Ankara... Keçiören... Osmanlı Halk Pazarı... 400 işyeri... Anadolu'nun dört bir yanından göç etmiş esnafın işyerinin bulunduğu kapalı çarşı. Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok ile birlikte gezdik.
Döviz çıktı, indi... Zamlar... Maliyetler arttı... Esnafın hali nicedir? Orta direk ekonomisinin nabzının attığı pazarda, işyeri bulunan esnaf ne diyor? İstisnasız her işyerinde, yanıtlar, "aynı sözlerle" başladı:
"Şükür... Çok şükür."
***
Beklenti... 'Kapanma olmasın'
Osmanlı Halk Pazarı Esnafları Başkanı Kasım Öz... 1992'den bu yana çarşıda. Dedi ki:
- Piyasa oynak... Ancak panik yok... Esnafta sükûnet hâkim.
Çarşının beklentisi... Nedir?
Kasım Başkan, yanıt verdi:
- Pandemide çok zor günler geçirdik... 40 gün kapalı kaldık... Çok şükür toparlanmaya başladık... Bizim için önemli olan çarşının açık olması... Ama az ama çok kazanıyoruz... Sakın ha sakın, yeni kapanma süreci yaşanmasın... Ekonomi canlansın.
***
Kriz bezirgânları
Köroğlu Spor Giyim... Hanifi Köroğlu... Sivaslı.
Eşofman satıyor...
Değişik markalar... Alt-üst...
180 lira.
İşyerinde... Spor giyim, ne ararsanız var.
- Hanifi kardeşim... Euro... Dolar... Kur...
Fiyatları nasıl etkiledi?
- Ağabey, bizim dolarla işimiz yok ki...
Fiyatları hiç değiştirmedik.
Bu sırada... Çarşıdaki esnaftan biri söze girdi:
- Böyle dönemlerde fırsatçı çok oluyor... Toptancılar... Bize mal satanlar... Kafalarına göre fiyatlarla oynuyorlar.
***
Muhalefetin gürültüsü karşılıksız
Sorduk... Çarşıya siyasetçiler geliyorlar mı? Evet... Gelenler olmuş... "Muhalefetten." Ancak... "Umduklarını" bulamamışlar... Umdukları, esnafın, "Yandık... Yıkıldık... Öldük... Bittik" demesi... İktidara "yüklenmesi."
Kasım Öz, "O parti veya bu parti... Hepsine saygımız var... Fakat şurası bir gerçek, muhalif siyasetin kopardığı gürültünün çarşıda karşılığı yok."
***
Kadın girişimci
Betül Giyim... Sahibi Pembe Özdemir... Sivaslı.
Kazak... Manto... Elbise... Kadın giyiminde...
Aklınıza ne gelirse.
Bir müşteri geldi... Pardösü beğendi... "400 lira." Bir başka müşteri, "hırka" istedi... 125 lira.
- Pembe Hanım... Piyasa ne durumda?
İşleriniz nasıl?
- Şükredelim... Çat-pat oluyor işte... İşlerimiz yavaş yavaş açılıyor... Daha da iyi olacak.
***
Kanaat
Aslı Terlik... Ömer Cihan... Malatya- Darendeli.
Terlikler 20 lira... 40 lira... Renk renk... Çeşit çeşit.
- Ömer Bey... Haliniz nicedir?
- İnşallah daha iyi olacak... Bugüne de çok şükür. Abdullah Haksever... Hilal Çanta. Çanta-bavul satıyor... Çeşit zengin... Boy boy... Model model.
Abdullah'ı daha önceden tanıyoruz... Hal hatır sorduk... "Elhamdülillah... Çalışırsan, Allah bereketini veriyor... Geçinip gidiyoruz" dedi.
Çantacı Enver Civelek... Oğlu telefoncuymuş... Başka iş yapmak amacıyla çarşıdan ayrılmış... Enver Civelek, çarşının yenilerinden... "İşler nasıl?" dedik... Yanıtı:
- Elhamdülillah.
