Zaman su gibi akıyor... 14 Mayıs seçimlerinin üzerinden 3.5 ay geçti... 28 Mayıs, Cumhurbaşkanlığı, ikinci tur seçiminin üzerinden de 3 ay.
Siyasetin "simgesel takvimleri" vardır.
İlk 3 ay gibi.
100 gün gibi... 6 ay gibi... 1 yıl gibi.
500 gün gibi.
Bloomberg... Politico... Daha pek çok Batılı yayın organı... Siyasetçi... Organizasyon, "Dünyada 2023'ün en önemli seçimi Türkiye'de olacak" demişlerdi.
Ve oldu.
Bugün... "En önemli seçimden" sonrasına göz atmaya ne dersiniz?
***
Derin ve ince hesaplar
Seçimin galibi... Ak Parti/Erdoğan, "Nasıl da kazandık... Tarih yazdık" diye düğün bayram yapmadı... Davul zurna çalmadı.
Kendini yenileme yolunda adamlar attı... Atmaya devam ediyor.
Kadrosunu, vizyonunu "güncelliyor."
Ve... En önemlisi... Seçimin ertesi gününden itibaren "2024'e... Yerel seçimlere" hazırlanıyor.
"Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin rüzgârıyla" İstanbul'a, Ankara'ya asılıyor... Adana gibi, Mersin gibi kritik yerleri almanın "derin ve ince hesaplarını" yapıyor.
***
Yerel seçim... Bir siyaset dersi
Turgut Özal... Anavatan Partisi... Güçlüydü... Tek başına iktidardı.
1983... Milletvekili seçimi zaferi.
1984... Yerel seçim zaferi... Ankara... İstanbul...
İzmir... Adana... Mersin.
1987... Yine milletvekili seçimi... Bir zafer daha.
Ve 1989... Yerel seçim... ANAP/Özal ilk kez "seçim yenilgisiyle" tanıştı.
İstanbul da gitti, Ankara da... Mersin de Adana da.
Partinin ağır topu Oltan Sungurlu demişti ki:
"Üzerimizden silindir geçti." Sonrası... Ders alınacak bir siyaset hikâyesi.
Parti içi çekişmeler... Kopmalar... ANAP küçüldü...
1991'de iktidarı kaybetti... Toparlanmaya çalıştı, olmadı...
Ve "tarih oldu, eridi, bitti." Recep Tayyip Erdoğan, "o günleri iyi biliyor." Ve... 28 Mayıs'ta yakaladığı başarıyı "2024 yerel seçim zaferi ile" taçlandırmak istiyor.
***
2024... Hamlet
Seçim sonrası kamuoyu "yönetime... Yeni kabineye" avans verdi... Avans devam ediyor.
Asrın depremi... Çalışmalar tam gaz.
Ekonomi... Zor bir dönem... "Toparlanma gayreti" güven veriyor.
"Emekli... Dar gelirli" sıkıntıda... Erdoğan, "olayın" farkında... "Yaraya merhem" üzerinde çalışılıyor.
Özetle... Ak Parti/Erdoğan, "vites yükseltiyor... Daha da yükseltecek."
Zira... 2024... Yerel seçim... Hamlet'in dediği gibi... "To be or not to be... Olmak ya da olmamak."
***
Muhalefet
Muhalefet denilince akla elbette CHP geliyor... Doğal... Başka türlü düşünülemez.
Fakat... Muhalefet, seçimden bu yana "kendi içinde muhalefet yapıyor."
Ciddi, tutarlı, kapsamlı bir seçim değerlendirmesi "yok."
Hatta... Böyle bir değerlendirme "niyeti" hiç yok
CHP/Kılıçdaroğlu, "seçimi kaybetmedik" diyor... Demeye devam ediyor.
Eğer... Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, "bu sözü" inanarak söylüyorsa... "CHP'nin işi zor... Çok zor."
***
İYİ Parti... "Bir rüzgârdı..."
Siyasette yeni bir sesti... Yeni bir nefesti... Gergin politik ortama kadın eli değmişti... "Rüzgârı" arkasına almıştı... Heyecan yaratmıştı.
"Belirli bir oy tabanını" yakalamıştı.
"Ana muhalefet olma yolunda" kadrolaşmaya başlamıştı.
Fakat... "Siyaset zor zanaat." İYİ Parti eline geçen fırsatın değerini bilemedi... Siyaset üretemedi.
Doğrusu... "Kendi yolunda" yürümesiydi.
