Yarın arife... Pazar günü Ramazan Bayramı.
Bu bayram... Maskeli, sosyal mesafeli bayram... "Ziyaret, el öpme, kucaklaşma" sakın ha!..
Hevesimizi Kurban Bayramı'na saklayalım.
Koronasız, nice sağlıklı ve mutlu bayramlara...
***
Televizyoncu olsaydım
Sağlıkçılarımız...
Haklarını ödeyemeyiz.
Özveri ile çalıştılar... Çalışmaya da devam ediyorlar... Gece gündüz.
Allah onlardan razı olsun.
Eğer... Ben televizyoncu olsaydım;
Doktor... Güfte yazarı... Çok.
Doktor... Bestekâr... Çok.
Doktor... Profesyonel ses sanatçısı... Ya da amatör... Sesi güzel... Çok.
Doktor... Piyano çalan, keman çalan... Ud çalan, kanun çalan... Çok.
Müziğe meraklı doktor... Çok... Hatta hastasını müzikle tedavi eden bile... Prof. Dr. Bingür Sönmez gibi.
Evet... Ben televizyoncu olsaydım... Bayramda... "Bayram- Doktor özel" diye bir müzik programı yapardım.
"Hekimlerle ilgili" şarkı, türkü, gazellerin söyleneceği... Neşeli bir program...
***
Âşık Veysel... Ve Şark Bülbülü
İstanbul'da, Ankara'da, Sivas'ta,
Yüksek İhtisas 'ta iy'olur hasta,
Ömrüne bereket hekimler usta,
Ölüm erteledi, bilmem ne kadar?
Koca Veysel'in türküsünden sonra, bir uzun havaya ne dersiniz?
Atatürk'ün "Şark Bülbülü" dediği Celal Güzelses'ten:
Yaradan var,
Yeri göğü yaradan var,
Tabip yarama değme,
Bende her yaradan var.
Aman aman... Ya derdime derman... Ya katlime ferman.
***
Mihriban
iresun... Şebinkarahisar'dan;
Karadır kaşların ferman yazdırır,
Bu aşk beni diyar diyar gezdirir,
Lokman Hekim gelse yaram azdırır, Yaramı sarmaya yar kendi gelsin.
Arkasından... İsterseniz... Kardeş Azerbaycan'dan bir türkü:
Galbi çiçeklerden güllerden temiz,
Bize sırdaş olan Mihriban hekim,
Gelirik yanına olsa derdimiz,
Şekerdir gülüşün Mihriban hekim.
***
Doktor civanım
Erzurum'dan... Erzurumlu Emrah'tan bir türkü:
El çek tabip el çek yaram üstünden, Sen benim derdime deva bilmezsin, Lokman Hekim gelse bulamaz çare, Yaram yürektedir sarabilmezsin.
Eğer... Bu türkü biraz "Acılı" gelirse... Ardından "Neşeli bir türkü." Neden olmasın?
Kayseri... Ahmet Gazi Ayhan'dan:
Bir elinde cura, Çalar vura vura, Doktor hanım geliyor, Bel vura vura, Doktor civanım, Ah neler istiyor canım.
***
Gönül yarası
Erzincan'dan... Bir uzun hava:
Doktor gelmiş yaralarım sarıyor,
Gurbet elde garip anam ağlıyor, Nazlı bacım kara yaslar bağlıyor, Aman doktor aman yaram derindir,
Yaramı bağlayan allı gelindir.
***
Geceler yârim oldu
Şanlıurfa'dan... Bayram günü yaraları sızlayan aşığın türküsü:
Bayram gelmiş neyime... Anam anam garibem,
Kan damlar yüreğime... Anam anam garibem,
Yaralarım sızlıyor... Anam anam garibem,
Doktor benim neyime... Anam anam garibem.
***
Altın yüzük
Yüzlerce türkü... Yurdumun her yöresinden... Hepsi de birbirinden güzel.
Hastanenin şişeleri parlıyor,
Doktor gelmiş yaralarım sarıyor,
Anneciğim başucumda ağlıyor,
Söyle doktor söyle ölecek miyim,
Ölmeden yârimi görecek miyim?
Orta Anadolu'dan... Kırıkkale'nin Keskin ilçesinden bir türkü:
Altın yüzük yaptırdım,
Samsun ustalarına,
Doktor ilaç vermiyor,
Gönül hastalarına
***
Hasan Emmi
İğneye, ilaca... Her türlü tedaviye rağmen... Hasta iyileşemiyorsa... Doktor ne yapsın?
Türkücü... Böyle durumda... Alıyor sazı eline:
İlaç yazmak fayda etmez,
Öleceksin Hasan Emmi,
Kan kurumuş pompa çekmez,
Gideceksin Hasan Emmi.
***
Farların göstermez olmuş,
Frenlerin tutmaz olmuş,
Gaz yemiyor miyad dolmuş,
Gideceksin Hasan Emmi.
***
Her tarafın paramparça,
Yapışmadı yedek parça,
Ne kıç kalmış ne de kalça,
Gideceksin Hasan Emmi.
Hasan Emmi Hasan Emmi,
Öleceksin Hasan Emmi.