Salı... Hatay... Odabaşı Mahallesi... Rende Sitesi... Saat 10.00. Asker... AFAD... UMKE... KIZILAY...
Arama kurtarma ekipleri... Enkaz kaldırıyorlar.
Zamana karşı bir yarış başlıyor.
Saat 11.15... "Rüzgâr" görünüyor... 4 yaşındaki Rüzgâr Kınay.
Mehmetçik... Uzman Çavuş... Kucakladığı gibi Rüzgâr'ı enkazdan çıkarıyor... Depremden 31 saat sonra.
Ve... Hemşireye uzatıyor... Hemşire "Hoş geldin aşkım" diyerek Rüzgâr'ı bağrına basıyor.
Sonra... İlk tedavi... Boyunluk... Battaniye... Birkaç damla su... Ambulans.
Alkışlar... Gözyaşları... Sevinç.
Bakıyoruz... Bizim Yaşar Önel, Rüzgâr'a sarılmış... Ambulansa taşınmasına yardım ediyor.
***
Ve... Baba da kurtarıldı
Rende Sitesi... 4 bloktan oluşuyor.
A ve B blok... Yerle bir... Diğer iki blok, ağır hasarlı.
Rüzgâr kurtarıldıktan sonra... Arama ve kurtarma ekipleri, "Rüzgâr'ın bulunduğu bölgede" yoğunlaşıyorlar.
Ve... Öğle sonu... Asansör boşluğunda "Rüzgâr'ın babasına" ulaşılıyor... Gökhan Kınay'a.
Ah... Keşke... Rüzgâr'ın annesi ve iki kardeşi de kurtulabilse.
***
Aile... Hâlâ enkaz altında
Rüzgâr... Yaşama yeniden bağlanınca... Gözleri annesini ve babasını aradı.
Bu sırada... Rüzgâr'ın dedesi, hüngür hüngür ağlamaya başladı... Zira; Rüzgâr'ın annesi Songül, babası Gökhan, kardeşleri Ada ve Duru hâlâ enkaz altındaydı.
***
Umut
Pazartesiyi salıya bağlayan gece...
Kahramanmaraş... Osmaniye... Hatay... Herkes ayaktaydı... Kimi enkaz başında, "Bir ses duyar mıyım?" diye bekliyordu.
Kimi de... Arama kurtarma ekiplerine yardım ediyordu.
Sokakta ateş yakanlar... Soğuk gecede ısınmaya çalışanlar... Herkes umudun peşinde... Enkazdan yakınının çıkmasını bekliyor.
***
Tarifsiz acı
Hatay... Büyük facia... Gördüklerimizi anlatmaya kelimeler yetersiz.
Yaşar ile birlikte Rende Sitesi'nden uzaklaşırken... Hataylının biri sesleniyor:
- Gitmeyin... Enkazın altında 200 kişi daha var. Gidiyoruz... Az ötede, dere kenarında birapartman... Yarısı dereye uçmuş.
Enkazın önünde bir genç... Önünde battaniyeye sarılmış 2 çocuk... Bütün uğraşmalara rağmen, enkazdan sağ çıkamamışlar.
Duruyoruz... Genç babayı teselliye çalışıyoruz... Ama ne mümkün.
***
Belen... Ekmek kuyruğu
Hatay'ın 35 bin nüfuslu ilçesi... Deprem yarası ağır... Trafik felç... Bir "kuyruk" var, kaldırımdan taşmış, yola uzanıyor.
Durduk... Ne kuyruğu?
Ekmek kuyruğu... Alan 3-5 ekmek alıyor... Fırıncı yetişemiyor.
İşyerleri kapalı.
Zaten Hatay'ın neresine giderseniz gidin, açık işyeri bulmak zor.
***
Kırıkhan... Patlamış yollar
Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman dostumuzun memleketi... Uğrayıp Yayman'a "Geçmiş olsun" demek istedik... Ve akrabası Belediye Başkanı Ayhan Yavuz'a da.
Ama... Kırıkhan'a ulaşmak ne mümkün?
Yollar yarılmış... Yer yer 30 santime yakın çatlaklar oluşmuş.