İttifak... Altılı masa... Ekrem İmamoğlu ile kucaklaşma... Mansur Yavaş'la yol arkadaşlığı... Masayı terk... Geri dönüş... "Olmadı... Olmuyor."
İYİ Parti/Akşener, "yalpaladı... Savruldu... Öfkelendi... Şimdi sakinleşmeye, ortalığı derleyip toparlamaya çalışıyor."
Ama... "Büyü" bozuldu bir kere... "Karizma" çizildi.
Zaman ne getirir?.. Bugünden bir şey söylemek zor... Kısa vadede olmasa bile, orta vadede "sağ nasıl bütünleşir? Aynı kökten doğmuş partiler nasıl bir araya gelir?" konusu siyasetin gündemine girer.
***
Siyaset halkla yapılır
O smanlı'nın Sivas Valisi Halil Rifat Paşa'nın unutulmaz sözü.
"Gidemediğin yer senin değildir." Siyasette de öyle.
"Ankara'da oturmak... Televizyon programlarında konuşmak... Erdoğan'a laf yetiştirmek" belki fanatik/ kemikleşmiş oy tabanının hoşuna gider ama... Siyaset yapmanın yerini tutmaz.
Siyaset halkla yapılır... Örgütle yapılır.
Örnek mi dediniz?
1973'ün... 1977'nin Karaoğlan'ı... Bülent Ecevit'i hatırlamak yeter.
***
"Gereksiz eleştiri"
Cengiz Aytmatov... Türk dünyasının efsane yazarı... Diplomat... Siyasetçi.
Bir "sözü/öğüdü" var... Çok önemli:
"Unutma!.. Gereksiz eleştiri sadece gizli hayranlıktır."
Onu eleştir, bunu eleştir... Otoyolu, barajı, tüneli, köprüyü, havaalanını, savunma sanayiini, TOGG'u eleştir.
Bu kadar eleştiriyi halk ciddiye almıyorsa...
Siyasetçinin... Şapkayı önüne koyup düşünmesi gerekir.
***
Çıkmaz sokak
Eğer... Bir siyasi partide... Parti içinde iktidar olma yarışı, ülkede iktidar olma yarışından daha önemli hale geldiyse...
Eğer... Parti "parti içi iktidar" yarışına kilitlendiyse...
Parti... "Çıkmaz sokağa girmiş demektir."
***
Kanadı yaralı kuş
Demokrasi... Tek kanatlı kuş değildir.
Sağlıklı, güçlü bir demokraside "fikir üreten, halka inen, çözüm öneren" sosyal demokrat partiye de ihtiyaç vardır.
Türk demokrasisinde... Güvercinin sol kanadı yaralı... Kanıyor.
Buna sevinmek mümkün değil.
***
İki eski Bakan
İsmet Sezgin... Eski Maliye Bakanı... Milli Savunma Bakanı... Başbakan Yardımcısı... Meclis Başkanı.
Tanığıyız... Seneler önce yazmıştık... "Semt pazarına" giderdi.
Evinin alışverişini yapardı.
Pazarcıyla sohbet ederdi.
Adnan Kahveci...
Özal'ın yakın çevresindeydi...
Maliye Bakanlığı yaptı.
Tanığıyız... Yazmıştık... Evin alışverişini bizzat yapardı... Semt pazarında.
Aldıklarını... Bir çuvala doldururdu... Çuvalı sırtlar, aracının bagajına kadar taşırdı... Ve aracı da kendisi kullanırdı.
Ey siyasetçiler!..
Ve özellikle de... Ey muhalefettekiler!..
Sokağa çıkın... Halkın arasına girin... Semt pazarına gidin.
Halk... Bir hazinedir... Dinleyin... Çok şey öğretecektir.
***
Ve... Bir eski Başbakan
Süleyman Demirel... Başbakan iken... Ya da muhalefet lideri... Her Cumartesi sabahı "evin emektarı Hayri Baba'yı" çağırırdı... Hayrettin Gökdemir.
Onu... Tarihi "Ulus sebze ve meyve haline" yollardı.
"Git" derdi:
- Fiyatlara bak... Esnafla konuş... Halkla sohbet et... Not al... Ama kimseye benden söz etme... Kendini tanıtma.
Tanığıyız... Defalarca yazdık.
Demirel... Cumhurbaşkanı seçildi... Çankaya'ya çıktı.
Ama... "Çarşı pazar merakı" devam etti... Ölene kadar.
Ne demiştik? Siyaset halkla yapılır.
Halktan koparsan... Sırça köşkten çıkmazsan... "Seçimde nal toplarsın."