Yarın 31 Ekim... Bundan 101 yıl önce... 31 Ekim 1919'da... Maraş'ta... Sütçü İmam, Türk kadınlarına sarkıntılık eden işgalci Fransız askerlerine ilk kurşunu sıkmış ve şanlı direnişi başlatmıştı.
Fransız askerinin Maraş'ta, Urfa'da, Antep'te... Adana'da, Mersin'de ne işi vardı?
Maraş'a "Kahraman", Antep'e "Gazi", Urfa'ya "Şanlı" unvanı, işgalci Fransız'ı kovduğu için verildi.
Osmaniye'de... Rahime Hatun... Palalı Süleyman... Ve daha nice yiğit, işgalci Fransızları önlerine katıp, kovaladılar.
Toroslar'da... Karboğazı'nda... 44 yiğit "650 Fransız askerini, 23 subayını esir aldı."
Macron... Kendi kirli tarihine bakmıyor, Türkiye'ye ayar vermeye kalkıyor.
Medyası da ondan geri kalmıyor... Bir gün İslam'a saldırı, ertesi gün Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret.
Macron'a söylenecek tek söz var... Latince bir ünlü söz:
"Virum bonum natura, non ordo facit."
Türkçesi:
"Adamı adam yapan hamurudur, rütbesi değil."
Kişi... Cumhurbaşkanı olabilir... Ama... Hamuru/mayası bozuksa... Hani ne derler?.. Delidir, ne yapsa yeridir.
***
Suç ve ceza(!)
Haftaya "Giresun notlarıyla" başlamıştık... Nokta, yine Giresun'dan.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, bir anısını anlattı:
Seneler önce Sivas'taydım... "Asker ocağında."
Bir gün komutan çağırdı... "Sen askersin... Gazetede nasıl yazı yazarsın?"
"Şaşırdım." Komutan, Tercüman'daki sizin köşe yazınızı gösterdi... Askere gitmeden önce yardımcı doçent olarak yazdığım bir makalemden, alıntı yapmışsınız.
Komutana bunları söyledim...
"Ben anlamam... Gazetede adın var" dedi.
Ve... "Nöbet cezası" verdi.
***
Bir Ankara masalı
Masal diyoruz ama... Hepsi gerçek. 1970'li yıllar... Ulus ile Seyran Bağları hattında çalışan bir dolmuş.
Baba... Şoför.
Oğlu... Öğrenci... Boş zamanlarında babasına yardım ediyor... Yolculardan para topluyor.
Bir gün... Topladığı para eksik... Yolculardan ücret ödemeyen var.
"Kim para vermedi?" diye sesleniyor.
Baba... Oğluna dönüyor:
- Belki garibandır... Parası yoktur... Üsteleme... Diğer yolcuların yanında küçük düşürme... Varsın, para noksan kalsın... Önemli olan insanlık.
Baba... Cevdet Selçuk.
Oğlu... Milli Eğitim Bakanı... Prof. Dr. Ziya Selçuk.
1. İşte Cumhuriyet'in fazileti... Şoför çocuğu "Eğitim ordumuzun başında."
2. Aradan yıllar geçmiş... Babasının sözleri hâlâ oğlunun kulağında küpe:
"Önemli olan insanlık."
***
Dereli... Durum raporu
Giresun... Dereli ilçesi... Sel felaketi... 23 Ağustos 2020.
Can kaybı... Yıkılan binalar... Su altında kalan dükkânlar... Büyük hasar.
"Yaralar sarılırken" gitmiştik... Enkaz kaldırılıyordu... Yazmıştık... 28 Eylül 2020.
Şimdi... Dereli'de durum:
Esnaf, geçici dükkânlarda.
Ana cadde üzerinde yeni ev ve işyerleri yapılacak... Sağ olasın TOKİ.
Eski köprü... Yıkılıyor... "Yenisi inşa edilecek."
Hükümet konağı... Öğretmen evi... Okul... İlçe yenileniyor.
Köy evleri... "Köylünün ihtiyacına göre" olacak.
Murat Atıcı... Kaymakam... Şantiye şefi gibi.
***
Kitap yağmuru
Kütüphane... Sel alıp götürdü... Ne bina kaldı, ne kitap.
Yazmıştık... "Dereli'ye kitap" diye... 29 Eylül 2020.
Okuyucularımızdan "Destek" yağdı... "Hazırız... Yollayacağız."
DOĞA okulları... "Türkiye genelinde 100 okul... Öğrenciler kolları sıvadılar." Dereli'deki kardeşlerimize kitap kampanyası.
Toplanan kitap... 15 bin... Öğrenciler... "Kitapları paketlediler."
Kitaplar 4 Kasım'da Giresun Valisi Enver Ünlü ile Milli Eğitim Müdürü Ertuğrul Tosunoğlu'na teslim edilecek.
Sonra... Dereli'ye... Kaymakam Murat Atıcı'ya.
1. Okurlarımıza... DOĞA okullarındaki öğrencilere... Teşekkürler.
2. Dereli... Yalnız değilsin... Yine geleceğiz... Dertlerinizle ilgileneceğiz.