Sözümüz ortaya... "Hırsını, aklının önüne koyanlara."
"Sinekten yağ, koronadan oy çıkacağını sananlara."
Siyasi rekabete "Kişisel husumet diye bakanlara."
Politikanın "Çocukluk hastalığını" atlatamayanlara... Öfke ve nefreti "Siyasi söylemlerine katık yapanlara."
Etmeyin... Eylemeyin... Hiç olmazsa bugün "Virüslü sözlerle" bayrama gölge düşürmeyin.
***
Meclis-i Fevkalade
İstasyon Caddesi üzerinde... Kızılbey Vakfı arazisinin içinde... Çevresi mezarlık olan bir yapı... İlk "Büyük Millet Meclisi."
1920'de... Ankaralıların söylemiyle... "Meclis'i Fevkalade."
Ankara'da elektrik yok... Kahvenin birinden "Büyük bir gaz lambası" getirilir... Salonun ortasına asılır.
Salona "Büyük bir soba" kurulur.
Koridora... Milletvekillerinin su içmeleri için... "Üç tane küp." İşte... Bugün açılışını, balkonlarda İstiklal Marşı söyleyerek kutlayacağımız "İlk Meclis."
***
Büyük yürüyüş
Tarih 24 Nisan 1920... Cumartesi... Meclis Başkanlığı seçimi.
Mustafa Kemal Paşa... "Oybirliği" ile Meclis Başkanı.
Sonra...
Mustafa Kemal Paşa'dan "Uzun bir konuşma."
Artık "Yüce Meclis" ülke kaderine el koymuştur... Ve "Kurtuluşa" doğru büyük yürüyüş başlamıştır.
***
Bakanlar Kurulu
Hükümet kurulur... Ama... Ankara'da "Başbakanlık... Bakanlık" binası... "Bakanlar Kurulu'nun toplantı salonu" ne gezer?
Ulus'taki "Vilayet binası." Artık Başbakanlık olmuştur.
Mustafa Kemal Paşa başkanlığında "İlk Bakanlar Kurulu toplantısı" bu binada yapılır.
Bakanlıkların tamamı "İki odaya" yerleşirler.
Odanın birinde... "Bakanlar." Diğerinde... "Genel müdürler... Kâtipler."
Memurlar nerede oturacaklar?...
"Gaz tenekesi sandıkları" ne güne duruyor?.. Al sana iskemle.
***
"Büyük bayram"
Yunus Nadi... Büyük Millet Meclisi'nin açılışına tanıklık edenlerden... "O günü" anlatıyor:
O gün Ankara, ulvi tezahürlerden birisine sahne oldu.
Sabahtan herkes allı güllü en güzel urbalarını (elbiselerini) giyerek Hacı Bayram Camii ile Büyük Millet Meclisi'nin toplanacağı binaya... Damların tepelerine kadar bütün binaları doldurmak üzere her tarafı istilaya koyulmuşlardı.
O gün için, milli bir toplantı denilse hata olmaz.
***
Makam aracı(!)
Evli milletvekili... Ankara'ya eşini de getirmiş... Ankara'da kiralık ev yok... Nerede kalacak?
En iyisi... Ankara'nın çevresindeki "Bağ evleri."
Milletvekilinin makam aracı... "Beygir... Veya eşek... En lüksü araba."
Meclis çalışması bitince...
Sebzeyi meyveyi heybeye yükle... "Deeeh eşeğim...
İstikamet bağ evi."
***
Cephedeki vekiller
Kurtuluş Savaşı başlamıştır... Büyük mücadele.
16 milletvekili... Meclis Başkanlığı'na yazı ile başvururlar:
- Meclis'ten izin istiyorum... Cepheye gidip savaşacağım.
İçlerinde doktor da vardır... Cephede, yaralı Mehmetçiği tedavi etmek istemektedir.
Meclis Başkanlığı "Olur" der.
"Durum" Milli Savunma Bakanlığı'na bildirilir.
Milli Savunma Bakanlığı... Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa'ya bir "Yazı" gönderir:
Büyük Millet Meclisi üyelerinden aşağıda adları yazılı on altı kişi, ordunun göstereceği herhangi bir görevi yapmaya koşmak için hazır olduklarını bildirmişlerdir.
Kendilerine Büyük Millet Meclisi'nden ve Genelkurmay Başkanlığı'ndan izin verilmiştir.
Her birine uygun görülecek görev verilmelidir.
***
Saygıyla... Minnetle
Mustafa Kemal Paşa... Milletvekilleri... Subaylar... Memurlar... Ankaralılar... Hacı Bayram Camii... Cuma namazı.
Sonra... "Sancağı Şerif" önde... Meclis'e yürüyüş.
Sancağın arkasında en yaşlı milletvekili... "Sinop'tan Şerif Bey."
Şerif Bey'in başının üstünde... Kuran-ı Kerim... Ve Sakal-ı Şerif.
Meclis'in bahçesinde kesilen "Üç kurban."
Bursa Milletvekili Fehmi Hoca'nın okuduğu dua.
Ve... Mustafa Kemal Paşa'nın "Besmele ile kestiği açılış kurdelesi."
Tarih... 23 Nisan 1920.
Bugün "O Meclis'i" saygıyla... Atatürk ve arkadaşlarını "Minnetle" anıyoruz.
***
Dünü unutma
Milletvekilleri... "Nerede" kalacaklar?
Ankara'da otel yok ki.
Öyleyse... İkinci Abdülhamid Han'ın yaptırdığı "Muallim Mektebi" ne güne duruyor?
Milletvekilleri "Buraya" yerleşirler.
İhtiyaçları... "Ankaralılar tarafından" karşılanır.
Milletvekili aylığı... "Yüz lira."
Mustafa Kemal Paşa... Ankara Milletvekili... O da "Ayda yüz lira maaş alır."
Yüz liranın 20 lirası "Askerin sigara parası" olarak kesilir.
Duvarda... Bir yazı asılıdır...
"Tavla vesaire oyun oynamak yasaktır."
Karyola yok... Ranza da...
Milletvekilleri "Yer yatağında" yatarlar.
Bize Cumhuriyet'i armağan edenler... Onlar... "Bu koşullarda" yaşadılar.
Dünü unutmayalım... Onları rahmetle analım.