Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Atatürk’ün vasiyeti

Büyük Atatürk, Dolmabahçe Sarayı'nda tedavi görürken, "vasiyetini yazmaya" karar veriyor... Ve kararını Hasan Rıza Soyak'a söylüyor... Soyak, "bürokrasinin tepesindeki" isim... "Riyaseti Cumhur Umumi Kâtibi (Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri)"
Vasiyetname, Atatürk tarafından kaleme alınıyor...
Vasiyeti resmiyete dökmek için "noter" gerekli. "Etrafa duyurulmaması" önemli... Hasan Rıza Soyak, "konuyu" Atatürk'ün doktoruna... İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp'e açıyor.
Noter olarak çağrılan İsmail Kunter... Temyiz mahkemesi azalığından, noterliğe geçmiş.
Prof. İrdelp... Saraydakilere, noteri, "Ata'ya konsültasyon için getirdiği doktor arkadaşı" olarak tanıtıyor.
Vasiyet, kapalı zarf içinde Kunter'e veriliyor... "Teslim tutanağı", Atatürk, Soyak, İrdelp ve Kunter tarafından imzalanıyor... Vasiyet, noterde muhafaza altına alınıyor.
Vasiyetin varlığını, "üç kişi" biliyor... "İçeriğini" bilense sadece Hasan Rıza Soyak.

***


O gün
Kitap... "Cumhuriyet Tarihinde Mühim Olaylar." Dün sözünü etmiştik.
Kitapta... Vasiyet günü anlatılıyor:
Yataktan çıkmış, tıraş olmuş, yıkanmış.
İpek bir pijama ve yine ipekten koyu kırmızı bir robdöşambr giymiş.
Boynuna vişne renginde bir eşarp bağlamıştı.
Deniz tarafındaki pencerenin önüne koydurduğu şezlongun üzerine oturmuş, sigara içiyordu.
Atatürk... Odadaki üç kişiye kahve ikram ediyor... Sonra da masadaki, "kapalı zarfı" Altıncı Noter İsmail Kunter'e uzatıyor:
- Bu benim vasiyetnamemdir... İcap ettiği zaman lütfen kanuni muamelesini yaparsınız.

***


Terekeden kaybolanlar
Atatürk ölünce... Vasiyetname, Ankara Üçüncü Sulh Hukuk Mahkemesi Hâkimi Osman Selçuk tarafından açılıyor.
"Üç kişi" daha var:
1. Vârislerden... Atatürk'ün kız kardeşi Makbule Atadan.
2. CHP temsilcileri Şükrü Saracoğlu ile Hilmi Uran.

Vasiyet okunuyor... Ve sonra, "Terekenin (mal varlığı, dokümanlar) tespiti" yapılıyor... Uzun bir işlem...
Hâkim Osman Selçuk, "25 günde" tamamlayabiliyor.
"124 sayfalık" tereke listesinde yazılı olan... "Pek çok şeyin" kaybolduğu anlaşılıyor.
İsmet İnönü'nün... Refik Saydam'ın... "Önemli zevatın" Atatürk'e yazdıkları mektuplar...
Atatürk'ün not defteri... Atatürk'e verilen bazı hediyeler... Bazı belgeler...
Üzerinde, "Devlet sırrı" yazılı dosyalar...
Sahaflar Çarşısı'nda bulduğumuz, yaprakları sararmış kitapta, tarihli, isimli, belgeli öyle olaylar anlatılıyor ki... Donduk kaldık.

***


Hâkim ile söyleşi
Yılmaz Çetiner... Cumhuriyet Gazetesi yazarı... 1969'da, "Atatürk'ün vasiyetini açan ve terekenin tespitini yapan hâkimi" buluyor.
Çetiner soruyor, Hâkim Osman Selçuk yanıtlıyor... Uzun bir söyleşi... Birkaç satırını paylaşalım:
Terekeyi tespit etmek üzere, büyük Atatürk'ün köşküne gittim.
Anahtarları toplamak istedim.
Önce, "Birer tane var" dediler... Bir de baktım ki, birçok anahtar çıktı ortaya.
Ve herkeste bir anahtar var... Hemen toplamaya başladım bunları... Bir sandığa doldurdum.

