Binali Yıldırım ile dolu dolu bir hafta... Çin, Kırgızistan, İran...
Pazar günü (2 Aralık) gittik...
Cumartesi akşamı (8 Aralık) döndük... Dönüş yolunda... Tahran-Ankara uçuşunda sohbet.
Aile "Bu işlere...
İstanbul adaylığına" ne diyor?
Milletvekili... Bakanlık...
Başbakanlık... Meclis Başkanlığı... Aile "Artık bırak... Yeter" demiyor mu?
Bunlar sorulunca... Binali Bey sustu.
Suskunluk sürecinde "Bir Kayseri deyimiyle" biz söze girdik:
- Peder ne der, kader ne der?
Binali Bey güldü:
- Evet... Peder ne der, kader ne der?... Kader çizgimizde ne varsa göreceğiz.
***
Sıcak gündem
İstanbul Büyükşehir Adaylığı... Binali Yıldırım'ın "Konuşulmasını istemediği" konu.
Ama... O istese de, istemese de "Konu sıcak gündemde." "Israrlı... Üstü örtülü...
Dolambaçlı sorulara" TBMM Başkanı'nın kısa yanıtı:
- Şu anda sorumluluğunu taşıdığım bir görevim var... Görevimin gereğini yapıyorum.
Yanıtın tercümesi:
- Bütçe geçsin... Meclis, gündemindeki konuları bitirsin...
Adaylığım resmen açıklansın...
Ondan sonra konuşayım.
***
Sosyal medya
Siyaset... Seçim... Sosyal medya... Binali Bey "Bu konuya" nasıl bakıyor?
Şöyle bakıyor:
2014'te... İzmir-Büyükşehir adayı iken sosyal medyayı kullandım.
24 Haziran 2018 seçimlerinde de kullandım.
Sosyal medya üzerinden tartışma programına katıldım... Aykırı sorulara yanıt verdim.
Sosyal medyadan korkmamak lazım.
***
Reel siyaset
Seçim... Sokak... Vatandaşla ilişki... Bunlar konuşulurken Binali Yıldırım dedi ki:
Vatandaşla muhabbet seçimden seçime olmaz?
Sürekli olur... Vatandaştan uzaklaşmamak lazım.
Seçimden seçime gidersen vatandaş şöyle der: "Hoş geldiniz... Şimdiye kadar neredeydiniz?"
***
Fıtrat
Siyasette sık kullanılan sözlerden.
Uçaktaki sohbette...
"Halkla ilişki" konusu derinleşince...
Meclis Başkanı Binali Yıldırım bu sözü kullandı... "Fıtrat" dedi:
Vatandaşla temas... Sürekli iç içe olmak...
Halktan hiç kopmamak...
Zor bir iştir.
Yani planlayarak yapılan, önceden hesaplanan bir şey değildir.
Yani... Sizin fıtratınızda olan bir olay.
Eğer fıtratınızda varsa, davranışınız doğalsa, vatandaş zaten hemen anlıyor ve size ona göre karşılık veriyor.
O bakımdan ben aktif siyasete girdiğim ilk günden beri vatandaşla muhabbetimi hiç eksiltmedim.
***
Dedikodu
Binali Yıldırım şunu dedi...
Hayır bunu dedi...
İstanbul-Büyükşehir Belediye Başkanı olursa, protokoldeki yerinin neresi olacağını öğrenmek istedi... Ortada laf çok.
Sahi... Binali Bey "Böyle konularda" bir şey söyledi mi?
TBMM Başkanı önce tebessüm etti.
Sonra da "Dedikodu diye" devam etti:
- Gülümsüyorum... "Ya ben bunları ne zaman söylemişim" diyorum.
***
En yüksek makam
Uçakta... Yatırım, hizmet, siyaset üzerine sohbet sürerken... Yine "Üstü örtülü sorularla... Dolaylı yollardan" söz İstanbul'a geliyor...
Büyükşehir adaylığına.
Binali Yıldırım "Yine topa girmiyor." Sadece... Şunları söylüyor:
Makamların en yükseği milletin gönlündeki makamdır.
Millet bize fırsat ve imkân verirse çalışırız.
Tamam derse de orada bırakmasını biliriz.
***
Hırs ve akıl
Hırs... Siyasetin "Olmazsa olmazı." Siyasetçi isen "Hırsın" da olacak... "İddian" da...
"İnancın" da...
Ama... Siyasetçi "Hırsını kontrol etmesini" de bilecek?
Hırs... "Aklın önüne geçmeyecek." Hırsı, aklının önünde giden o kadar çok siyasetçi oldu ki...
Hangi birini sayalım?... Hepsi de silindi gitti.
Tanıdığımız Binali Yıldırım'ın önemli bir özelliği...
"Hırsı" elbette var... Ama "Hırs ve akıl" dengesini iyi biliyor.
Hırs... Aklın önüne geçmiyor.
Bunca yıl "Tökezlememesi... İhtiyaç anında aranan adam olması...
Çevresine güven vermesi" bu yüzden.
***
Nokta
Uçak sohbetinden son not...
Binali Yıldırım'ın bir sözü...
Hani ne derler?... Kitabın tam ortasından:
- Bulunduğum pozisyonun sihrine hiç kapılmadım... Koltuktan güç almadım... O koltukları itibarlı hale getirecek işler yaptım.
Doğru... Makam, Binali Bey'i "Hiç bozmadı."