Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Siyaset ve asker

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Siyaset ve asker ilişkilerinin yerli yerine oturtulmadığı ülkelerde/demokrasilerde... Sıkıntılar kaçınılmazdır.
Demokrasilerde... "Asker demokratik bir baskı grubu" değildir.
Asker eğer... İşçiler, işverenler, köylüler gibi demokratik baskı grubu gibi hareket ederse... "Siyasetin üzerinde vesayet var" demektir.
Türk siyasetinin/demokrasisinin üzerinde, böyle bir vesayet vardı... Yıllar boyunca.
Olmasaydı... Darbeler yapılmazdı... Muhtıralar verilmezdi.
Başbakan Adnan Menderes ve iki bakan asılmazdı.
Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Alpaslan Türkeş... Hamzakoy'a... Uzunada'ya... Sürgüne yollanmazlardı.

***


'Dünü özleyen' çok

Geçmiş... Geçmişte kaldı... Geçmişten dersler alındı.
Siyaset ve asker ilişkilerinde... Demokratik... Çağdaş adımlar atıldı.
"Ordu göreve" pankartları tarihin çöplüğüne gönderildi.
Ama... Hala... Dünün özlemiyle yanıp tutuşanlar... Askeri, siyasete bulaştırmaya çalışanlar var.
Yalan mı?

***


Mutlaka... Ve gecikmeden

Orduda disiplin esastır... Poliste de.
Disiplin ve kuralların dışına çıkılırsa... Ki geçmişte çok çıkıldı... Bundan asker de, polis de zarar görmüştür.
En büyük zarar ise ülkeye olmuştur.
Kara Harp Okulu... Yemin töreni... Törenden sonra bir kılıçlı yemin daha... Acaba "korsan tören" mi demeli? Gereksiz/yakışıksız bir iş.
Bu olay nedir? Ne değildir? Masum bir ergenlik olayı mıdır? Arka planı var mıdır? Araştırılıyor.
Bu aşamada... Şeffaflığa ihtiyaç vardır.
Kamuoyu, her şeyi bilmelidir.
Ve asker, konuyu/sorunu kendi içinde çözmelidir... Mutlaka... Gecikmeden.
Yaygın bir deyimle söyleyecek olursak... "Asker, kendi göbeğini kendi kesmelidir."

***


"Ordu... En kıymetli varlığımız"

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu... Tarih... 12 Aralık 1962... Kürsüde, Başbakan İsmet İnönü... Konuşmasından iki cümle:
Orduyu siyasi münakaşaların dışında tutmak için ne kadar gayret sarf edersek, meseleye, hepimizin mutabık olduğumuzu iddia ettiğimiz hedefe o kadar hizmet etmiş oluruz.
Ordu, demokratik Anayasa düzeni içinde kalkınma yapmak isteyen bir milletin en kıymetli varlığıdır.

***


Şiddetli alkışlar

Meclis tutanakları arasında gezinti... Siyasi tarih üzerine sondaj... 7 Temmuz 1962... Başbakan İsmet İnönü konuşuyor:
Millet ve Büyük Meclis ile onun aziz evladı olan ordusu arasında bir itimatsızlık yaratmak maksadı asla muvaffak olamayacaktır.
Hiç kimse, ordu ile Büyük Meclis arasında ayrılık yaratmaya muvaffak olamayacaktır.
O tarihte... Yüce Meclis, İnönü'nün bu sözlerini şiddetle alkışlıyor.
Bu sözler... Bugün de, alkışı hak ediyor.

***

Öteki İnönü

Başbakanlığı döneminde yaptığı bazı konuşmalardan, övgüyle ve alkışla söz ettiğimiz İsmet İnönü... Geçmişte, asker üzerinden siyaset yapmadı mı?
"Hayır" diyebilir misiniz?
27 Mayıs 1960 darbesinden önce... Seçilmiş iktidara karşı TBMM kürsüsünden, "Sizi ben de kurtaramam" demedi mi?
Darbenin ardından... Darbe lideri Orgeneral Cemal Gürsel, İsmet İnönü'ye "Paşam, emirleriniz bizim için peygamber buyruğudur" diye, selam durmadı mı?
Neyse... Dünü dünde bırakalım.
Ve... Dünden... Dün yaşananlardan... Milletçe, ders almaya bakalım.

***

Kürsü... Ve ötesi

İsmet İnönü'den... Başbakanlık yaptığı dönemden... Son bir alıntı.
22 Mayıs 1962... İsmet Paşa:
Kürsüye çıkan her arkadaş, bir Başvekil gibi memleketin huzurunu muhafaza etmek mesuliyetini yüreğinde, vicdanında hissederek, hitap etmelidir. (Bravo sesleri... Alkışlar.)
Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünü, bir tahrik vasıtası olarak kullanan bulunursa, müşkülatın hududu yoktur. (Bravo sesleri... Sürekli alkışlar.)
Yıl 2024... Bugün, TBMM kürsüsünü, bir tahrik vasıtası olarak kullanan var mı, yok mu?
Nokta.

***


Hepsi gerçek

Darbelerin... Muhtıraların... Demokrasiye müdahalelerin anası da, babası da, 27 Mayıs 1960 darbesidir.
Devlet gemisinin su almaya başladığı, devlet treninin raydan çıkarıldığı olay... Türk siyasetinin kara deliği.
Darbeyi... 38 subay yaptı... Milli Birlik Komitesi.
Sonra... Komite içinde çatlak oluştu... 14 kişi, komite üyeliğinden çıkarıldı... Yurt dışına yollandı.
Darbeden beş yıl sonra... 10 Ekim 1965 seçimlerinde... CHP milletvekili adayları içinde... Darbeci 14'lerden üç isim vardı... Orhan Kabibay... İrfan Solmazer... Orhan Erkanlı... Soralım, CHP'ye yakıştı mı?

***


Ey siyasetçi!

Noktayı koyarken... Eğri oturalım, doğru konuşalım.
Geçmişte... Siyasetçisi... Akademisyeni... Sivil toplum lideri... Darbecilerin yollarına kırmızı halı sermediler mi?
12 Eylül 1980 darbesinin lideri Kenan Evren'in anılarında, her şey anlatılıyor.
"Paşam! Daha ne bekliyorsunuz? Darbe yapın" diye Genelkurmay'ın merdivenlerini aşındıranlar... İsim isim sıralanıyor.
Evet... Noktayı koyma zamanı:
Ey siyasetçi! Ey siyaset mühendisi!
Askeri rahat bırak... Asker üzerinden siyaset yapma.
Eğer... Askerin içinde, yanlışı, eksiği, gediği olan varsa... Asker, elbette içindeki çürük elmaları ayıklar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA