Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 31'inci İstişare ve Değerlendirme Kampı bugün başlayacak... 3 gün sürecek.
Genel merkez yöneticileri, milletvekilleri, belediye başkanları kampa katılacaklar.
Bakanlar da toplantıda olacaklar.
Ülke sorunları... 31 Mart'ta yapılan yerel seçim sonuçları değerlendirilecek.
Kızılcahamam kampı, AK Parti için bir milat sayılabilir.
Silkelenmenin, değişimin miladı.
***
İtici güç
AK Parti, 14 Ağustos 2001'de kuruldu.
23 yılda... 31 kamp... İstişare ve Değerlendirme.
Bundan önceki kamp... 30'uncu toplantı... Yine Kızılcahamam'da yapılmıştı... 4 Haziran 2022.
Cumhurbaşkanı ve Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan... Seçmene... Özellikle de gençliğe ulaşacak çalışmalardan söz etmişti... Teşkilatı uyarmıştı.
Daha önceki kamp... 29'uncu toplantı... Erdoğan, üstüne basa basa şunları söylemişti:
Milletimiz, bize destek ve oy vermek zorunda değildir.
Biz, milletin gönlünü kazanarak bunu sağlayacağız.
Teşkilat yapımız AK Parti'nin sürükleyici gücü olacaktır.
***
Berberden al haberi
Deniz Berberi... Şerefiye Mahallesi... Van... Dükkânda 2 berber var.
Suat Gölaş... İşçi emeklisi... 10 bin lira emekli maaşı alıyor.
İbrahim Erkalay... Memur emeklisi... 17 bin lira.
Daha önceki seçimlerde AK Parti'ye oy vermişler.
31 Mart 2024... Yerel seçim... Sandığa gitmemişler.
Neden? Emekli maaşı düşük olduğu için mi?
Suat Gölaş, yanıt verdi:
Hayır... AK Parti, eski AK Parti olmaktan çıktı... Seçim zamanı parti teşkilatından bir kişi gelip hatırımızı sormadı.
***
Seçmenin sesi
Çarşıda konuştuğumuz insanlardan da benzer sözler dinlemiştik.
Kuyumcu... "100 bin seçmen sandığa gitmedi... Çoğu AK Parti seçmeni" demişti.
Telefoncu... "Van'da oy kullanma oranı yüzde 67... Hiç bu kadar düşük olmamıştı" diye konuşmuştu.
İkram Kali ile birlikte kahvaltıcıya uğramıştık... Söylediklerini not ettik:
- AK Partililer, eskiden kapı kapı dolaşır, hatır sorar, oy isterlerdi... Bu defa gelen de olmadı, oy isteyen de... Bizim evde 2 oy var... Sandığa gitmedik.
***
Adres arayan mesaj
Dönelim yine berberdeki sohbetimize.
Şaban Uman... Sıkı partili... Yerel seçimden önce... Genel merkezi aramış... Partinin bazı yöneticileriyle görüşmek istemiş... Bağlamamışlar.
Bunun üzerine CİMER'e mesaj yazmış.
Kişisel bir isteği yok... Eleştirilerini iletmiş.
CİMER'den aramışlar:
- Şaban Bey... Yazdıklarınız partiyle ilgili konular... Mesajınızı AK Parti Genel Merkezi'ne gönderin.
- Oraya göndersem ne olacak ki? Kimi, kime şikâyet edeceğim?
***
Bu kadar
Berbere girdiğimizde bir müşteri vardı... Tıraş oluyordu... Saç, sakal.
Tanıştık... Şaban Uman.
Eskiden inşaat işiyle uğraşıyormuş... Yorulmuş... Bırakmış.
Sohbet ettik... Söze, "Erdoğan'ın hastasıyım" diyerek başladı:
1970'ten bu yana... Milli Selamet Partisi'nden beri... Bu davanın eriyim.
2002... Daha sonraki seçimler... Hep AK Parti'ye oy verdim.
Ama parti eski havasında değil.
Partiyi yönetenler... Teşkilatlar... Erdoğan'a ayak uyduramıyorlar... Bu kadar.
***
Karne notu
Yerel seçim kampanyası sürecinde sahadaydık.
Manisa'dan Ağrı'ya... Diyarbakır'dan Bursa'ya... Trabzon'dan Adana'ya... İl il dolaştık... Hatay... Kars... Erzurum... Antalya... Afyonkarahisar... Mersin... Kahramanmaraş... Kayseri... Sivas... Yozgat...
Gözlemimiz:
Erdoğan... Çalıştı... Bazı günler 2 miting yaptı... Üstüne bir de salon toplantısı.
Teşkilatlar... AK Parti'nin itici gücü olamadılar.
Partinin diğer organları... Erdoğan'ın temposunun çok gerisinde kaldılar.
***
Üzüntü
Şaban Uman, bir zamanlar MSP gençlik kollarında imiş.
"Van'da beni herkes tanır... Sorabilirsiniz" dedi... Ve ekledi:
- Allah'a çok şükür, kimseden bir beklentim yok... Ben, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a üzülüyorum.
***
Bıktıran mektup!
Berber Van'da... Eski inşaatçı Şaban Bey de Van'da... İsteyen arayabilir... Sorabilir.
Şaban Uman, isim vererek o kadar çok şey anlattı ki... Hayret ettik.
Partinin bir yöneticisine (adını da söyledi), defalarca mektup yazmış... Sahada gördüklerini aktarıyormuş...
Yönetici bir gün telefonla aramış... Azarlamış:
Yeter... Mektup gönderip durma... Bir diyeceğin varsa WhatsApp'tan yolla... Ama cevap yazacağımı da sanma.
***
Anadolu irfanı
Tıraş bitti... Çıkacağız.
Usta... Borcumuz ne kadar? Suat Gölaş bozuldu... İbrahim Erkalay'ın suratı asıldı:
Sormamış olun... Sizden para almayız.
Almazsanız bir daha uğramam... Kapınızın önünden bile geçmem.
Öyleyse 100 lira verin. Bu sırada... Şaban Uman, "Bir dakika" diyerek ayağa kalktı:
Ben sizden önce tıraş olmaya geldim... Örf, âdet, geleneğe göre tıraş paranızı benim vermem gerekir... Kabul etmezseniz gönül koyarım... Bunu hakaret sayarım.
Teşekkür ettik... Ayrıldık... İçimizden, "İşte Anadolu irfanı" diye geçirdik.
***
Dünden bugüne
Kızılcahamam kampı öncesi... Van'da... Berberde sohbetimizi... Dinlediklerimizi aktardık.
Sadece Van'da mı? Malatya'da... Yozgat'ta... Sivas'ta... Bakkaldan, kasaptan, manavdan, taksiciden benzer yakınmalar dinledik:
Eskiden il, ilçe başkanı vatandaşın önünde eğilirdi... Selam verirdi... Hâl hatır sorardı... Şimdi bizi dinleyen yok... Üstünlük taslıyorlar... Tepeden bakıyorlar... Azarlıyorlar.
***
Nokta
Keşke imkân olsa da... Van'daki berber, Erzurum'daki lokantacı, Denizli'deki manifaturacı, bugün Kızılcahamam kampına katılsalar... Konuşsalar.
Bize söylediklerini... İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda anlatsalar.