Depremin ilk haftasında gidenler, geri dönüyor... Kalanlar ise zaten çadırda... Ya da konteynerde. Kadir Kurtul... Ahmet Belli... Mustafa Evliya... Atilla Kanbur... Dillerde aynı söz::
- Sütçü İmam'ın torunlarıyız... Kahramanmaraşlıyız.
Gezerken... Sakarya Aşevi'ne uğruyoruz.
Sakarya... 17 Ağustos 1999... Depremin acısını yaşamış... Halden anlıyor... Deprem bölgesine yardım yağdırıyor... Sıcak yemek... Giyecek... Isıtıcı... Çadır... Battaniye...
Necip Fazıl Kısakürek... Kahramanmaraşlı.
Ünlü şairin "Sakarya Türküsü" şiiri... ".....ayağa kalk Sakarya" diye biter...
Şairin seslendiği, Sakarya Nehri'dir ama...
Sakaryalı... 6 Şubat depremiyle birlikte... Şiiri, üzerine alınmış ve ayağa kalkmış... Valisiyle, büyükşehir belediye başkanıyla... Gönüllüleriyle... Tüm imkânlarıyla... Depremzedenin yanında... Kahramanmaraş'ı ayağa kaldırmaya çalışıyor.
***
Hızla normal hayata
Normal hayata dönüş var... Yavaş yavaş. Kaldırımda... Sebze-meyve satılıyor... Alıcı çok.
Kebapçı... Çorbacı... Şekerci... Tatlıcı... Esnafın bir kısmı işyerini/ekmek kapısını açmış.
Kardeşler Kebap... Şekerci Mesut... Lider Paça... Alper Saat... Madalyon Unlu Mamuller... Ensar Közde Simit...
Mücahit Şekerleme... Nalbantbaş Tel Kadayıf... Hepsi açık.
***
EXPO-2023
Şehir aylardır düğüne bayrama hazırlanır gibi EXPO-2023'e hazırlanıyordu.
Altyapı çalışmaları tamamlanmıştı.
Gelecek ay açılış yapılacaktı... 6 ay sürecekti.
Deprem... EXPO rüyası artık bir başka bahara.
EXPO için düzenlenen alan, çadırlarla ve konteynerlerle dolu... Koskoca bir depremzede mahallesi...
Çadır/konteyner komşulukları başlamış.
Çadır önü sohbeti... Kadınlar, erkekler, çocuklar.
Biri... "Herkesin ailesinden bir can kaybı var" diyor... "Ya çekirdek aileden biri... Ya da amcaoğlu, dayıoğlu."
Diğeri:
- Allah, devlete, millete zeval vermesin.
Genç bir kız... Üniversite öğrencisi... Çadırın üzerinde dalgalanan bayrağı gösteriyor:
- Deprem de olsa eğilmez başımız... Biz Kahramanmaraşlıyız.
***
Hasar tespiti
Hasan Belli... Rahmetli aile dostumuzdu... Avukat... Merkez sağ siyaset... Adalet Partisi... Doğru Yol Partisi... İl başkanlığı yaptı.
Siyaset uğruna çok para harcadı.
Trabzon Caddesi... Belli Otel... Onundu.
Ölümünden sonra... Belli Otel... Yenilendi... Büyütüldü... Hilton oldu.
Eskiden kalırdık... Ama şimdi hasarlı.
Clarion Otel... Hasarlı.
Yimpaş Otel... Yıkıldı.
Safran Otel... Yıkıldı.
Continental Otel hasarlı...
Arıkan Otel yıkıldı.
Ve... Akşam oldu... Nerede kalacağız?
Kadir Kurtul... Fabrikasının bahçesindeki karavanı gösterdi:
- Aydınlatma... Sıcak su... Klima var... Rahat edersiniz.
***
Koordinasyon
Koordinatör vali... Çok... Ağrı... Kocaeli... Kayseri... Samsun... Çorum... Aksaray... Dahası var.
Her vali kendi ilinden, yardım ekibi... Makine parkı... Çadır... Yiyecek... Giyecek getirmiş... TIR'lar dolusu.
Şehirde... Belki 50-60 ile ait araç plakası gördük.
Türkiye... Yardımda... İnsanlıkta kilitlenmiş.
***
Can Azerbaycan
Yolda... Bir araç konvoyu. Üzerinde... Azerbaycan bayrağı... Ve Türk bayrağı.
Kardeş Azerbaycan... Depremin üzerinden bir aydan fazla süre geçti... Yardıma devam ediyor.
***
Vali Karaduman kardeşliği
Necmettin Karaduman... Efsane vali... Özal döneminin Meclis Başkanı...
İlk valiliği Kahramanmaraş.
Şehir onu sevdi... Adını, ana caddeye vermek istedi.
Trabzonlu Karaduman... Kabul etmedi:
- Ama... Caddeye 'Trabzon' adını verirseniz sevinirim.
Ve... Kahramanmaraş ile Trabzon, kardeş şehir oldular.
Trabzon'da da... Şehir merkezindeki caddeye, Maraş adı verildi.
Şehrin nabzının attığı Trabzon Caddesi enkaz dolu... Yıkılan apartmanlar...
Yerle bir olan işyerleri.
Bir kısmında, kolon kesilmiş... Ecele davetiye.
Tutuklu müteahhit sayısı 21.
İyi ama... Tek suçlu müteahhit mi? Bu sorumsuzluğun belediye... İmar... Mühendis... Denetim ayağı yok mu?
***
Acı siyaseti... 'Yakışmıyor'
Kebapçının önünde oturduk... Kaldırım... Çevremiz kalabalık.
Depremden sonraki ilk hafta... Çok siyasetçi gelmiş... Ama hiçbiri, siyaset, parti, seçim, oy lafı etmemiş.
Bu ortak tavır milletin hoşuna gitmiş.
Şimdi... Yine gelen çok... Ama deprem öncesi gibi yine seçim, siyaset, oy... Ağır sözler...
Kalabalık... "Yakışmıyor" diyor.
Yara çok taze... Kabuk bağlamamış... İnsanlar yasta... Acı/deprem üzerinden siyaset... Gerçekten yakışmıyor.
***
Kayıplar
Mezarlığa gittik...
Fatihalar... Allah rahmet eylesin.
Kahramanmaraş... Deprem... 12 bin 600 can kaybı.
500 kişi kayıp... Nerede? Enkaz altında mı? Kimse bilmiyor.
Yapılacak tek şey var... Teselli... "İnşallah hayattadır... Bir yerlerdedir."
***
Hanifi Öksüz
Şehirde adını çok duyduk... Tanımıyoruz...
Ama... "Allah razı olsun" diyoruz.
Sanayici... Fabrikaları var... Personelinden depremde ölen çok.
Hanifi Öksüz... Kendi acısını unutmuş... Binlerce depremzedeye sıcak yemek dağıtıyor... Barınacak yer buluyor.
Yaptırdığı okullar... Şimdi depremzede yatakhanesi.
***
Ölüme davetiye
Azerbaycan Bulvarı... Ortalık toz duman... Enkaz kaldırılıyor. Duruyoruz... Çalışanlara, "Kolay gelsin" diyoruz.Bir görevli... Yanımıza yaklaşıyor:
- Müteahhit, iki bina yapmış... Biri şu, sapasağlam... Diğer binanın alt katında kolon kesilmiş... Yerle bir... Ölen çok... Onun enkazını kaldırıyoruz.