Türkiye Büyük Millet Meclisi... Pek çok önemli sorunda "Uzlaşı" sergileyemedi... "Ortak ses" veremedi.
Fırat Kalkanı... Zeytin Dalı... Barış Pınarı... İdlib... Deprem... Ve korona... Her parti "Farklı görüş" sergiledi.
Fakat... Konu "Sağlık çalışanlarına" gelince... Nihayet... Oh çok şükür... Ne kadar güzel... Beş parti "Kenetlendi."
Dün... Sabaha karşı... Saat 4.15'te...
Sağlıkta şiddetin önlenmesi (Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nda Değişiklik Önergesi)... AK Partili... CHP'li... MHP'li... İYİ Partili... HDP'li milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi.
Böyle sahneleri "Özlemiştik."
Alkışlıyoruz.

***

Saat 05.00

Çarşamba... Uykusuz gecenin sabahında Hüseyin Yayman ile sohbet... Hatay Milletvekili... Eski Bakan Yardımcısı (Kültür ve Turizm Bakanlığı).
Hüseyin Yayman... "Meclis'e devam" konusunda "Disiplinli."
Dedi ki:
Demek ki olabiliyor... Siyasette uzlaşı sağlanabiliyor... Uzlaşma "Demokrasinin anayasası."
Çekişme... Gerilim... Yüksek tansiyon... Kavga... Her konuda eleştiri... "Nereye kadar?"
Siyaset "Uzlaşma sanatı." Toplum, Meclis'ten "Böyle görüntülerin" devamını bekliyor.
Sağlık "Siyasetin üstünde" bir konu... Yüce Meclis "Bunu" gösterdi... Ve bir de "Uzlaşmanın erdemini."

***

Yasa değişikliği... "Neler getirdi?"

Gerekliydi... Sağlık ordumuzun beklentisiydi... Bu düzenleme keşke çok daha önce gerçekleşseydi.
Sağlıkçılarımıza karşı işlenecek suçların (Hakaret... Tehdit... Yaralama... Görevi engellemek için direnme) cezaları "Yüzde 50 oranında artırıldı."
Sağlıkçılarımıza "Yanlış yapan" ve hapis cezası alanın "Cezası ertelenmeyecek."
Sahi... Sağlık personelinin "Kıymetini" anlamak için ille de "Korona depremi" mi gerekliydi?

***

Sağlık ordusu

Gururumuz... Başımızın tacı... Dile kolay "1 milyon 61 bin 635 kişilik" bir ordu.
"165 bini" doktor.
"204 bin 969"u hemşire.
"Bu orduya" güveniyoruz.
"Ülkemize" güveniyoruz.
Türkiye "Sağlık altyapı" konusunda son yıllarda büyük yatırım yaptı... "İyi ki yapılmış."
"Bu altyapıya" güveniyoruz.

***

Büyük yarış

Eğer... Bir "Yarış" düzenlense...
Koronavirüs ile... "Kirli bilgi... Yalan dolan" arasında.
"Yarışın sonucu" şimdiden belli.
"Yalan", virüsü açık ara geçer.
Günümüzde bilgi kirliliği... Virüsten de tehlikeli.

***

Korona günlerinde siyaset

Olmuyor... Yakışmıyor.
Böyle bir dönemde "Hesaplaşma çabası... Particilik... Tribünlere selam... Küçük politika" toplumda karşılık bulmuyor.
Siyaset "Ciddiyet ister."
Yarınlar için iddiası olan, "Korona sonrası için siyaset üretir... Vizyon sergiler... Geleceğin planlaması için gayret eder."
Millet... Böylesine büyük bir küresel salgın karşısında kenetlenirken... Siyasetçi eğer "Kişisel hesabının, aklın önüne geçen hırsın, particilik kavgasının" esiri oluyorsa... Kendi ayağına kurşun sıkıyor demektir.
Bu yol... "Çıkmaz sokaktır."
Siyasete güveni, siyasetçinin itibarını zedeler.
Siyaset kurumunun zaten "Güven/ itibar" sorunu varken... "Siyasi hafiflikler" bu sorunun üzerine bir de "Tüy diker."

***

Seçme sözler

Koronalı günlere uygun birkaç söz.
Günün güzeli olur da, fırtınalısı olmaz mı?
Fırtına bütün gece sürmez, yağmur da bütün gece yağmaz.
Her dağın arkasında bir vadi vardır (Çin atasözü).

***

Dikkat dikkat!..

Sosyal medyada bir mesaj... "Van'a gitmek isteyen beni arasın."
Van Valisi Mehmet Emin Bilmez "Mesajın izini sürüyor."
"4 kaçak yolcunun" Van'a gelmekte olduğunu öğreniyor.
İstanbul-Van otobüsü henüz yolda iken... "Erzincan Valisini" arıyor... Ve hemen "Önlem" alınıyor.
Sonuç... Bu dört yolcu "Koronalı... Karantinada."
Bir bu eksikti... "Korsan taşımacılık." Aman dikkat!..

***

Bir kaplan öldü

Geçenlerde yazmıştık... "Yoğun bakımda... Uykuda" diye.
"Uyanamadı." Sizlere ömür.
Rahim Özkaymak'tan söz ediyoruz.
O bir kaplandı... Anadolu kaplanı.
Konya'da doğan... Konya'dan kopmayan... 3 bin kişiye istihdam sağlayan... Çeşitli sektörlere (Sanayi, turizm, otomotiv, taşımacılık) yatırım yapan... Arkasında pek çok "Hayır işi" bırakan bir insan.
Türkiye büyük bir "İş insanını", Konya "Rahim Abisini" kaybetti.
Ailesine... Sevenlerine... Konya'ya... Başsağlığı diliyoruz.