Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde... Yeni yasama yılı bu hafta başlıyor... 1 Ekim Cuma günü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasıyla.
Meclis Başkanı Profesör Mustafa Şentop'a sorduk:
- Oturumu açarken... Sayın Cumhurbaşkanı'nı kürsüye davet etmeden önce, neler söyleyeceksiniz? Hangi mesajları vereceksiniz?
Prof. Şentop, "Kısa bir açış konuşması yaparım" dedi:
- Türkiye'nin ve dünyanın gündemi yoğun... Milletimizin beklentileri var... O çerçevede, Meclis'in her konuyu, karşılıklı saygı içerisinde müzakere ederek ve kısa sürede sonuçlandırarak hizmetini sürdürmesini arzu ederim... Milletimizin görmeyi istediği tablo da esasen budur.
***
Asıl olan millete hizmet
Başkan Mustafa Şentop, doğru söylüyor.
Milletin beklentisi, "Meclis'te her konunun saygı çerçevesinde müzakeresi."
Ancak... Bu yasama yılı, "Yüksek tansiyona" gebe gibi.
Nedeni? "Seçim yılı, 2023'ün yaklaşması... Siyasetteki gerilim... Türk siyasetinin çocukluk hastalığı olan popülizm."
Biz, "Bunları" söyleyince... Prof. Şentop dedi ki:
- Evet, zaman zaman popülist siyasete kaymalar oluyor... Bunları hoşgörü ile karşılarız... Ama bunların hiçbir zaman, gerçek amacımız olan millete hizmet hedefinin önüne geçmemesi lazım... Ben bu dönem arkadaşlarımızla güzel çalışmalar yapacağımıza inanıyorum.
***
Faaliyet raporu
Sorduk... Başkan Şentop, oturumu açış konuşmasında... Özetle de olsa... "Geçen yasama yılı için" bir şeyler söyleyecek mi?
Başkan'ın yanıtı:
- Evet... Gelenektir... Geçen yasama yılını kısaca değerlendiririm... Yeni yasama yılı ile ilgili beklentileri seslendiririm... Genel Kurul salonunda yaptığımız elektronik altyapı çalışmalarından söz ederim... Ama esas olan Sayın Cumhurbaşkanımızın yapacağı konuşma... Çok önemli.
***
Özer yemin edecek
Anayasa'ya göre... Bakanların Meclis'te, "Yemin etmeleri" şart. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, "Meclis tatilde iken" göreve başladı...
Yemin edemedi. Meclis'in, "İlk oturumunda" yemin etmesi gerekiyor.
Bu Cuma... Meclis'te, "Tek kişilik" yemin töreni de olacak.
***
Şentop ailesinin kovid raporu
Başkan Şentop'a, "Aşı konusunu" açtık... Gördüğümüz kadarıyla iktidar ve muhalefet bu konuda, "Çok duyarlı."
Meclis Hastanesi'nde aşı olan o kadar çok siyasetçi gördük ki... Kimi üçüncü aşıyı oluyordu, kimi de dördüncü.
- Sayın Başkan... Sizde ve ailenizde durum nedir? Kovid-19 sizin semte uğradı mı? Prof. Şentop, "Hayır" dedi:
Çok şükür, ailede koronaya yakalanan olmadı.
Ben üç aşı oldum... Üçü de Sinovac... Dördüncüyü olmayı düşünmüyorum.
Antikor düzeyimi ölçtüreceğim... Düşük çıkarsa dördüncü aşıyı olurum.
Ailede... Vakti gelenler, aşı oldu... Dördüncü çocuğum 14 yaşında... Lise bire gidiyor... Yaşı küçük diye henüz ona aşı yaptırmadık... Tek endişemiz o... Ona da yakında yaptıracağız.
***
'Sivil Anayasa... Başarabiliriz'
Anayasa... Oraya buraya çekildi... Defalarca değiştirildi.
Yamalı bohçaya döndü.
Türk parlamentosu, "Sivil bir Anayasa yapmayı" ne zaman başaracak?
Meclis Başkanı Mustafa Şentop, "Haklısınız" diyerek söze başladı:
Herkes Anayasa'dan şikâyet ediyor.
Yine herkes yeni bir Anayasa'ya ihtiyaç olduğu görüşünde birleşiyor.
Gerçekten samimi bir irade ortaya konulabilirse, Meclisimizin bu görevi başarabileceğine inanıyorum.
Ah... Keşke... Sivil siyaset böyle önemli bir konuda ortak irade sergileyebilse.
Fakat... Zor görünüyor... Zira... Türk siyasetinde, "Uzlaşma kültürü" çoğu zaman tatilde.
***
Günün sorusu
Yurdu geziyoruz... Çarşı-pazar, halkın arasına giriyoruz... Soruyoruz... Dinliyoruz...
Gözlemlerimizi yazıyoruz:
1. Sokaktaki insanın... Esnafın... Üreticinin... Sanayicinin gündeminde...
"Erken seçim yok." 2. Yerelde... Heyecan olsun diye... Erken seçimi konuşan var... Ve bir de, "Seçimde aday olabilir miyim?" diye bekleyenler.
3. Ankara'da... "Seçim de seçim" diye tutturan parti büyükleri... Acaba ne kadar samimiler? Vatandaş, bu konuda, "Kuşkulu."
4. Ve... Bu "Girişten" sonra soru... Sayın Meclis Başkanı... "Erken seçim" konusuna nasıl bakıyorsunuz?
***
Ve... Günün yanıtı
M eclis Başkanı Prof. Mustafa Şentop, "Ben de dolaşıyorum" dedi... Ve ekledi:
Sadece seçim bölgem olan Tekirdağ'a değil, değişik vesilelerle pek çok kentimize gittim.
Milletimizin bir erken seçim beklentisi yok.
Zaten biz sistem değişikliğini yaparken şunu düşündük; Sık sık seçime gidilmesi nedeniyle oluşan siyasi istikrarsızlık artık son bulmalı.
Eskiden seçim kararı almak kolaydı... Bunu zor hale getirdik.
Zorlaştırılmasındaki amaç, siyasi istikrarı sağlamak ve Türkiye'nin zaman kaybetmesini önlemek.
Erken seçim istekleri, önceki dönemden kalan bir zihniyetin ürünü.
Bazı kafalar, eski sistemde kaldıkları için aynı nakarata devam ediyorlar.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz