Yaşam yolculuğunu anlatan kitabı yayınlandı... Dostlarla tebrike gittik... Cemil Çiçek, Abdülkadir Aksu, Necati Çetinkaya, Saffet Arıkan Bedük, Zeki Alaca, Güray Soysal, Yaşar Önel.
Anılar denizine yelken açtık.
Şampiyonun, "Hayatı roman."
Sultan Aziz'in pehlivanlarından Karaoğlan'ın torunu.
27 Aralık 1939... Erzincan depremi... Bir dakika süren zelzele... 40 bin ölü... Ayık ailesinden dört çocuk, deprem kurbanı... 1.5 yaşındaki Ahmet'i annesi kurtarmış... Üzerine kapanarak... Enkazın altında kalmasını önlemiş.
Kader...
***
Mânili pehlivan
Güreşe çocukluğunda başlamış... Düğünlerde... Harman güreşlerinde.
Rakiplerini yendikçe iyi kazanıyormuş.
Kazancı ise... İnek... Koyun... Keçi... Tay... Basma... Pazen.
Adına "Mâniler" yakılır olmuş.
"Dağdan kestim bir çam,
Çamdan yaptım bir tahta,
Tahtadan yaptım bir kayık,
Buna derler Ahmet Ayık."
***
'Bu çocukta iş var'
İstanbul'a gidiyor... Abisinin yanına. 13 yaşında...
Şişli Gençlik Spor Kulübü'nde, minder güreşine başlıyor.
Ermeni asıllı antrenör Manuel... Ahmet Ayık'taki yeteneği, acı kuvveti görüyor... Büyük bir güreşçi olacağını söylüyor.
Ve... Şampiyonluğa giden yolculuk başlıyor.
***
Gönül ferman dinlemez
Ahmet 17 yaşında... Akraba kızı Fatma ise 16.
Ahmet, Fatma'yı seviyor... Fakat Fatma'nın babası Mustafa Efendi "Nuh" diyor, "Peygamber" demiyor... Kızını Ahmet'e vermiyor.
Çare... Yerli film gibi... Fatma ile birlikte kaçmak.
Kız tarafı arkalarından taşlar fırlatıyor... Fatma'nın başı yarılıyor.
Ama... Durmak yok... Kaçmaya, kaya kovuğunda saklanmaya devam.
Bu arada... Fatma'nın ailesi, Ahmet'in evini taşlıyor.
Sonunda... Fatma'nın babasına bin 500 lira başlık parası veriliyor... Barış sağlanıyor... Yaşlar 18'e yükseltiliyor... Ve nikâh.
***
Madalya koleksiyoneri
Şampiyonun odası madalyalarla dolu. Güreşte, zirveye çıktığı müsabakalarda elde ettiği madalyalar, ödüller.
1964... Tokyo... Olimpiyat ikinciliği.
1968... Mexico City... Olimpiyat şampiyonluğu.
İki kez... Dünya şampiyonluğu.
İki kez... Avrupa şampiyonluğu.
Bir kez... Dünya ikinciliği.
Bir kez... Avrupa ikinciliği.
1997... Devlet Üstün Hizmet Madalyası.
2008... TBMM Üstün Hizmet Ödülü.
***
Spora da 'darbe'
Askeri cuntanın, sivil iradeyi devirmesi... 27 Mayıs 1960.
Darbe yönetimi "Spor etkinliklerini" yasaklıyor... Kalabalıklar darbe karşıtı gösteri yapabilir korkusu.
"Güreş kampı" kapanıyor.
Güreşçiler... Adana'ya gidiyorlar... "Karakucak güreşleri" var.
Ahmet Ayık, şampiyon... Ödülü "Altı Cumhuriyet altını."
***
Baba sevgisi
Ömer Ağa... Rahmetli oluyor. Ahmet Ayık, soluğu mezar başında alıyor.
Babasını çok seviyor... Çocukluğunda babası ile yatmış... Koyun koyuna.
"Kurban olduğum Allah'ım" diyor:
- Melek gibi babamdan ne istedin? Onu alacağına annemin canını alsaydın.
Bu söz annesine yetiştiriliyor... Ama... Ana yüreği... Acısını, hicranını içine atıyor... Oğluna bir şey söylemiyor.
Yıllar sonra... Bir gün... Dayanamıyor:
- Oğul, oğul... Bütün köprüleri yıktın oğul.
Vefalı oğul... Annesi ve babası adına cami yaptırıyor.
***
Napoli manşeti
Akdeniz Olimpiyatları... İtalya'nın Napoli kentinde... Ahmet Ayık, bir bankaya giriyor.
"Harcırahını" uzatıyor... 500 lira... Karşılığı... 27 bin 500 İtalyan Lireti.
Ahmet Ayık, bankadan çıkıyor... Parayı sayıyor... "8 kat" fazla... 227 bin 500 liret.
Geri dönüyor, müdüre parayı veriyor.
Veznedar teşekkür ediyor:
- İki çocuğum var... Yıllarca çalışsam bu zararı ödeyemezdim.
Olay... Gazetelerde manşet.
***
'Öldü desinler'
Mexico City... İkinci tur maçı... Ahmet Ayık'ın rakibi Amerikalı Jesse Lewis.
Maçın sonu yaklaşıyor... Rakip 2-1 önde.
Ayık'tan yaşça büyük olan güreşçi Mahmut Atalay, minderin kenarından haykırıyor:
- Şampiyon... Kendine gel... "Ahmet Ayık yenildi" diyeceklerine "Öldü" desinler daha iyi.
Ahmet Ayık... "Kendine geliyor..." Maç, 2-2 bitiyor.
Sonuç... Diğer rakiplerinin hepsini yenen Ahmet Ayık, Olimpiyat Şampiyonu.
***
Tek rakip 'Rus tankı' Medved
Dünyaca ünlü güreşçi... Aleksandr Medved... 1964'e kadar hiç yenilmemiş.
Ahmet Ayık... 1964 Tokyo Olimpiyatları'nda Medved'i yeniyor... Hakem, Ayık'ı "Galip ilan ediyor."
Sonra... Rusların itirazı... Maçın "Berabere bittiği" açıklanıyor. Ayık, hiç yenilmeden olimpiyat ikincisi oluyor.
Hırslanıyor... "Ben bu Rus'un sırtını yere yapıştıracağım."
1965... İngiltere... Manchester... Dünya "Ayık-Medved" güreşine kilitleniyor.
Hakemin düdüğü ile birlikte... Ahmet Ayık, "Allah" diye haykırarak, rakibine saldırıyor... Kaplan misali.
İşte bu güreşle... "Rus efsanesi" sona eriyor... Dünya minderlerinin yeni efsanesi; Ahmet Ayık.
Medved... Ayık'ı kutluyor:
- Bir daha bu Türk'ün karşısına çıkamam.
***
Hediye eşofman
Ahmet Ayık, 1960'lı yıllardan "Eşofman anısını" anlattı...
Ben... Genç bir gazeteci... Ahmet Ayık, yükselen yıldız... Şampiyon.
Dosttuk... Bir gün... Elinde koca bir paketle gazeteye geldi... Açtım... Ay-yıldızlı milli takım eşofmanı...
O tarihlerde böyle bir şampiyon eşofmanı... Kıymetli mi kıymetli...
"Şampiyon" dedim:
- Bu bana birkaç beden büyük... Terziye götürsem 3-4 tane eşofman çıkar.
Başladık gülmeye.
Çok yaşa Şampiyon Ahmet Ayık.