Nedir Cumhuriyet?. 1923'e dönelim... Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne kulak verelim.
Karahisarı Şarki (Şebinkarahisar... Giresun'un ilçesi... Eskiden ildi.) Milletvekili Mehmed Emin Bey söz istiyor... Kürsüye geliyor:
Adsıza şeref, esire hürriyet, zayıfa hak, sefile saadet verecek bir hükümet kuruldu... Bunun adı da Cumhuriyet.
Şimdi... Cumhuriyet'in ruhu önünde üç kez "Yaşasın Cumhuriyet" denilmesini öneriyorum.
Meclis... Bir ağızdan... Haykırıyor:
"Yaşasın Cumhuriyet... Yaşasın Cumhuriyet... Yaşasın Cumhuriyet."
Bugün... Milletçe... Aynı coşkuyla haykırıyoruz:
- Yaşasın Cumhuriyet.
Ve... Sesimizi yükselterek bağırıyoruz:
- Yaşasın demokrasi.
***
Dünü unutma
Cumhuriyet... Demokrasi... Dün de karşıtları vardı... İçlerine sindiremeyenler.
Cumhuriyet'in ilanından 2 gün sonra... 31 Ekim 1923'te... Tevhidi Efkâr Gazetesi'nde bir yazı.
Yazarı... Ebuzziyazade.
Yazının başlığı:
"Efendiler!.. Devletin adını taktınız... İşleri de düzeltecek misiniz?"
Yazıdan bir cümle:
Haftalardan beri "Cumhuriyet, Cumhuriyet" diye tepinen, devlet kuracağız diye çırpınan ve sütun sütun yazılarıyla herkesin kafasını şişiren efendiler, nihayet emellerine nail oldular.
Gerisini anlatmaya gerek yok.
Yazı... Baştan aşağı Cumhuriyet karşıtlığı... Cumhuriyet'e tepki... Cumhuriyet'i savunanlara öfke.
Demokrasi karşıtları bugün de var... Darbe heveslileri...
***
Doğru söze ne denir?
Tarih sayfalarında dolaşmaya devam edelim.
31 Ekim 1923... Tanin Gazetesi... Hüseyin Cahit'in (Yalçın) yazısından:
Cumhuriyet alkışla, duayla, şenlikle yaşamaz.
Cumhuriyet ancak iyi yönetim ile, Cumhuriyet'e layık olmakla yaşar.
Cumhuriyet'in kıymeti onu yönetecek ellerdedir.
Cumhuriyet'in canlı hale gelmesi, ülkenin yükselmesi için bir mücadeleye ihtiyaç vardır.
Fakat bu mücadele birbirimize karşı bir kardeş kavgası olmamalıdır.
Hüseyin Cahit'in sözleri yerden göğe kadar doğru... Fakat... Maalesef... Ülkeyi yükseltme mücadelesi... Horoz dövüşüne dönüverdi.
"Sen-ben... Benim parti-senin parti... Siyasi rekabetin, kavgaya dönüşmesi... Darbe... Muhtıra... Ara rejim... İdam sehpası." Acı ama gerçek.
***
Cumhuriyet'in gücü
Tarih... 1 Kasım 1930.
Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa, TBMM'nin yeni yasama yılı açış konuşmasını yapıyor.
Birkaç satır:
"Büyük Millet Meclisi'nin muhterem üyeleri,
Geçen yılımız, önemli olaylarla doludur.
Senelerden beri hariçte beslenen fesat ve tecavüz emelleri, bu sene doğu vilayetlerimizde, vatandaşlarımızın huzurunu bozan olaylara sebep oldu.
Yaşanan olaylar Cumhuriyet'in gücünü bir kez daha göstermiştir."
Atatürk'ün "Bir sözüne" dikkat!..
"Hariçte" beslenenler.
Dost ve müttefik bildiğimiz ülkelerin "Besledikleri."
Dün... Bugün... Değişen bir şey yok.
Ama... Cumhuriyet dün de güçlüydü... Bugün de güçlü.
***
Yorumsuz
Tarih... 9 Mayıs 1920... Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışının üzerinden 15 gün geçmiş.
Meclis'te "Kapalı oturum" var... Yani "Gizli."
Kürsüde... Mustafa Kemal Paşa.
Sözlerini "Tutanaklardan" aktaralım:
- Milletvekili niteliği taşıyan bir takım adamlar, İngilizlerin parası ile milletin içerisine girip kışkırtıcılıkla görevlendirilmişlerdir.
Büyük Atatürk'ün bu söyleminin üzerine söylenecek tek söz yok... Nokta.
Yorum sizin.
Yabancı parmağı... Dün de vardı... Bugün de var.
***
Yaşa... Mustafa Kemal Paşa
Tarih... 3 Temmuz 1920...
Türkiye Büyük Millet Meclisi... Yine gizli oturum.
Mustafa Kemal Paşa konuşuyor:
- Size egemen olan hiçbir güç yoktur... Size egemen olan hiçbir kişi olamaz.
Meclis... Mustafa Kemal Paşa'nın sözlerini alkışlarla kesiyor.
Bu sözler... Meclis'in duvarlarına asılacak sözler.
Büyük Atatürk'ün söylediği gibi... Meclis'in... Milli iradenin üzerinde hiçbir güç yoktur.
Ama... Ne yazık ki... Milletin Meclisi'nin "Kapatıldığı" dönemi de yaşadık... 15 Temmuz hain darbe girişiminde "Bombalandığını" da...
***
Biliyor muydunuz?
Cumhuriyet'in ilanından birkaç ay önce... 8 Mart 1923.
Meclis'e bir önerge veriliyor... Ardahan Milletvekili Servet Bey tarafından.
Önerge:
1. TBMM Genel Kurul Salonu'nda sigara içilmemelidir.
2. Eğer... Sigara içen olursa... Her defasında 1 lira ceza alınıp Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağışlanmalıdır.
Bir zamanlar... Meclis'in toplantı salonunda bile sigara içildiğini... Biliyor muydunuz?