Yolun kenarı çatlakta, lastiği patlayan araçlarla dolu.
Trafik adım adım ilerliyor.
Tarladan tarlaya... Ters yola... Refüje girerek... Kırıkhan'a gelebildik.
Ve... Burada da bir kuyruk... Uzun mu uzun... Ekmek kuyruğu.
***
Telefonlar felç
Kırıkhan'a girdik ama...
Belediyeye... Hüseyin Yayman'a... Ayhan Yavuz'a ulaşamadık.
O yol kapalı... Bu yol enkaz altında.
Ters yola giriyoruz, iş makineleri çalışıyor.
Hiç olmazsa telefonla "hal hatır soralım... Moral verelim... Acılarını paylaşalım" dedik.
Ama... O da imkânsız... Sistem çökmüş... Telefon çalışmıyor.
***
Derin sessizlik
Adana... Ceyhan... Toprakkale... Osmaniye... Bahçe... Nurdağı... Şekere... Türkoğlu... Kahramanmaraş... Pazarcık... "Derin bir sessizlik" içinde.
İnsanların ağlamaktan göz pınarları kurumuş.
Kimsenin gözüne uyku girmiyor.
Kulağını enkaza dayamış, saatlerce "aşağıdan bir ses gelir mi?" diye bekleşen anneleri babaları görünce... İnsan bir tuhaf oluyor.
Başımız dönmeye başlıyor.
***
Nerede bu devlet? 'İşte burada' devlet
Devlet refleksi... Arama kurtarma ekipleri... Sağlık ordusu... İtfaiyeciler... Asker... Emniyet... Valiler... Kaymakamlar... Diğer kamu görevlileri... Herkes burada.
Belediyeler... Sivil toplum kuruluşları... Gönüllüler... Yardımseverler... Burada.
Osmaniye'de... Çok katlı bir bina enkaz halinde... Arama kurtarma ekibi gece-gündüz çalışıyor.
"Nereden? Hangi kurumdan?" geldiklerini soruyoruz.
Manisa'dan gelmişler... Büyükşehir Belediye Başkanlığı ekibi.
***
Büyük yarış
Pazartesi, salı... Bölgede en çok duyduğumuz ses... "Siren sesi."
Yollar ambulans dolu.
Ambulansın biri gidiyor, diğeri geliyor.
"Plakalara" bakıyoruz.
Yurdun her yerinden... Konya'dan... Mersin'den... Ordu'dan... İstanbul'dan... Rize'den... Ankara'dan ambulans.
"Yardım malzemesi" de öyle... TIR... TIR... TIR.
Türkiye... Depremin yaralarını sarmak için yarış halinde.
***
Yangın
İskenderun... Liman... Ve göğe yükselen duman... Büyük yangın.
Sabah... Hatay'a giderken yangını gördük.
Akşama doğru... Hatay'dan Kahramanmaraş'a geçiyoruz... Yangın devam ediyor... Duman gökyüzünü kaplamış.
***
Hatay... Ağır yaralı
Hatay... Yıkıntılar arasında yol almaya çalışıyoruz.
Şehre giriş "kontrollü... Araç plakasının fotoğrafı çekiliyor."
Yollar tıkalı.
Bazı yollarda çatlak var... Bazı yollarda da depremden hasar görmüş araçlar.
Yolun sağısolu işyeri dolu... Marketler... Hediyelik eşya satanlar... Tamirciler... Özel okul... Hepsi yıkılmış.
Ve... Evler... Tek katlı... Çok katlı... Site... Çoğu yerle bir.
Yıkılmayan binalar ise... Çatlaklarla dolu... Ağır hasarlı... Yaklaşmak bile tehlikeli.
Savon Otel'e ulaşmaya çalışıyoruz... Ama imkânsız.
Otelin sahibi Mehmet Ali Kuseyri ile konuşmak istiyoruz... İmkânsız.
Hatay... Öylesine ağır hasarlı ki... Nasıl ayağa kaldırılacak, bilemiyoruz.
Bölgedeyiz... Yazmaya devam edeceğiz.