***
Geçim formülü
Çarşıda turumuzu tamamlarken... Esnafın biri, "Çayımı içmez misiniz?" diye seslendi... Haymanalı Bekir Keskin... Sude Perde Çeyiz. Nevresim takımı beğendik... Tek kişilik... 175 lira... Çift kişilik... 350. Saate baktık... 13.00.
- Bekir Bey... Bu saate kadar ne iş yaptınız?
- Allah bereket versin... 400 liralık satış yaptım... Ama çarşı ikindiden sonra canlanır... Kanaat edince, geçinip gidiyoruz... Allah, herkesin işini gücünü rast getirsin.
***
Fırsatçılar
Çarşıda... Esnaftan... Müşterilerden... Belki 40 kişiden, "fırsatçılık" yakınması dinledik.
Fırsatçılar... Kimler? Kimse, "Şu kişi... Bu firma... Falanca" diye belirli bir "adres" göstermedi.
"Kim olacak, büyükler" yanıtını verdiler.
"Allah'tan korkmayanlar... Gözü doymayanlar" dediler.
***
Ünlü markalar
Çarşıda... İşyerlerinin tabelası...
Büyük çoğunluğu, "Türkçe." Az da olsa... "Yabancı isimler" de var.
Örneğin... "By Ciks." - Nereden çıktı, "By Ciks" diye takıldık.
Kayseri-Yahyalı'dan Hayri Güneş dedi ki:
- Abi... Gençler böyle isimlere ilgi duyuyorlar.
Yazlık... Kışlık... Triko... Spor giyim... Çeşit bol.
Ve... Ürünler, "marka."
Tommy Hilfiger... Pierre Cardin... Yves Saint Laurent... Guess... Adidas... Lacoste... Nike... Skechers... Columbia... CROCS... Lumberjack... Calvin Klein... Birkenstock...
Gömlek 100 lira... Kazak da 100.
Biz, "ürünlere" bakarken... Müşterilerden biri... "Yavuz Bey, onlar taklit" dedi.
Bir başka müşteri... Ona yanıt verdi:
- Taklit maklit... Ama çok güzel... Giyiyorsun, taklit olduğunu kimse fark etmiyor.
***
Çorba kaynıyor
Çarşının eskilerinden... 30 yıllık esnaf... İhsan Köylü... Köylü Giyim.
İşyeri, "bebek ve çocuk" giyim üzerine... 0-12 yaş.
Renkli bir mont beğendik... 7 yaş için... 60 lira.
Pantolonlar... Kazaklar... 5 lira olanı da var, 125 lira olanı da.
- İhsan Bey, işleriniz ne durumda?
- Allah bin bereket versin... Evimizde çorbamız kaynıyor... Kimseye muhtaç olmuyoruz.
- Dolar... Euro... Altın... Borsa... Ne diyorsunuz?
- Esnafın dolarla, borsayla ne işi olur? Biz öyle şeylerle uğraşmayız... O dediklerinizle oynayan büyük oyuncular var.
Bu sırada... Bir müşteri söze girdi:
- Fırsatçılar.
***
Güle güle Kemal
Duyduk, inanamadık... Ailenin en genciydi... Hasta da değildi... Kalpten hayatını kaybetti... Kemal Uluç.
Rahmetli Fuat Uluç komutanın, 4 çocuğundan en büyüğüyle yıllarca birlikte çalıştık... TERCÜMAN'da... Öcal Uluç.
"İki numara" Hıncal Uluç... SABAH'ta yıllardır beraberiz... Bizden "kıdemli" kim kaldı?
Kız kardeşleri Serpil Hanım...
Ve... "Son numara" sevgili Kemal kardeşim... "Ağaçlar, ayakta ölür" misali, devriliverdi.
Allah rahmet eylesin... Ablasına, ağabeylerine sabır versin... Başımız sağ olsun.