Türk siyasetinin "Affedersin...
Ağzımdan kaçtı... Öyle demek istememiştim...
Kusura bakma...
Bana yakışmadı...
Özür dilerim" refleksleri çok zayıftır.
Ağzından yakışıksız bir söz çıkan... Sonra pişman olan...
"Keşke söylemeseydim" diyen siyasetçi yok denilecek kadar azdır.
"Yakın siyasi tarihten" bir anı.
Başbakan Turgut Özal, kendisini eleştiren ana muhalefet lideri Erdal İnönü için "Boyu uzun aklı kısa" gibi sözler ederdi.
Bir gün...
Özal "Vites yükseltti." İnönü'ye "Sen git küçük Turgut'la uğraş" dedi.
SHP
(Sosyal Demokrat Halkçı Parti) Genel Başkanı İnönü "Böyle bir üsluba yanıt vermeyeceğini" söyledi.
Özal "Olayı" geçiştirmek istedi:
- Ben "Küçük Turgut" sözünü şaka amacıyla söyledim... "Torunum Turgut'u" kastettim...
Erdal Bey de bana "Boyu kısa... Fitne fücur" diyebilirdi.
İnönü'nün tepkisi şöyleydi:
- Hayır... Kimsenin boyu ile alay edemem...
Söylediği sözü Sayın Başbakan'a yakıştıramadım.
Turgut Özal "Frene bastı." "Evet" dedi:
- Sayın İnönü haklı...
Küçük Turgut esprisi bana yakışmadı.