Maçın bitmesine 12 dakika kala yorgunluk başlar ya... Gerilim artar ya... Gereksiz faul yapılır ya... İstanbul seçimine 12 gün kala "Benzer manzaralar" sergileniyor.
Özellikle de CHP adayı Ekrem İmamoğlu ve çevresi "Öfke kontrolünde" iyi sınav vermiyor.
Binalı Yıldırım... Deneyimli... Sakin... "Öyle toplara girmiyor." Doğrusunu yapıyor.
Ekrem İmamoğlu Karadenizli... Malum, Karadeniz insanı "Çabuk parlar." Ama... İstanbul gibi büyük bir kentin Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olan kişi "Öfkesini kontrol edebilmeli."
***
Bunlar... Güzel Şeyler
Geçen seçim... 31 Mart 2019 seçimi... Siyasi tansiyon çok yüksekti.
Bu seçim... 23 Haziran 2019 seçimi... Tansiyon eskisi gibi değil... Düşük.
Cumhurbaşkanı Erdoğan... İlçe ilçe, meydan meydan dolaşmıyor.
Ölen CHP milletvekilinin eşini, çocuğunu arıyor, başsağlığı diliyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gerilim dozu yüksek konuşmalar yapmıyor.
Doğrusu da bu... Bunlar güzel şeyler.
***
Adaylar TV'ye Çıkmalı
Çıkmalılar... Soruları yanıtlamalılar... Projelerini anlatmalılar.
Başka ülkelerde oluyor, bizde neden olmasın.
Ayrıca... Geçmişte... Bizde de yapıldı.
Uğur Dündar keşke "Moderatör" olsaydı... Ama "Hayır" dedi... Kendi tercihi... Anlayışla ve saygıyla karşılamak gerek.
"Aranan moderatör..." Bulundu:
İsmail Küçükkaya.
Yayını merak ve heyecanla bekliyoruz.
***
Anketçiler... Hep Aynı
Anketçi çok... Ama değişen bir şey yok.
Anketçi var... "Gördüğünü" söylüyor.
Anketçi var... "Gönlündekini" söylüyor.
***
Büyük Seçim
İstanbul... Dünyanın büyük şehirlerinden... 23 Haziran seçimi "Önemli olay."
Pazar günü Kazakistan'da "Başkanlık" seçimi yapıldı... Kullanılan oy "İstanbul'un seçmen sayısının altında."
İstanbul'un... 10 milyon 570 bin 939 seçmeni var.
Gürcistan, Hırvatistan ve Estonya'nın nüfuslarının toplamı "İstanbul'un seçmen sayısından az."
Danimarka... Bosna... Finlandiya... İrlanda... İsviçre... İsrail... İsveç... Bu ülkelerden hiçbirinin nüfusu "İstanbul'un seçmen sayısına yetişemiyor."
Böyle olunca da... Büyük dağların büyük dumanı olur misali... İstanbul seçiminin de günlerdir gündemin ilk sırasına oturması doğal.
***
VIP-1
Darbeden (12 Eylül 1980) sonra Bülent Ecevit bir süre Hamburg Üniversitesi'nde ders verdi.
Onu VIP'te gören olmadı... Yolcu salonunu kullandı.
Bir defasında uçakta karşılaştık... Ben önde oturuyordum... Hostes "Bülent Bey ve eşinin de uçakta olduğunu" söyledi... Arka sıralarda.
Hostese sordum:
-Önde boş yerler var... Bülent Bey'i davet edebilir miyim?
-Elbette.
Ecevit'in yanına gittim... "Ön sıraya gelmez misiniz" dedim... Teşekkür etti... Gelmedi.
Bülent Bey bir şey mi kaybetti?... Bin kez hayır.
***
VIP-2
Cem Kozlu... THY Genel Müdürü iken uçağa bazen VIP'ten geçerek binerdi, bazen de yolcu salonundan.
Bir gün yolcu salonunda karşılaştık... Sorduk:
-Neden VIP'te değilsiniz?
-Burası daha iyi... Aksaklık var mı, bakıyorum... Gördüklerimi not ediyorum... İlgili arkadaşlara söylüyorum.
***
VIP-3
Babam Hac'da vefat etti... Mekke'de, Cennet-ül Mualla'da yatıyor.
Canan'la birlikte umreye gitmiştik... Rahmetliye.
Dönüşte... Uçakta... Önde oturuyorduk... Business Class'ta.
Dönemin TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in eşi Gülten Hanım, arka sıralarda... "Ekonomi sınıfında."
Uçak havalanınca Gülten Hanım'ın yanına gittim:
-Yer değiştirelim... Ben, sizin yerinize oturayım... Siz öne geçin... Eşimin yanına.
Gülten Çiçek "Teşekkür ederim" dedi:
-Biraz önce hostes hanım da öne geçmemi istedi... Kabul etmedim... Benim biletim ekonomi sınıfı... Ne olur ısrar etmeyin... İlginize teşekkür ederim.
***
VIP-4
Ekrem İmamoğlu eğer Ordu Valisi'ne telefon etseydi...
"Vali Bey... Sizden bir ricam var... Eşimle ve dostlarımla VIP salonunu kullanabilir miyim" deseydi...
Ordu Valisi "Hayır... VIP'ten geçemezsiniz" mi diyecekti.
Ordu Valisi Seddar Yavuz'u iyi tanırız.
Adımız kadar eminiz, "Elbette Sayın İmamoğlu... Size ve eşinize iyi yolculuklar dilerim" yanıtını verecekti.
***
Yanlış
Valiye hakaret etmek... Yanlıştır.
Valiye hakaret etmek oy getirmez... Hakaretin kimseye yararı yoktur.
Hakaret, siyaset yapmak değildir.
