunun biri dedi ki:
Bizim ekonomimiz yaz mevsimine endeksli... Gurbetteki hemşeriler gelirler... Şehrin nüfusu iki, üç kat artar... Yani biz altı ay kazanırız, 12 ay yeriz.
***
Yemek tarifesi
Aile Kasabı... Şehrin merkezinde... Lokanta... Tertemiz. Çorba 50 lira. Kelle paça 80... Menemen 75... Döner 180.
Dört kişi... Yemek... Tatlı... Meyve... İçecek... Bin liraya doyarsınız.
***
Gözleme alın
Bayburtlu trafik kazası geçirmiş... Hastaneye götürmüşler. Doktor, "Hemen gözleme alın" demiş. Yarım saat geçmiş geçmemiş... Hastanın yakınları... Ellerinde sıcak gözleme... Hastaneye koşmuşlar:
Hemşire hanım... Dohtor beg, "Gözleme alın" dediydi... Siz mi yedirirsiniz, yoksa anası mı yedirsin?
***
Ankara mesajı
Veda zamanı... "Ey Bayburtlular" diyoruz:
Ankara'ya bir diyeceğiniz var mı? Siyasetçilere.
Var... Kavga etmesinler... Birbirlerine kötü söz söylemesinler... Ele güne karşı birlik ve beraberlik içinde olsunlar.