Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Dersimiz siyaset

Sadece sporcular değil "Siyasetçiler de" kampa girerler.
CHP'nin Abant kampında...
Seçim hazırlığı bağlamında...
"Etkili iletişim teknikleri" de konuşuldu (28-30 Eylül 2018).
"İki uzman" ders verdi:
"Eh... Tabii ki de...
Anladın mı?... Coll" gibi ifadeler kullanmayın.
Konuşurken "Ensenizi kaşımayın, yutkunmayın."
Olur olmaz gülmeyin...
"Sırıtmayın."
Kürsüde "Kravat düzeltmeyin, saate bakmayın."
Halkın karşısında "Bacak bacak üstüne atmayın." Dersler güzel olmasına güzel de... CHP'nin asıl ihtiyacı "Böyle dersler" değil ki.
CHP'ye gereken dersler...
"Değişim" dersi... "Halka inme" dersi... "Siyaset üretme" dersi... "Yapamayan gider, yapacak olan gelir" dersi... "Milli iradeye ve sandığa saygı" dersi...
"Özeleştiri" dersi.

***


Genelge... "Bohçacı kadın"

Geçmişte de CHP'de "Böyle dersler" verilmişti.
Seçim kazanmak için "Halkla iletişim kurma teknikleri... Etkili propaganda şekilleri" ile ilgili dersler.
Parti örgütüne "Genelge yollandığı bile" olmuştu.
Örneğin... 1953'te... CHP'nin kadın kollarına "Şunlar yapılmalı" diye genelge gönderilmişti...
Kaynak: CHP'nin yayın organı Ulus Gazetesi... 6 Eylül 1953.
Genelgede "Madde" çok.
Hepsini yazsak yerimiz yetmez...
Sadece "İki maddeyi" paylaşalım:
Her mahalle veya köyde evlere girip çıkabilecek ve propaganda yapabilecek evsafta bir veya birkaç kadın bulmak.
Memur olmayan kasaba ve köy ebelerini, hastabakıcı ve hemşireleri, emekli kadın öğretmenleri, işçi kadınları ve bohçacı kadınları vazifelendirmek.

***


Sadece bohçacı yetmiyor

Seçim sadece "Bohçacı kadınla" kazanılmıyor.
Seçim "Halka inmekle... Halka güven vermekle... Kadroyla...
Programla... Vizyonla...
Çalışmakla" kazanılıyor.
CHP 1953'te "Bohçacı kadın" genelgesi yayınladı.
1954 seçimlerinde Adnan Menderes'in Demokrat Partisi...
"Yüzde 57.6... Tek başına iktidar."

***


Nasrettin Hoca'nın gözyaşları

Kemal Kılıçdaroğlu geçenlerde Eskişehir'deydi... 6 Ekim- Cumartesi.
Konuşmasında Eskişehir- Büyükşehir Belediye Başkanı Prof.
Yılmaz Büyükerşen'den "Övgüyle" söz etti.
"Eskişehir adayının yine Büyükerşen olacağının" işaretini verdi.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını izlerken...
Aklımıza "Nasrettin Hoca'nın köyüne (Şimdi mahalle) yaptığımız ziyaret" geldi.
Eskiden köydü... Sonra belde... Belediyesi vardı...
Eskişehir sınırları içinde...
Sivrihisar'a 20 kilometre...
Eskişehir "Büyükşehir statüsüne" girince... Nasrettin Hoca "Mahalle" oldu.
Nasrettin Hoca'nın evi yıkık döküktü... Defalarca gittik... Yazdık...
Eski Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç ilgilendi... Ertuğrul Günay da.
Harabe halindeki ev onarıldı...
Müzeye çevrildi.
Beldedeki evlerin duvarlarında Nasrettin Hoca fıkraları yazılıydı...
Renkli Nasrettin Hoca karikatürleri vardı.
Her yıl şenlik yapılırdı...
Bulgur pilavı... Ayran... Folklor...
Gelen giden çoktu... Turizm bereketi.
Eylülün sonuna doğru... Osman Altınışık'la birlikte Afyon'dan dönerken... Ana yola 4 kilometre mesafedeki "Nasrettin Hoca'ya" girdik.
Duvarlardaki yazılar, karikatürler silinmiş.
Nasrettin Hoca'nın evi dökülüyor.
Evin avlusunda 3 kadın... Erişte, domates satıyorlar... Ziyaretçi gelirse alır diye... Ama gelen giden yok.
Her yıl yapılan Nasrettin Hoca şenliği artık burada değil... Sivrihisar'a alınmış.
Meydandaki kahvede "Suratlar bir karış." İnsanlar dediler ki:
- Sahipsiz kaldık.
Hemen Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici'yi aradık...
Ankara Milletvekili... Ama "Sivrihisarlı." Nasrettin Hoca'nın "İçler acısı durumunu" anlattık.
"Biliyorum... Üzgünüm" dedi:
- Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy'dan randevu istedim... Görüşeceğim...
Nasrettin Hoca için elimizden geleni yapacağız.
Ankara-Eskişehir arasında hızlı tren olunca, Eskişehir'in siyaset adamları herhalde karayolu ile gitmiyorlar.
Karayolu ile gitseler... Belki Nasrettin Hoca "Mahallesine" uğrar, "Hocamızın" evinin perişanlığını görürler.
Üzüldük.
"Umudumuz" Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'da.

***


Nasrettin Hoca ile Messi

Eskişehir-Ankara yolunda... Nasrettin Hoca köyünün (mahallesinin) girişinde...
"Eşeğe ters binmiş Nasrettin Hoca heykelinin" yanından geçerken... Cep telefonumuza bir fotoğraf düştü.
Mardin'e gezmeye giden, emekli Yargıtay üyesi Tanju Gülan göndermiş.
Mardin'de... Eşek sırtında bir çocuk...
Üzerinde FC Barcelona forması...
Formanın arkasında "Messi" yazıyor.
Hiç güleceğimiz yoktu... Kahkahayı bastık.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA