Bir varmış bir yokmuş... Evvel zaman içinde... Kalbur saman içinde...
"Her kentin bir şeytanı varmış..." Diyarbakır'ın da.
Ancak... Diyarbakır'ın şeytanı "Kötü kalpliymiş... Bozguncuymuş."
"Halkı birbirine düşürüyormuş."
Karı ile kocayı, baba ile oğulu, kardeşleri birbirleriyle kavga ettiriyormuş.
Yıllarca dostça geçinen komşuları düşman hale getiriyormuş.
Halk bezmiş... Bıkmış... Çaresiz kalmış.
Sonunda... Bir evliya Diyarbakırlılar'ın haline acımış... "Şeytanı yakalamış."
Ve şeytanı bir "Demir parçası" haline getirmiş.
Kaçmasın, bir daha Diyarbakır halkına kötülük etmesin diye de "Demire dönüştürdüğü şeytanı" İçkale'nin kapısının sol üst yanına zincirlemiş.
Böylece... Diyarbakır şeytandan kurtulmuş.
Şehre huzur gelmiş.
Diyarbakır'a gittiğiniz zaman... İçkale'yi mutlaka gezmelisiniz.
Gezerken... İçkale kapısının sol üst tarafındaki duvarda... "Şeytanı simgeleyen zincirli demiri" göreceksiniz.
Asırlar geçmiş... "Zincirli demir" hâlâ orada.
Şimdi gençler bilmezler ama... Yakın zamana kadar İçkale'ye gidenler, bu demir parçasına döner ve "Lanet olsun" derlerdi.
Sonra da kale içine girerlerdi.
Biz defalarca gittik... Efsaneyi İçkale'nin bulunduğu metropol Sur Belediyesi'nin eski başkanı Abdullah Demirbaş'tan da dinledik... İçkale'de yaşayanlardan da.
İçkale'de Türk, Kürt, Zaza, Arap, Türkmen, Keldani, Ermeni, Süryani içiçe.
Resim de çekmiştik... Duvardaki "Zincire vurulmuş şeytanın (Demirin) resmini."