Perşembe... Sabah saat 9.45... Abdülkadir Aksu ile hastanedeyiz... İbni Sina'da... Kalp hastalıkları bölümünde... Yoğun bakım odasında.
Hasta... Yıldırım Akbulut... Bir zamanlar Başbakan'dı.
Eşi... Saime Hanım başucunda.
Doktor olan kızı... Babasının yanında.
"Geçmiş olsun" dedik.
Biraz da sohbet ettik... "Dünü, bugünü" konuştuk... "Hastanın yüzü gülsün, biraz morali yükselsin" diye.
"Hastane... Doktor... Sağlık personeli... Sağlık hizmeti" iyi... Hastaneye gelen memnun... Herkesin söylediği şu:
Allah devlete zeval vermesin.
***
Yorumsuz... Bir siyaset masalı
Masal dememiz sözün gelişi... Aslında "Bir siyaset gerçeği" demek daha doğru... Ya da "Bir Türkiye gerçeği."
Kitapta (Off The Record/Turkuvaz Kitap) da var... Dün hastane sohbetinde de sözünü ettik, gülüştük.
Yıldırım Akbulut... Milletvekilliği... İçişleri Bakanlığı... Meclis Başkanlığı... Başbakanlık yaptı.
Sonra... "Bütün unvanlar" geride kaldı.
Ve... Seçim zamanı... "Milletvekili adayı" Yıldırım Akbulut, Erzincan'da kürsüye çıktı... Dedi ki:
Ey Erzincanlı hemşerilerim!
1983'te oylarınızla milletvekili seçildim.
İçişleri Bakanlığı, Meclis Başkanlığı, Başbakanlık yaptım.
Çalmadım çaldırmadım... Yemedim yedirmedim.
Şimdi milletvekili seçilmek için oyunuzu istemeye geldim.
Kalabalığın içinden bir Erzincanlının gür sesi yükseldi:
-Biraz yeseydin, biraz yedirseydin de şimdi buraya Başbakan olarak gelseydin.
Bu sözler üzerine... Öyle bir alkış tufanı başladı ki... Gök gürültüsü gibi.
***
Zeytinyağı
Hasta ziyareti kısa sürer... Hele de hasta yoğun bakımdaysa.
Ama... Hastanede "Uzun süre" kaldık.
Yıldırım Akbulut bırakmadı... "Sohbet ona iyi geldi."
Balıkesir'de evi var... Ayvacık ilçesinin bir köyünde... Çevresi zeytinlik.
Kasım ayında Yıldırım Akbulut'un köyde işi ne?
"İşi" şu... Zeytin toplanacak... Zeytinyağı yapılacak... Yıldırım Bey de "Ankara'daki dostlarına... Eski siyaset arkadaşlarına" zeytinyağı getirecek... "Çam sakızı, çoban armağanı... Dostlar beni hatırlasın."
Ama... Köyde bir kalp krizi.
Ayvacık'ta ilk müdahale.
Sonra... Acil olarak helikopterle Ankara'ya transfer.
Durumu... Öyle üç günde, bir haftada iyileşecek gibi değil.
Yıldırım Bey "Beni bir aydan önce çıkarmayacaklar" dedi.
Allah şifasını versin.
***
Espri... Yapmaz olaydık
Vedalaşırken takıldık... Takılmaz olsaydık.
"Olan bize gelecek zeytinyağına oldu" dedik... Yıldırım Bey hastanede... Zeytinyağı işi yattı... Bu yıl ondan zeytinyağı gelmeyecek.
Yıldırım Akbulut "Esprimizi" ciddiye aldı.
"Hallederiz... Merak etme... Üzülme" dedi.
Zeytinyağı işin şakası... Üzüntümüz, Yıldırım Akbulut'un rahatsızlığı.
***
Asker selamı
Ali Coşkun... Eski TOBB Başkanı... Eski milletvekili... Eski bakan.
"Çevresi" geniş... "Seveni" çok.
Edirne'de ve Balıkesir'de birlikteydik.
Yolda... Gelip geçen Ali Coşkun'a saygı sunuyordu... Selamlıyordu.
Ali Coşkun da herkes "Asker selamıyla" karşılık veriyordu.
Hoşumuza gitti... Resimledik... "Paylaşalım" istedik.
***
Karar ve kutlama
Çarşamba... Akşam yemeği... Sohbet, muhabbet... Siyasetçi... Sivil toplum lideri... Kanaat önderi... Kalabalıktık.
Yemeğin ortasında eski milletvekili, Ankara Ticaret Odası eski başkanı Sinan Aygün'ün cep telefonuna bir mesaj düştü... "Avukatından."
Mesaj... "Müjdeli" bir haberdi... "Mahkeme kararı."
T.C. İstanbul 4.Ağır Ceza Mahkemesi... Sinan Aydın Aygün... Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme... Temyiz edilmeden beraat.
Silahlı terör örgütüne üye olma... Temyiz edilmeden beraat.
Sinan Aygün "Ergenekon" sanıklarındandı.
Dava... Yıllar sonra karara bağlandı.
Masadakiler... Sinan Aygün'ü kutladılar.
Ve sonra... "Günün sorusu" soruldu:
-Beraat kararının kutlaması ne zaman?
"Karar... Kutlama gelecek hafta... 22 Kasım- Cuma."
***
Mini anket
Çarşamba gecesi... Millet televizyonun başında... Herkes ABD'den gelecek açıklamalara kilitlenmiş durumda.
Sonunda... İki lider... Trump ve Erdoğan... Söyleyeceklerini söylediler.
Hemen "Etrafa" baktık... Bir mini kamuoyu yoklaması.
Herkeste bir "Rahatlama" gözledik.
Ve... Çok kişiden de şu sözleri dinledik:
-Erdoğan iyi ki ABD'ye gitti... Gitmeseydi yanlış yapardı.