Recep Tayyip Erdoğan'ın... "Şiir okumaktan aldığı mahkûmiyet" geçmişte yaşanan bir olayı aklımıza getirdi.
12 Eylül'den sonra... Süleyman Demirel önce "Hamzakoy'a" gönderilince.
Sonra "Zincirbozan'a" sürülünce...
Üstüne üstlük "Siyaset yapmaktan men edilince..." "Ateş püskürüyordu."
İşte Süleyman Demirel'in böyle öfkeli günlerinden birinde...
"Görmüş geçirmiş" bir devlet adamı olan Celal Bayar...
Demirel'i teselli etti. İstiklal Savaşı'nın Galip Hoca'sı...
Atatürk'ün arkadaşı... Üçüncü Cumhurbaşkanı...
27 Mayıs 1960 ihtilalinin muhatabı... Yassıada sanığı...
Celal Bayar "Üzülme Süleyman Bey" dedi:
Öfkelenme... Sakin ol.
Hamzakoy... Zincirbozan... Siyaset yasağı... Bunlar senin için altın bileziktir.
Bu gibi durumlarda önemli olan kelleyi vermemektir.
Kim bilirdi ki... İhtilalcilerin "Sürgüne gönderdiği... Siyaset yasağı getirdiği"
Demirel'in... Bir gün... Başbakan olacağını...
Cumhurbaşkanı olacağını.
Yine kim bilirdi ki... Pınarhisar Cezaevi'ne yollanan... Milletvekili olması yasaklanan Erdoğan'ın... Bir gün...
Başbakanlığa geleceğini... Halk tarafından Cumhurbaşkanı seçileceğini.
Zamanın ruhu öyle bir şeydir ki... "Cezayı" bile... Gün gelir... "Altın bileziğe" çeviriverir.