Konsoloslukta cinayet... Af tartışmaları... Yerel seçim... İttifak... Kırmızı çizgiler... Grup konuşmaları... Suçlamalar... Ses yükseltmeler... "Gelişmeler, aksiyon filmi gibi."
Bu aşamada yapılması gereken "Lütfen biraz sükûnet... Ve aklıselim."
İşi "Hakaret boyutuna" tırmandırmanın gereği yok... Kimseye yararı da yok.
Demir Lady (Margaret Thatcher) anılarında ne diyordu?... Hatırlayalım:
- Hakaret, siyaset yapmanın yerini tutamaz... Panik belirtisidir.
***
Yol ayrımı
Devlet Bahçeli "Yerel seçimle ilgili hiçbir ittifak arayışımız kalmadı" dedi ve ekledi:
- Kendi göbek bağımızı kendimiz keseriz.
Bahçeli'nin söylemi bir "Rest" çekiş.
Erdoğan anında "Resti" gördü:
- MHP'nin kararına saygı duyarım... Madem öyle diyorlar... Biz de "Herkes kendi yoluna" deriz.
Hani bir söz var... Bugün gelinen noktaya uygun... "Tak sepeti koluna, herkes kendi yoluna."
***
Ne dediysek o
Görünen köy kılavuz istemez... Yerel seçimde ittifakın olmayacağı belliydi... Defalarca yazdık.
"Yerelde ittifak" için demiştik ki:
Nafile... Bu kuyudan kolay kolay su çıkmaz (6 Eylül 2018).
Yerel seçimde/pratikte böyle bir ittifak zor (7 Eylül 2018).
Özetle... "Sonuç" sürpriz değil.
***
Çanak çömlek patladı mı?
Hayır... Patlamadı.
"Cumhur ittifakı... Meclis çalışmalarında işbirliği... Gelecek milletvekili seçiminde birliktelik" sürer.
"Çatlayan" sadece yerel seçim ittifakı.
"Çatlatan" olay ise... Af tartışmaları.
Ak Parti'nin bu konudaki tavrı çok netti... Erdoğan "Kızılcahamam kampında" açık açık söyledi.
Ama... MHP'nin de belli ki "Angajmanı... Tabana verilmiş bir sözü vardı."
Ak Parti'den destek gelmeyince... Af işi yatınca... Yine belli ki MHP yönetimi "Taban baskısıyla" karşılaştı... Ve Bahçeli de "Sertleşti."
***
Nokta atışı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün Ak Parti Meclis Grubu'nda "Cemal Kaşıkçı olayı" konusundaki söylemini bütün dünya izledi.
Erdoğan "Kitabın ortasından" konuştu:
- Bu bir siyasi cinayettir.
Nokta.
***
Diz boyu pislik
Amerika onu dedi, Almanya şunu dedi, Suudi Arabistan bunu dedi... Geçiniz.
Görünen o ki... Suudi Arabistan yönetimi "Gırtlağına kadar" bu işe bulaşmış.
Suudilerin bu "Pisliği" temizlemesi zor.
Erdoğan'ın "Cinayete karışan 18 kişi İstanbul'da yargılansın" sözlerine gelince; Suudilerin bu "Teklifi... Talebi" karşılamaları da zor... Çok zor... İmkânsız.
Zira... "Alın, siz yargılayın" deseler, bütün "Pislikleri" ortaya dökülecek.
***
"Diğer ülkelerdeki..."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı dinlerken bir sözünün altını çizdik:
- Cemal Kaşıkçı cinayetinin diğer ülkelerdeki suç ortaklarının da ortaya çıkarılması gerekiyor.
Erdoğan herhalde bu sözü "Durduk yerde" söylemedi.
Bir bildiği olduğu belli.
Cinayet... Tam bir "Organizasyon... Büyük organizasyon... Planlı programlı bir organizasyon."
***
Arabın yalellisi
Suudi Arabistan'ın yaptığı açıklamalar için söylenecek tek söz bu olsa gerek... "Arabın yalellisi."
"Yalelli" haftalarca sürecek... Aylarca... Arabın soruşturması, dedik ya, tam "Yalelli."
***
İki kırmızı çizgi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "İki sözü", iki kırmızı çizgi:
1. Vahşi cinayet sınırlarımız içinde işlendi... Bu işin peşini bırakmayacağız.
2. Türkiye, insanlığın ortak vicdanının takipçisi.
Türkiye bu iki kırmızı çizgiyi gündemde tutacak tutmasına da... Türkiye'nin bu "Vicdanlı tavrından... Kararlılığından" öyle görünüyor ki, Suudi Arabistan hayli rahatsız olacak.
***
Amerika'dan mektup var
Dün "Yerel seçim kulislerine" girmiştik.
"İstanbul-CHP" konusunda... Muharrem İnce, Gürsel Tekin, Akif Hamzaçebi'nin yanı sıra, bir "Sürpriz isimden" söz etmiştik... İlhan Kesici.
"Amerika'da... NATO Parlamenter Asamblesi toplantısında" olan Kesici'den bir mesaj geldi:
Sevgili Yavuz Bey... Amerika'dayım... Burada saat henüz sabah dört.
Benim böyle bir düşüncem yok.
Ben bu görevi (İstanbul Büyükşehir adaylığı) tam 24 sene önce yapmıştım (Anavatan Partisi adayı idi).
Yerel yönetimlere ilgi duymadığımı sen en iyi bilenlerdensin.
Sevgi ve saygılarımla.
Bizden de sevgiler saygılar... İyi Amerikalar.