***


Sır perdesi
Atatürk'ün vasiyeti... Kaybolan evraklar... Yıllarca... Millet Meclisi'nde konuşuluyor... Cumhuriyet Senatosu'nda tartışılıyor.
Ama "perde" aralanamıyor... "Karanlığa" ışık tutulamıyor.

***


Çankaya'nın altın anahtarı
Hâkim Osman Selçuk, Çankaya Köşkü'ndeki araştırmalarını derinleştiriyor...
Ve sonrasını Yılmaz Çetiner'e şöyle anlatıyor.
Köşkün bütün kapılarını açan bir altın anahtarın mevcudiyetini duydum.
Bir hayli aradım bunu, sordum, soruşturdum... Nihayet altın anahtarı getirdiler.
Önce bu anahtarın tek olduğunu söylemişlerdi.
Sonra ben bu anahtarın ikincisi olduğunu tespit ettim.
Araştırmalarıma rağmen, bütün kapıları açan ikinci altın anahtarı bulamadım.

***


İşini yapmanın bedeli
Belli ki... Hâkim Osman Selçuk, "Ciddi... Titiz...
Görevine âşık" bir hukukçu.
Fakat... "Bazı şeylerin" üzerine gidince... "Birileri" rahatsız oluyor.
Osman Selçuk, diyor ki:
- Altın anahtarı ve diğer konuları fazla kurcalamamın neticesi, Üçüncü Hukuk Hâkimliği'nden başka yere kaydırıldım.

***


Aşılamaz 'derin lobi'
Anıtkabir için en uygun yer neresi? Araştırmak için, Meclis'te komisyon kurulur... Ankara Milletvekili Falih Rıfkı Atay, İstanbul Milletvekili Salah Cimcoz ve İçel Milletvekili Ferit Celal Güven.
Türk ve yabancı, "şehircilik uzmanları" dinlenir.
Uzmanlar, Çankaya Köşkü'nün yakınındaki iki tepeden biri olduğu görüşünü belirtirler.
Komisyon üyeleri de aynı görüştedirler... Komisyon raporu yazılır... Ancak...

Atatürk'ün ebedi istirahatgâhının Çankaya'da olmasını istemeyen bir lobi vardır... "Derin devlet." Bu süreçte, "Anıtkabir, Çankaya'ya yapılırsa İnönü'nün görevi türbedarlık mı olacak?" diyenler bile çıkar.
Sonunda... Karar alınır:
Anıtkabir'in inşa edileceği yeri, "Parti" belirleyecektir... Cumhuriyet Halk Partisi.
Ve parti... "Yeri" belirler... Rasattepe... Şimdi Anıtkabir'in bulunduğu yer.
9 Ekim 1944'te inşaat başlar.
Ancak... Anıtkabir'in inşaatı da bir türlü bitmez?
Niçin?
Ne zaman ki, Demokrat Parti iktidara gelecek... Anıtkabir inşaatı tamamlanacaktır... 1953'te.

***


Anıtkabir
Atatürk... "Çankaya Köşkü'nün hemen başucundaki bir kaya parçasının altına gömülmesini", sözlü olarak vasiyet eder.
vasiyet eder. Bu sözleri duyanlar... Falih Rıfkı Atay... Afet İnan... Ve Cumhurbaşkanlığı Umumi Kâtibi Hasan Rıza Soyak.

Ancak... Atatürk öldükten sonra... Çankaya'ya gömülmez... Neden?

***


Son söz
Büyük Atatürk'ü bir kez daha rahmet, saygı, minnet ve dualarla anarken... Söylemeden geçemeyeceğiz.
Atamız hayattayken, "Mezarını kazmak için bekleyen" çokmuş.
Ata ölünce, "Mirasını yağma etmek için yarışan" da.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA