Sevinilecek bir olay... Oy kullanmada "Randevu alma sistemi" kalktı.
Biliyorsunuz... Yurtdışındaki Türk seçmen... Seçimde oy kullanmak için "Türkiye'ye gelmek zorundaydı."
Sonra... "Bulundukları yerde oy kullanmaları için" gereken düzenleme yapıldı.
Fakat... Bu düzenleme "Hatalıydı... Sakattı."
Zira... Seçmene denildi ki:
- Oy kullanmak için önceden randevu alacaksın.
Devletimiz... "7 bölgede" salon kiraladı.Ve seçmenin bunlardan birine gitmesi istendi.
7 yer... Berlin... Düsseldorf... Essen... Hannover... Frankfurt... Karlsruhe ve Münih.
10 Ağustos 2014'te... Cumhurbaşkanlığı seçiminde "Bu sistem" ilk kez uygulandı.
Sonuç... Tam bir fiyasko oldu.
***
Almanya'daki Türkler... Hepsi işadamı değil ki.
İşçisi var... Emeklisi var... İşsizi var.
İnsanlar oy kullanmak için
200-300 km yol gitmek zorunda kaldılar... Ki... Çoğu gidemedi.
Gidenlerin bir kısmı da, geri çevrildi... Oy veremedi.
"
Randevu gününde gelmedin" denildi.
Seçmen "
Randevu gününde" işinden izin alamamış... Hafta sonunu beklemiş...
200 km yol gelmiş... Oyunu atsa ne olur?
Ama gel de bunu "
Mevzuat hazretlerine" anlat.
Anlatılamadı.
Herkes "
Suçu, kusuru" birbirine attı.
Uzatmayalım...
10 Ağustos'ta... Cumhurbaşkanlığı seçiminde... "
Sistem sınıfta kaldı."
***
Biraz daha ayrıntı ister misiniz?
Almanya'da 1 milyon 400 bin Türk seçmen var... 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde kullanılan oy... 113 bin 600.
Düsseldorf ve Köln Başkonsolosluk bölgelerindeki Türk seçmen sayısı 360 bin... Oy kullananların sayısı ise... 24 bin.
Essen- Münster Başkonsolosluk bölgesinde 215 bin seçmen mevcut... Oy verebilenler 20 bin bile değil.
***
Neyse... "
Hatadan... İnattan" vazgeçildi.
7 Haziran 2015 milletvekili seçimlerinde... Türk seçmenler "
Konsolosluklarda" oy kullanacaklar.
Boş yere "
Salon kiralanmayacak."
Ayrıca...
1. Randevu almaya gerek kalmayacak.
2. Oy kullanma süresi uzatılacak... Seçmen iki ayağı bir pabuçta bırakılmayacak.
***
Demek... İstenince oluyormuş.
Konuyu şöyle bağlayalım:
Hatadan dönmek fazilettir... Hatadan dönüldü.
Fakat... Bugüne kadar da kimse çıkıp "
Evet hata ettik" demedi... Kimse "
Özür dilemedi."
Eeee... "
Bürokrasi bu... Mevzuat hazretleri."
Hiç özür diler mi?