Geçmişte... Yine yakın siyasi tarihte...
Meclis'teki "Üçüncü partinin... Doğruyol Partisi'nin" sözcüsü olan Esat Kıratlıoğlu, Başbakan Turgut Özal'ı eleştirirken "Ölçüyü" kaçırmıştı:
- Turgut kudurmuş.
Oysa... Kıratlıoğlu ile Özal "Eski dostlardı." Birbirlerine "Esat" diye, "Turgut" diye hitap edecek kadar yakınlardı.
Ama... Siyasette bazen "Fren patlayabiliyor." Sonra... Neler mi oldu?
Özal mahkemeye gitti.
Mahkeme...
Kıratlıoğlu'nu, yanlış hatırlamıyor isek, 5 milyon lira ödemeye mahkûm etti (Dönem... Parada 6 sıfırın daha olduğu dönem).
İki eski dost küstüler...
Meclis'te karşılaştılar, birbirlerine selam vermediler.
Aradan zaman geçti... Turgut Özal Cumhurbaşkanı seçildi...
Seçime gidildi, DYP iktidara geldi (DYP-SHP koalisyonu).
Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Çankaya Köşkü'nde yeni yıl resepsiyonu verdi...
Parti yöneticileri de davetliydi.
Esat Kıratlıoğlu, eşiyle birlikte Köşk'e gitti.
"Karşılaşmaları" aynen şöyleydi:
- Esat... Eski dostum, sevgili kardeşim...
Geldiğine ne kadar sevindim bilemezsin...
Sahi... Bana o ağır sözü neden söyledin?
- Turgut... Sayın Cumhurbaşkanım...
Aziz arkadaşım...
Sen bizim parti için ağır konuşunca... Ben de kendime hâkim olamadım...
O yakışıksız sözü ettim.
Ve... Kucaklaştılar.
Geçenlerde... Esat Abi ile birlikteydik... "Bu olayı" konuşurken...
Kıratlıoğlu dedi ki:
- İyi ki davetine katıldım, Çankaya'ya gittim... İyi ki barıştık, helalleştik.