Kabine açıklanınca... Bekir Pakdemirli "Tarım Ve Orman Bakanı" olunca...
Aklımıza "Bu masal" geldi.
Masalda anlatılanların tamamı "Gerçek."
"Olaylar" da, "İsimler" de.
***
Nuran öğretmen
Bakan Bekir Pakdemirli'nin annesi (Allah ömür versin) Nuran Hanım, "İmam Hatip'te İngilizce öğretmeni" idi.
Bir gün... "Düdük çalındı."
Demokrasi askıya alındı.
Meclis kapatıldı.
"Tarih... 12 Eylül 1980...
Darbe." Darbeden sonra "Müdür", Nuran öğretmeni çağırdı:
- Hocanım... Başını açacaksın.
Nuran öğretmenin başı kapalıydı ama... Öyle türban falan değil.
Başında "Bone" vardı.
- Müdür Bey... Yapamam... Boneyi çıkaramam.
- Öyleyse bundan sonra okula giremezsin.
Nuran öğretmen eve döndü... "Hüngür hüngür."
Kocası... Prof. Ekrem Pakdemirli "Ağlama Hanım" dedi:
- İstersen peruk tak... İstersen öğretmenliği bırak.
Nuran Pakdemirli ertesi gün "Ağlaya ağlaya istifa etti."
***
Başbakanlık "böyle gitti"
Turgut Özal Cumhurbaşkanı seçilince... Prof. Ekrem Pakdemirli'yi çağırdı:
- Ekrem... Seni ne kadar sevdiğimi, takdir ettiğimi bilirsin... Benden sonra partinin (Anavatan) ve hükümetin başına geçmeye layık kişisin.
- Teşekkür ederim.
- Fakat... Bir sorun var... Eşinin başı kapalı.
- Turgut Abi... Eşimi tanıyorsunuz... İngilizcesi var... İki fakülte mezunu.
- Biliyorum Ekrem... Fakat asker var... Üniversite var... Basın var... Bu kesimler çok önemli... Sen Başbakan olunca "Eşinin başı kapalı" diye tutturacaklar.
- Turgut Abi... Ne yani?.. Başbakan olacağım diye, bu saatten sonra, bunca yıllık karımdan boşanayım mı?
Sonuç...
Nuran Hanım'ın bonesi... "Bakan Bekir Pakdemirli'nin babası" Prof. Ekrem Pakdemirli'yi "Genel Başkanlık ve Başbakanlık'tan etti."
***
"Ekrem bu..."
Ekrem Pakdemirli Ulaştırma Bakanı olunca...
Uçaklarda "Sigara yasağı" getirdi.
Bu yasak üzerine... Semra Özal... Bir gün... Başbakan Turgut Özal'ın yanında... Ekrem Pakdemirli'ye dedi ki:
- Yarın THY uçağına bineceğim... Puromu yakacağım... Ne yapacaksınız?
- Hanımefendi... Böyle bir şey yapmamalısınız.
- Ya yaparsam?
- Kabin amiri sizi nezaketle uyarır ve elinizdeki puroyu alır.
Turgut Özal gülmeye başladı:
- Hanım... Ekrem bu... Yapar mı yapar.
***
Önemli
Siyasete atılmadan önce... Siyaset yaptığı dönemde... Ve daha sonrasında... "Prof. Ekrem Pakdemirli hep dostumuzdu."
Bir sohbetimizde rahmetli Ekrem Hoca "Siyasette iki şey çok önemli" demişti: 1. Dinlemeye önem vereceksin. 2. Atamayacağın taşı yerinden kımıldatmayacaksın.
***
Süper aktif
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin babası "Ekrem Hoca" aktifti... Ama ne aktif. "Hiper aktif" sözü... "Solda sıfır" kalır. "Süper aktifti."
Bazen... Sabah saat 06.00'da bakanlığa giderdi.
Bakan erken kalkınca... "Bürokrasinin" uyuması mümkün mü?
***
Bir kahvaltı anısı
Ekrem Pakdemirli... Tavlacıydı...
Tavlada çok iddialıydı.
Ve bir de... Şakacıydı.
Meclis'te karşılaştık... "Kahve içelim" dedi ve ekledi:
- Ben seni ararım.
Sonra Özel Kalem Müdürü aradı:
- Bakan Bey yarın sabah saat altıda sizi bekliyor... Bakanlığa kahve içmeye.
Güldük... Bir mazeret uydurduk... Gitmedik.
Ertesi gün Prof. Pakdemirli telefon etti:
- Haklısın... Sabahın altısı erken... Yarın sabah saat yedide seni kahvaltıya bekliyorum... İstanbul'da... Tarabya Otel'de.
Gittik mi?... Evet.
Gittik... Uzun uzun sohbet ettik... Daha dün gibi aklımızda.
***
"Acılı" bir not
Dosttuk... Fakat "Elini sıkmazdık." Karşılaşınca... Ekrem Hoca "Elini uzatırdı." Biz uzatmazdık.
Sonra... Gülerdi...
"Kucaklaşırdık." Prof. Pakdemirli'nin elini bir kez sıkmıştık.
Elimizi öyle bir sıkmıştı ki...
Parmaklarımız günlerce sızlamıştı... Kırıldı sanmıştık.
Bu bize ders oldu... Daha sonra "Onun elini hep havada bıraktık."
***
Anne ve baba
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile "Tanışıklığımız, hukukumuz" yok.
Fakat... Annesini, babasını iyi tanırız.
Annesi... Hani filmde "Senin annen bir melekti" derler ya... Nuran Hanım da öyle.
Bakan Bekir Pakdemirli'nin babasına gelince...
"Adamdı... Adam gibi adam."