Türkiye'de, "Anketçi" çok... Her konuda anket yapıyorlar... Rica etsek, bir anket de, "TBMM'deki bütçe görüşmeleri üzerine" yapsalar... Ve sorsalar:
- Aklınızda ne kaldı?
Öyle sanıyoruz ki... "Akılda kalanlar" arasında ilk iki sıra, "Şöyle" olacaktır:
1. Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "El işareti."
2. Havada uçuşan hakaretler... "Şerefsiz... Tetikçi... Sahtekâr... Çakal... Pislik... Haysiyetsiz... Onursuz."
Bütçe... Geçen hafta Meclis'ten geçti... Hayırlı olsun.
***
Tecrübe konuşuyor
Köksal Toptan... Darbeden (12 Eylül 1980) öncesinde Meclis'teydi... Zonguldak Milletvekili... Devlet Bakanı.
Darbeden sonra... Yine milletvekilliği, Milli Eğitim... Kültür Bakanlığı yaptı.
Kariyerinde, "Meclis Başkanlığı" da var.
Köksal Toptan... Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi... Meclis'teki bütçe görüşmelerini izledi... Sonra da dedi ki:
Meclis'te gerilim doğaldır... Her dönemde olmuştur... Hoşgörü ile karşılamak gerekir.
Ama... Kavga... Küfür... Fiziki müdahale... Yüce Meclis'e yakışan görüntüler değildir.
Meclis'teki üslup... Müzakerelerde söylenenler... Halka umut vermelidir... Meclis'ten bu beklenmektedir.
***
Farkında mısınız?
Meclis'te... Bütçe müzakerelerinde... Muhalefet, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı" eleştirdi... Neden? "Meclis'te bütçeyi bizzat sunmadığı" için.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da eleştirildi... Neden?
Bütçeyi bir "Seçilmiş" değil de... "Atanmış" sunduğu için.
Sayın milletvekilleri... Sayın liderler... Bu dediğiniz, "Eksidendi... Parlamenter sistemdeydi... Bütçeyi Başbakan bizzat sunardı."
"Sistem" değişti... Meclis'te bütçeyi Fuat Oktay'ın sunması, "Sistemin gereği."
***
Kayıkçı kavgası
Bütçe müzakerelerinde... Milletvekilleri birbirlerine el-kol hareketleri yapınca... Bağırıp, çağırınca... Yumruklar sıkılınca... Başkanlık Divanı'nda oturan Celal Adan dayanamadı... Ve şöyle dedi:
Bağırarak ne elde edeceksiniz? Meclis'in kalitesi düşüyor.
İlle de kavga etmek istiyorsanız, Genel Kurul Salonu'ndan çıkın... Dışarıda zemin uygun... Meclis bahçesinde kavga edin.
"Başkanın" bu sözlerinden sonra ne oldu dersiniz?
Meclis... Celal Adan'ı alkışladı... "Kavga edenler... Bağıranlar" dâhil.
Sevgili Celal Adan dostumuza bir çift sözümüz var:
1. Onlar, "Dışarıda" bu hareketleri yapamazlar... Zira dışarıda, "TV kameraları" yok.
2. "İçerideki" bağırıp, çağırmalar... "Şov... Kayıkçı kavgası... Seçmene selam."
***
Tarihi uyarı... Dinleyen kim?
Bizce... Meclis'teki bütçe müzakerelerinde, "Yaşanan" en önemli olay, bir kadın milletvekilimizin söylediği sözler.
"O sözler" Meclis'i yöneten, "Başkanvekili" Celal Adan'ın ağzından, TBMM tutanaklarına geçti:
- Sabahleyin çok değerli bir milletvekili... Bir hanımefendi yanıma geldi... Oğlu ona demiş ki... "Anne, Meclis'te kavga olunca kaç." Bundan daha büyük uyarı olur mu?
Celal Adan'ın sözleri... "Kavgacıların... Kâğıttan kaplanların" bir kulaklarından girdi, bir kulaklarından çıktı.
***
Demirel rahmet istedi
Seneler... Seneler önceydi... Anavatan Partisi iktidar... Süleyman Demirel de, "Meclis'teki üçüncü partinin... Doğruyol'un lideri."
Enflasyon... Tavan yapmış durumda... Kanat takmış, uçuyor.
Bir "Profesörümüz" ekonomideki gelişmeler üzerine bir analiz (!) yaptı... Gazetelerde, TV'lerde yayınlandı... Dedi ki:
- Enflasyonun nedeni muhalefettir.
Demirel... "Uzmanın (!)... Ekonomi profesörünün" bu sözleri üzerine... Gülerek... Yanındaki arkadaşlarına bir "Görev" verdi:
- Gidin... Üniversiteye sorun... YÖK'e de sorun... Gerçekten profesör mü?
***
Zevzekliğin önlenemez yükselişi
Bütçe müzakereleri sürecinde... Bir "Profesörün" attığı tweet ortalığı dalgalandırdı.
"Profesörümüz" ekonomideki olumsuz gelişmelerden endişeli...
"Mesajında" dedi ki:
"Kaçınılmaz görünen ağır ekonomik bunalım sebebiyle OHAL ilanına hazırlıklı olmamız gerekir." Vay canına! Ekonomik, "Olağanüstü hal!" "Lafı" bile piyasaları dalgalandırmaya yetti.
Sonra... "Tepkiler" birbirini izleyince...
"Profesörümüz" frene bastı...
Vitesi geriye taktı... "Özür diledi." Hatırlarsınız... Daha önce de, "Benzer bir olay" yaşanmıştı.
Kariyerinde, "Merkez Bankası Başkanlığı" gibi önemli bir unvan da bulunan bir milletvekilimiz... Milleti heyecanlandıran bir tweet atmıştı:
"Bu gece saat 00.00'da Resmi Gazete'yi takip edin... Ekonomi açısından olağanüstü bir şey olabilir." Millet heyecanlandı... Herkes geceyi uykusuz geçirdi.
Sonuç... "Bir şey" olmadı... "Milletvekilimiz" özür diledi... "Yanılmışım" dedi.
İyi de... Sosyal medya paylaşımlarınız ekonomiyi olumsuz etkiliyor... Ülkeye zarar veriyor... Bunun bir "Bedeli" var... Ve bedeli de millet ödüyor... "Sizlerin umurunda mı?"
***
Oldubitti vesselam
Günün sorusu... Meclis'te... Bütçe görüşmelerinde... Veya daha önceki müzakerelerde, "Kıyasıya çekişen... Kavga eden... Birbirlerine en ağır sözleri söyleyen" milletvekillerinin... "Genel Kurul Salonu dışında" hiç didiştiklerini, birbirlerine parmak salladıklarını, ağır sözler söylediklerini duydunuz mu?
Duyamazsınız... Göremezsiniz.
Onlar, "Dışarıda... Meclis kulislerinde... Meclis lokantasında" al takke, ver külah... Dost, arkadaş... Sarmaş dolaş... Selam-sabah tam puan.
Öyleyse... "İçerideki" bu hır-gür... Yumruk... Küfür... Neyin nesi?
Yanıt belli... "Kameralar çeksin... Televizyonlar göstersin... Tutanaklara geçsin... Gazeteler yazsın... Herkes de benim nasıl mücadeleci bir milletvekili olduğunu öğrensin."
Kısacası... "Seçmene selam, oldubitti vesselam."