Anadolu'da bir köyde Müslüman, Hıristiyan... Kardeş kardeş yaşıyorlarmış.
Genç bir Hıristiyan... Müslüman olmuş.
Günde beş vakit namaz... Orucu da aksatmamış.
Yıllar geçmiş... Yaşlanmış... Hastalanmış.
Ölüm döşeğinde... Köylüler başucunda.
Bu sırada... Komşu köyün kilisesinden çan sesleri gelince... Yaşlı adam "Şanlı kilise" demiş... Son nefesini vermiş.
Demirel bu fıkrayı anlatmış ve şöyle demişti:
Adam Müslüman olmuş ama... Kalbinin derinliğinde hala Hıristiyan'lığın izleri duruyor.
Çan sesini duyunca heyecanlanıyor... Aklı hala Hıristiyan'lıkta... Kilisede.
Bizim bazı aydınlarımız gibi... Sabah akşam demokrasiden söz ederler... Fakat... Darbe sözü edilince hemen heyecanlanırlar.
Zira... Kalplerinin derinliğinde hâlâ darbe özlemi var.
***
Devlet adamı
Demirel yıllarca "Siyasi yasaklıydı."
O yıllarda "Yabancı devlet adamları" Demirel'i ziyaret ederlerdi.
Ziyaretçi gidince... Demirel "Görüşmenin özetini" çıkarırdı.
Ve... "Dışişleri Bakanlığı'na" yollardı.
Bir gün...
Sordum:
- Dışişleri sizden bunları istiyor mu?
- Hayır.
- Göndermek zorunda mısınız?
- Evet.
- Niçin?
- Benim bir yabancı devlet adamıyla neler konuştuğumu devletim bilmeli.
***
"Gaza gelme!.."
Cumhurbaşkanlığı görevi sona erince... Demirel evine çekilmişti.
Gelip giden, "Gaz" veren çoktu.
- Efendim, millet sizi özledi... Siyasete dönseniz.
Demirel... "Gaz verenleri" tebessümle dinlerdi.
Onlara "Sizler akıllı insanlarsınız" derdi... Ve gönderirdi.
Bir gün... "Gaz verenler" ayrılınca...
Demirel bana dedi ki:
- Önemli devlet görevlerinde bulunanlar, görev bittikten sonra herkes gibi rahat hareket edemezler... Davranışlarına dikkat edeceksin... Gaza gelmeyeceksin... Yoksa küçük düşersin.
***
Âdem Baba
Winston Churchill Amerika'ya gitmiş... Beyaz Saray'da konaklamış.
Sabah... Banyodan çıkınca... Kapısı açılmış... Odasına ABD Başkanı Roosevelt girmiş.
Bakmış ki... Churchill "Âdem Baba" kılığında... Çırılçıplak.
Hemen özür dileyerek çıkmak isterken... Churchill "Çıkma, çıkma" demiş:
- Amerika'dan gizli saklı neyimiz kaldı ki... Çıkmana hiç gerek yok.
Bu olayı Demirel'den dinlemiştim.
***
İşte ABD
Demirel bürokrat, başbakan, cumhurbaşkanı olarak Amerika'ya çok gitti.
Özel sohbetlerimizde... ABD için şöyle derdi:
- Amerika'yı devlet olarak düşünme... Büyük bir şirket olarak düşün... Çıkarı neyi gerektiriyorsa öyle hareket eder.
***
Önemli uyarı
Demirel'in "Yasaklı", Hüsamettin Cindoruk'un da "Emanetçi" olarak DYP Genel Başkanlığı yaptığı dönem.
Cindoruk sık sık Demirel'i ziyaret ederdi.
Demirel... Bir gün... Cindoruk'a dedi ki:
- Başbakan Özal'ı eleştir... Fakat... Karısını, çocuklarını karıştırma.
- Beyefendi... Özal'ın ailesini eleştirince milletin hoşuna gidiyor.
- Olabilir... Fakat aileyi eleştirmek siyaset yapmak değildir.
***
Sağlıkla şaka olmaz
Başbakan Turgut Özal bazen "Sağlık üzerine" espri yapardı.
"Çok iyiyim... Bana bir şey olmaz" gibi sözler söylerdi.
"Yasaklı Demirel" bir gün bana dedi ki:
- Turgut'a söyle... Sağlıkla şaka olmaz... Önemli bir görevde... Çoluk çocuğu var... Ve ülkeye yapacağı hizmetler var... Sağlığına dikkat etsin.
***
Demirel'in günlükleri
Demirel "Günlük" tutar mıydı?.. "Evet."
Sol üst köşesinde "Süleyman Demirel" yazılı olan günlüklerin bir kısmı bende... "Kendi el yazısı ile."
Bir de... "Şimdi yazma... Aklında bulunsun... Zamanı gelince yazarsın" diye anlattıkları var.
Kim bilir?.. Belki bir gün yazacak zamanımız olur.
Vefatının 5. yıldönümünde Süleyman Demirel'i rahmetle anıyoruz... Ve "Isparta gözlemlerimizi" yarına bırakıyoruz.