Türk siyasetinden bir "Beyefendi" geçti... Ferruh Bozbeyli... Şairi (Âşık Veysel) hatırladık:
"Var mıdır dünyaya gelip de kalan.
Gülüp baştan başa muradın alan,
Muradı maksudu hepisi yalan,
Ölümü dünyada hakikat gördüm."
Anılar... Anılar...
Düğününe katılmıştık... Ankara'da... Şimdi yerinde yeller esen "Bulvar Palas'ta."
Denizli'ye... Hasan Korkmazcan'a "Kız istemeye" gidecekti... "Birlikte gidelim, yolda sohbet ederiz" demişti... Ne günlerdi.
1980 öncesi... Bir "Konut Kooperatifi" kurulmuştu... "Mutluköy."
İhsan Sabri Çağlayangil, Ferruh Bozbeyli, Köksal Toptan, Cahit Karakaş, Ertuğrul Günay... Komşuluk edecektik... Aynı kooperatifteydik.
1980... Darbe oldu... Ferruh Bey ve daha pek çok siyasetçi "Kooperatif aidatını ödemekte sıkıntı çekti... İnşaat durdu."
92 yaşındaydı... "Temiz bir isim" bırakarak aramızdan ayrıldı... Allah rahmet eylesin.
***
Anılar... Anılar...
Sene 1969... Seçim yapıldı... 12 Ekim.
Adalet Partisi... Yüzde 46.5 oy... 256 milletvekili... Tek başına iktidar.
Başbakan Demirel... "Hemen hükümeti kurdu."
Demirel, kabineye daha önceki hükümette (1965-1969) bulunan bazı isimleri almadı... "Dr. Sadettin Bilgiç, Dr. Faruk Sükan, Mehmet Turgut gibi."
Parti içinde kaynama başladı... "Dosyalı muhalefet" harekâtı.
Demirel "Kimin ne sorunu varsa gruba getirsin" dedi... Fakat... İç muhalefet, sorunları "Medyaya servis etme" yolunu seçti.
1970 bütçesinin oylanmasından bir gün önce... Sadettin Bilgiç ve arkadaşları... Siyaset tarihine "41'ler" diye geçen isimler... "Sabaha kadar toplantı yaptılar."
Parti içi muhalefetin aldığı karar... "Bütçeye kırmızı oy verelim... Hükümeti düşürelim."
Ve... 41'ler... Kendi partilerinin hükümetini düşürdüler.
Oysa... Aynı hükümetin "Kurulmasının" üzerinden 100 gün bile geçmemişti.
***
Yürüyen Tekere Çomak Sokmak
Süleyman Demirel... 41 kırmızı oy karşısında... "Sanki gök kubbe başıma yıkıldı" demişti.
Ve istifasını Çankaya'ya vermişti.
41 milletvekilinin "26'sı partiden ihraç edildi."
15'ine ise... "Değişik disiplin cezaları."
Bu arada... Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay "Yeni hükümeti kurma görevini" yine Demirel'e verdi.
Yeni hükümet kuruldu... Göreve başladı.
Demirel'e sormuştum... Yıllar sonra:
-Arkadaşlarınız sizin hükümetinizin bütçesine neden ret oyu verdiler?
Demirel "Kıskançlıktan" demişti:
-Çekememezlikten... Yürüyen tekere çomak soktular.
***
Rüzgâr Gibi Geçti
Ağır toplar... Eski kurtlar... Demokratik Parti'yi kurdular... Ferruh Bozbeyli'yi Genel Başkan yaptılar.
Yanlarına Adnan Menderes'in iki oğlu (Yüksel ve Mutlu Menderes) ile Celal Bayar'ın kızını da (Nilüfer Gürsoy) aldılar.
1973 seçimlerinde yüzde 11.9 oyla "45 milletvekili" çıkardılar.
Sonra... Partide "Kıpırdanma" başladı... Çiviler gevşiyordu.
Genel Başkan Ferruh Bozbeyli dedi ki:
-Demokratik Parti'nin tek çivisi bile sökülemez.
Ama... Çiviler tek tek söküldü... Demokratik Parti çöktü... Sadettin Bilgiç dâhil pek çok "Yıldız" Adalet Partisi'ne geri döndü.
Bozbeyli... Dik duran, dik yürüyen insandı... Gitmedi... Partinin kapısına kilit vuruldu... Ve... "Siyasete veda etti... Köşesine çekildi."
Demokratik Parti... Bir rüzgârıdı... Esti geçti.
***
Üslup
Demokratik Parti'yi kuranların çoğu 1973 seçim kampanyasında "Eski partileri... Eski liderleri" için söylemediklerini bırakmadılar.
"Belden aşağı" vurdular.
Ferruh Bozbeyli... "Üslubunu... Edebini" hiç bozmadı.
Ağzından "Yakışıksız söz" çıkmadı.
Ama... Demirel'e "Ağza alınmayacak sözleri edenler", daha sonra Adalet Partisi'ne dönmüşlerdi... Demirel'in yanındalardı.
***
Kadere Bak!..
Demirel'in hükümetini "Demirel'in arkadaşları" düşürdüler... 13 Şubat 1970.
Birinci Boğaz Köprüsü'nün "Siyasi mimarı" Süleyman Demirel, köprünün temelini ne zaman attı?
10 gün sonra... 23 Şubat 1970.
Demirel'in "İlk köprünün" temelini atarken "Konumu... Statüsü" neydi?
"İstifasını vermiş... Fakat yeni hükümet kurulana dek Başbakanlık görevine devam eden... Ve yeni hükümeti kurmakla görevlendirilen Isparta Milletvekili."
***
Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar
Resepsiyon vardı... 30 Ağustos... Merkez Orduevi kalabalıktı... Ama...
Köşede "Unutulmuş... Yalnız bir adam" vardı... Ferruh Bey.
Nida Tüfekçi'nin bir türküsü ile takılmıştık:
"Engine de deli gönül engine,
Şimdi rağbet güzel ile zengine."
Yanıtını... Dün gibi hatırlıyoruz... Köşemizde yazmıştık... SABAH... 2 Eylül 2009.
Elbette istisnaları var ama genelde böyle.
Türk insanı haklıyla birlikte olmaktansa, güçlüyle birlikte olmayı tercih ediyor.
Haklının yanında olmak zahmetli iş... Yorgunluk... Yarın ne getirir bilinmez.
Ama güçlünün yanında olmak öyle mi?.. Güçlünün gölgesi bile güneşten korunmaya yeter.