Hafta sonu gazeteler -elbette- basıldı... Ama okuyucuya ulaşamadı... Zira "Sokağa çıkma yasağı."
Pazar... Saat 14.00... Yılların gazetecisi Sadık Albayrak "Gazetesizlikten" sıkıldı... Dert yandı.
Gazete... Ekmek gibi, su gibi bir ihtiyaç.
Koronaya karşı sokağa çıkma yasağı... Amenna... Doğru karar... Belki yine uygulanacak.
Ama... Gazetenin okuyucu ile buluşması için de mutlaka önlem alınmalı.
Doğru söze ne denir?

***

"Bir dünya yarattım..."
Korona fırtınası başlayınca... Sadık Albayrak, İstanbul'u terk etti.
Ferdi Tayfur'un "Hadi gel köyümüze geri dönelim" dediği misal...
"Ver elini baba ocağı... Trabzon'da bir köy..."
Sorduk... Köy yaşamı... "Günler nasıl geçiyor?"
"Şarkıdaki gibi" dedi... Erol Sayan'ın bestesi... "Bir dünya yarattım yalnız ikimiz için."
Sadık Albayrak da kendisi için bir dünya yaratmış:
Geç yatıyorum... Gazete... Kitap... Televizyon... Sabah namazından sonra uyuyorum... Öğleye kadar.
Öğleden sonra... Çiçekler... Bahçe... Ağaçlar... Bu yıl iyi meyve olacak... Patates, soğan, salatalık ekiyorum.
Kıtmir (Sadık Bey'in köpeği) kapıda bekliyor... Tavuklar da peşimden ayrılmıyorlar.

***

Organik yumurta
Yumurta çok... Gezen tavuk yumurtası.
Sadık Bey'in yiyeceği... Bir iki yumurta... Gerisi ne olacak?
Dostumuz gülmeye başladı:
-Torunlara göndereceğim... İstanbul'a.

***

Dağlar... Dağlar...
Koronalı günler geçince... "65 yaş yasağı" sona erince... Ne yapacak?
Sadık Albayrak kararsız:
Kararı Ramazan'dan sonra vereceğim... Belki İstanbul'a dönerim... Kitaplar yığılıydı... Kabaca tasnif ettim... Düzenleyip kütüphaneme yerleştireceğim.
Ya da dağa çıkarım... Parma'ya... Köroğlu ne diyor?... Ferman padişahın dağlar bizimdir.
Parma... Yükseklerde bir yayla... Dağ... 2 bin metre.
Sadık Bey... Kendi söylemiyle... Orada doğayla haşır neşir oluyor, hayat buluyor.

***

Trabzonspor
Elbette konuştuk... Sadık Albayrak'ın önerisi:
Bu sezon bu haliyle, burada bitsin... Federasyon karar versin... Trabzonspor şampiyon ilan edilsin.
Seyircisiz bile olsa maç yapılamaz... Riskli.
Fatih Hoca koronayı ucuz atlattı... Geçmiş olsun... Hocalara, futbolculara yazık değil mi?
Sosyal mesafe... Bir metre... Futbolcu, rakip oyuncuya bir metreden fazla yaklaşmayacak mı?

***

Kitap dünyası
Kitabımızı okumuş (Off The Record).
Geçenlerde... "İşbirlikçiler" üzerine bir yazı yazmıştık... İlhami Soysal'ın kitabı... Kurtuluş Savaşı ve öncesinde "İşbirlikçiler... Amerikanİngiliz yanlıları." Albayrak, o yazıyı da okumuş... Dedi ki:
Yeni nesil dünü pek bilmiyor...
1960 sonrasını yazdığınız iyi oldu.
Daha gerilere de gitmek lazım...
İşbirlikçiler her dönemde var... Dün... Bugün.
Bir kitap yazacağım... "Hilafetçi Cumhuriyetçiler, Münevver Aydınlar."
Cumhuriyet öncesi ve sonrasını anlatacağım... "Abdülhamid dönemi... Meşrutiyet... Ve sonrası."
Hilafeti, peçeyi, çarşafı savunan bir anda "Cumhuriyetçi oluveriyor... Tam bir rüzgâr gülü."
Kendine "Münevver" diyen, devir değişince "Aydın" oluyor... Eski söylediklerinin aksini savunuyor.
Bunlar... "Aynı isimler."
Albayrak... Başlıyor isim isim saymaya.

***

Mahkeme
Cumhuriyet'in ilk yılları...
Yargılanan gazeteciler... Sadık Albayrak'ın "Arşivi zengin."
Savcı... Ahmet Emin Yalman'a "Oğlun olmuş, gözün aydın" diyor:
-Sağ olun savcı bey.
-Bekle... 25 yıl sonra oğluna kavuşursun.
Albayrak "Buna benzer" öyle davalar anlattı ki... Günlerce yazsak bitmez.

***

Telefon
Korona günlerinde... En iyi işi galiba "GSM şirketleri" yapıyorlar...
Akşama kadar "Telefon, telefon, telefon." -Kimler arıyor?...
Kimleri arıyorsunuz?... Dünürünüzle konuşuyor musunuz?
-Elbette... Reis... Çocuklar... İşleri zor... Allah yardımcıları olsun... Onlara dua ediyorum... Torunlar "Dede biz iyiyiz, sen de kendine iyi bak" diyorlar.

***

Dostlara selam
Sohbet tatlı... Ama veda zamanı.
Sadık Albayrak "Allah encamımızı hayretsin" diyor:
-Kendine dikkat et... Sokağa çıkma... Evde kal... Dostlara selam söyle.
Cemil Çiçek... Abdulkadir Aksu... Necati Çetinkaya... Saffet Arıkan Bedük... Diğer dostlar... "Sadık Bey'in selamı var."