Vatan sevgisi... Bayrak aşkı... İnanç... İddia... Kurtuluş Savaşı... Büyük Taarruz... Kahramanlık Destanı... Binlerce şehit.
Ve zafer... İşte 30 Ağustos.
Kovit-19... Artan "Vaka" sayısı... Zafer Bayramı'nı bu yıl "Düşük yoğunluklu" kutladık.
Büyük Atatürk'ü... Silah arkadaşlarını... Bu toprakları kanları ile sulayanları...
Saygıyla ve rahmetle andık.
Dünü... Unutmadık... Unutmayacağız.
Batı da... "Şımarık tetikçi Yunan askerini" Türkiye'ye çıkaranlar da unutmasınlar. Dün Türkiye'yi parçalamak isteyenler, bugün de Atatürk'ün modern Türkiye'sinin büyümesine ve daha da güçlenmesine engel olmanın peşindeler... Bunu da unutmayalım.
***
"Zavallı ve perişan." Yunan firarileri
Başkomutan... Gazi Mustafa Kemal Paşa... "Arkadaşlar" diye söze başlıyor.
Meclis'te... "Son savaşın ayrıntılarını" anlatıyor. Meclis Tutanaklarından... Büyük kurtarıcının ağzından... O günün Türkçesiyle:
Muharebeyi kabul eden düşman sağa sola dağılmıştır.
Kıta halinde çekilen düşman yoktur... Fakat firar eden düşman vardır.
Firariler İzmir'e geldikleri vakit oradaki vapurlar -vapurun içerisindekilerin heyecanı ile olacaktır ki- durmadan sarfınazar etmişler ve çekilip gitmişlerdir.
Binaenaleyh bu zavallılar Urla Şibihceziresine sapmaya mecbur oldular.
Bunun için de Urla'yı, Çeşme'yi temizlemek üzere bazı kıtaatı memur ettik.
Bu perişan efradın denizden Yunan donanması tarafından himaye edilmesi üzerine, bazı yerlerde durur gibi oldular.
Bunlar tekrar parçalanarak, nihayet 16 Eylül'de en son Yunan firarileri, Yunan neferleri kendilerini ya denize, ya vapura veya sandala atmakla, memleketimizden çekilmiş oldular.
***
"Geri çekilme" değil... Firar
Büyük Taarruz ile birlikte Yunan ordusu geri çekildi... Dün pek çok televizyonda... Pek çok yerde böyle söylendi.
Bu... "Yanlış cümle... Yanlış ifade."
Doğrusu ise... Şu:
Yunan ordusu... Düşman... "Firar etti."
Sadece Türkiye'yi işgal eden Yunan askerleri de değil, Ege'deki adalarda yaşayan Yunanlılar bile korkudan ne yapacaklarını şaşırdılar.
Firar etmeye başladılar.
Bunu "Biz" söylemiyoruz.
"Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa" söylüyor... Büyük zaferden sonra Meclis'te... 4 Ekim 1922'de.
***
Korkudan... "Delirenler"
Yunan ordusu...
Mehmetçiğin hücumu karşısında "Korkuyla" firar ediyor.
Korku... "Yunanistan'a ulaşıyor... Yunan halkı da korkuyor." Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa "Meclis'te" aynen şunları söylüyor:
O kadar ki: Adalarda bulunan Yunanlılar, Türk Ordusu geliyor diye firara teşebbüs ediyorlardı.
Firar edemeyeceğini anladığından dolayı tecennün edenler vardı. Tecennün... Türk Dil Kurumu sözlüğü:
"Çıldırma... Delirme... Aklını oynatma."
***
Günün sözü
Kurtuluş Savaşı'nda... Arkasına bakmadan firar eden "Komşumuz", bugün "Türkiye'ye kafa tutmaya, Ege'deki Türk gemisini rahatsız etmeye" kalkıyor. Büyük Atatürk... Saçma sapan konuşana...
Haddini aşana... Şöyle derdi:
-Şaşarım aklı perişanına be ahmak! Bugün... "Komşuya" söylenecek tek söz bu olsa gerek.
***
Hangi Fransa?
Yunanistan'ın arkasında "Dün" kim vardı?... Ya da "Kimler?"
Uygar (!) Batı vardı... İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif'in söylemiyle:
"Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar."
Fransa... "Dün" Yunanistan'ın arkasındaydı.
"Bugün" aynı yerde... Yunanistan'ın köhne değirmenine su taşımaya çalışıyor... Türkiye'ye karşı tavır alıyor... Yunan tezlerini destekliyor... Yunanistan'ın sırtını sıvazlıyor.
İnsan "Hangi Fransa" demekten kendini alamıyor.
"Sicili bozuk Fransa" mı?
"Kafa kesen" Fransa mı?
***
"Gizlidir"
Milli Savunma Bakanı Fevzi Paşa... 9 Eylül 1921'de... Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na "Gizlidir" damgalı bir yazı gönderiyor.
Meclis Başkanı... Mustafa Kemal Paşa.
Yazı... Aynen şöyle:
16 Ağustos 1920 tarihinde Adana Cephesi Kurttepe'de esir düşen makineli tüfek subayı Teğmen Selahattin Efendi'nin vahşi şekilde başı kesilerek Adana'da halka gösterilmiş ve Yenice'de esir düşen bir kısım erlerimiz, susuzluktan yürüyemeyince kurşuna dizilmişlerdir.
Haber alınması üzerine Fransız Ordu Komutanı General Döfiya'ya bildirilmiş, karşılık verileceği iletildiğinde; bir Fransız askerine kötü muamele yapıldığı haber alındığında, bir Fransız'a karşılık, on Türk esirinin idam edileceği bildirilmiştir.
(Kaynak: Mustafa Kemal Paşa'nın Kurtuluş Savaşı'nın zor yıllarında yaptığı Gizli Oturum konuşmaları... Ömer Dedeoğlu... Bugünün Türkçesi ile... Sayfa 166.)
***
29 Ekim'i beklerken
Kovit-19... Artan vaka sayısı... Can kaybı deseniz öyle.
Maske, mesafe, temizlik... Aman dikkat edelim.
Gevşekliği bırakalım... Uyarıları dinleyelim.
Ve 29 Ekim'i... Cumhuriyet Bayramı'nı... "Yüksek yoğunlukla" kutlayalım... Büyük coşkuyla... Doya doya.