Samimi... Ne sorarsanız yanıt veriyor...
Ama yine de... Cemil Çiçek bir konuda sanki "Kapalı kutu."
Kafasından geçenlerin "Hepsini" söylemiyor.
Örneğin... "Tartışmalı maddelerin"
Anayasa'da nasıl yer alacağı konusunda...
"Alternatifler" diyor...
"Değişik yazım teknikleri" diyor...
Ama... Bu sözlerinin içinin "Nasıl doldurulacağına dair" tek söz etmiyor. "Tahmin yapmak" da bize düşüyor. Acaba Çiçek "Şöyle mi" düşünüyor:
Önce "Üzerinde uzlaşılan konuları" kâğıda dökelim.
Sonra "Diğer konuları... Tartışmalı maddeleri" tekrar tekrar görüşelim... Belki "Bazılarında" uzlaşma sağlanabilir.
Uzlaşılamayan maddeler konusunda ise... "Yeni yöntemler" arayalım.
Yeni yöntem... "Üstünde mutabakat sağlanamayan hususlarda... Mevcut Anayasadaki maddeler aynen kalsın."
"Acaba"yı tekrarlayalım:
- Çiçek'in kafasından bunlar mı geçiyor? Cemil Çiçek "Bir şey söylemiyor... Renk vermiyor." "Önce üzerinde uzlaşılan maddelerin yazımı bitsin" diyor... Ve ekliyor:
- Dünyayı yeniden keşfedecek değiliz...
Çare bulunur.