Kızımız... Canımız, ciğerimiz... Hepimizin yavrusu... Başına gelen acı olay, Türkiye'yi ayağa kaldırdı.
Narin olayına milletçe gösterdiğimiz tepkiyi, ah keşke, ilk çocuk cinayetinde... İlk kadın cinayetinde... İlk çocuk istismarında... İlk kadına şiddette gösterebilseydik.
Ulusal tepki için bugünleri beklemeseydik.
***
Soğukkanlı bakış
Toplumsal öfke tavan yapınca... Her defasında aynı sesler yükselir:
- Asacaksın! Tek çare idam.
"Narincik" olayında da... Görüyorsunuz... İdam sehpası kuran kurana.
Cemil Çiçek ile konuşuyorduk...
Yılların hukukçusu... Eski Adalet Bakanı.
Meclis Başkanlığı, Başbakan Yardımcılığı yaptı.
"Asacaksın böylelerini" konusu açılınca... Dedi ki:
Hukukumuzda idam cezası vardı... 57'nci hükümet döneminde, belli bir proje kapsamında, mevzuattan çıkarıldı.
Olaya, günlük tepki penceresinden değil, daha yukarıdan bakmak lazım.
Avrupa Birliği istedi... AB adaylığı çerçevesinde idam cezasından vazgeçildi.
Şimdi... AB ile ilişkiler yeniden canlanma sürecine girerken, iç hukuku yeniden mi düzenleyeceğiz? İdamı geri mi getireceğiz?
Cemil Çiçek'in bakışı, soğukkanlı bakış.
İhtiyacımız olan bakış.
***
Hukuk mu guguk mu?
Toplumsal tepkinin yükseldiği bir başka olay... Dilan-Engin Polat davası.
Şımarıklık... Lüks araçlar... Milyon dolarlar... Yolsuzluk... Tutuklama... Ve sonra... "Haydi güle güle... Serbestsiniz."
Sadece bu iki görgüsüzün/şımarığın davasında değil, pek çok davada aynı şeyler yaşanmıyor mu?
Sonuçta... Millet konuşmaya başlıyor:
Çalacaksan büyük çalacaksın.
Baklava çalan çocuğu hapse atarlar, milyonları götüreni serbest bırakırlar.
Adamını bulacaksın... Hâkimi ayarlayacaksın.
Cemil Çiçek... Ne de olsa... "Ombudsman" sayılır.
Sorduk:
- Ne diyorsunuz?
***
Ombudsman dedi ki...
Cemil Çiçek, "Yargı sağlıklı işlemezse verilen hükümde hata payı yüksek olur... Ve geriye de dönülemez" diyerek söze başladı:
Her işi siyasetin konusu yapıyoruz... Her olayı siyaset üzerinden konuşuyoruz... Bu yanlış.
Eğer, bir konuyu kendi disiplini içinde tartışmazsak sağlıklı sonuç alamayız.
Hukuk iyi işlemezse, mahkemenin verdiği karardan kamuoyu vicdanı rahatsız olur.
Yarın en ağır cezayı verirsin... Kamuoyu yine şüpheyle karşılar.
***
'Hukuk iyi işlemezse...'
Anahtar söz... "Hukuk iyi işlemezse..."
Cemil Çiçek'ten, bu sözü... Konuyu açmasını istedik.
Örneğin... Dilan-Engin Polat davası.
Hukuk nasıl işledi?
Cemil Çiçek'in yanıtı:
Hazırlık soruşturması iyi yapılmazsa... Medyatik dosya öne çıkarsa... Soruşturma eksik olur... Ve 40 yıl, 50 yıl hapis cezası konuşulur.
İddia, 40-50 yıl hapsi gerektiriyorsa... Kuvvetli delil varsa... 3 ayda hapisten çıkaramazsın.
Demek ki yeterli delil yok... Dosya alelusul hazırlanmış... Medyatik... 40 yıl hapis... Yaşa... Varol.
Öyleyse... Mahkeme bu davayı nasıl kabul ediyor? Eksik soruşturma diye iade et.
Soruşturma düzgün değilse... 40-50 yıl hapis istenirse... Sonunda da tahliyeler gelirse... Millet konuşmaya başlar.
***
Millet konuşuyor
Cemil Çiçek, "Millet konuşmaya başlar" deyince...
Araya girdik:
- Konuşuyor zaten... Hem de yüksek sesle.
- Biliyorum... Görüyorum... Duyuyorum... 'Adamını bulursan, ceza almazsın' sözleri ortalıkta dolaşıyor... Bir dönem, 'FETÖ borsası' lafı da çok dolaştı.
"Çare" dedik:
- Çare, Cemil Bey? Ne yapılması lazım?
- Kamu vicdanını yaralayan olaylar... Hukuki konular... Soğukkanlı, sağlıklı tartışılsın... Popülizm yapılmasın... Hazırlık soruşturması medyatik olmasın.
***
Siyaset... Yargı... Ve medya
Anketçiler... Bir kamuoyu yoklaması yapsalar... İtibar araştırması.
Cemil Çiçek'e dedik ki:
- Yüzde 100 eminiz... Siyasetin de, yargının da itibarı çok düşük çıkar.
Cemil Çiçek... Medyayı da ekledi:
- Siyaset, medya ve hukuk... Birbirleriyle bağlantılı kurumlar.
Ve sözü, TV programlarına getirdi... Her akşam izlediğimiz tartışmalara:
Narin evladımız olayında görüyorsunuz... Konuşanların tamamı neredeyse suç uzmanı... Kriminolog... Ceza hukukçusu...
Aynı konuşmacılar... Ertesi gün bakıyorsunuz, deprem uzmanı... Ekonomi uzmanı... Terör uzmanı... Tarım uzmanı... Dış politika uzmanı...
Türkiye'de böyle birinci sınıf uzman çok... Ama çakma uzman... Çakma birinci sınıf.
***
Sinekten yağ çıkaranlar!
Dünyada... Kilometrekare başına düşen provokatör sayısı bakımından...
Klavye kahramanı... Kâğıttan kaplan sayısında; ilk sıralarda olduğumuz kesin.
Belki de ilk sıradayız.
Olayları/konuları sulandırmakta, bulandırmakta, ortalığı karıştırmakta üstümüze yok.
Canımız, ciğerimiz, evladımız Narin kızımız üzerinden siyaset yapmak... Provokasyona girişmek olacak iş mi?
Ama... Meşhur sözdür:
"Eğer bozuksa maya, ne ar kalır ne hayâ."
Dedik ya... Kilometrekare başına düşen.
Mayası bozuk sayısı... Çok yüksek.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın açıklamasını okumuş olmalısınız.
Paylaşmakta, bir kez daha okumakta fayda var:
Narin kızımızla ilgili olarak... Sosyal medyada, 4 milyondan fazla paylaşım yapıldı.
Bu paylaşımların 498 bin 713'ü bot (bilgisayar) hesaplardan gerçekleştirildi.
İçeriklerin yüzde 76'sı, provokasyon ve algı operasyonu amaçlı...
Bunlar... Sinekten bile yağ çıkarmaya çalışan insanlar!
Tabii... İnsan denilebilirse.